Güncelleme Tarihi:
Hukukçular, yazının ‘yargıya müdahale olduğunun’ itirafı olduğunu savunurken, muhalefetten de “Siyasetin bürokrasi üzerinde orantısız güç kullandığı dönemlerde bu tür durumlar ortaya çıkıyor” değerlendirmesi geldi. Görüşler özetle şöyle:
Hakan Canduran (Ankara Baro Başkanı): Gönderilen yazı, yargıya müdahale olduğunun kanıtı, itirafı, niteliğindedir. Artık öyle bir aşamaya gelinmiş ki, yargıya yapılan müdahaleye bakanlık bile müdahale etmek zorunda kalmış görünüyor. Bakanlık böyle bir müdahale olduğunun farkındaysa, hemen suç duyurusunda bulunmalı.
Mehmet Durak (İstanbul Baro Başkanı): İstanbul Barosu olarak yargıya çok ciddi müdahale yapıldığını söylüyorduk, bu yazı bizim tezimizi güçlendirmiş durumda. Hatta söylediklerimizin sadece bir bölümünü açığa çıkarmıştır.
Murat Yılmaz (ÇHD Ankara Şube Başkanı): Kimlerin nüfuzunu kullandığı, kimlerin dosyalara etki ettiğinin çok açık ortaya konularak gerekli soruşturmanın yapılması gerekir.
Özgür Özel (CHP Grup Başkanvekili): Aslında bu uyarılar, cumhurbaşkanı ya da başkalarının adı kullanılarak bu işlerin yapıldığının da itirafı. Aynı zamanda yargı bağımsızlığının nasıl ayaklar altına alındığının, kuvvetler ayrılığının nasıl can çekiştiğinin de göstergesi.
Erhan Usta (MHP Grup Başkanvekili): Uyarının bir ihtiyaçtan kaynaklandığı anlaşılıyor. Bu tür sürekli birilerinin isimleri kullanılarak iş takipleri yapılıyorsa hoş değil, bunlar bizim de kulağımıza çok geliyor. Bunlar kamunun işleyişine de müdahale anlamındadır.
Deniz Depboylu (MHP Aydın Milletvekili): Yargının her türlü çıkar ilişkisinden de siyasetten de bağımsız olması gerekir. Böyle bir uyarının yapılmış olması anlamlıdır. Ama olması gereken de odur zaten.
Naci Bostancı (AK Parti Grup Başkanvekili): Türkiye bunlardan kurtulacaktır. Bu uyarılar da gri alanı ortadan kaldırmak, iradenin hukuktan, ahlaktan, meşruiyetten yana olduğunun altını çizmek içindir.