Güncelleme Tarihi:
DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE KISITLAMA ENDİŞE VERİCİ
Önceki yıllara kıyasla eleştiri dozunun ‘daha fazla’ olduğu gözlemlenen raporda, ifade ve basın özgürlüğü konusunda ‘sert ifadelere’ yer verildi.
Türk yargı sistemi konusunda, “Temel haklarda hiçbir ilerleme yok. Düşünce özgürlüğüne yönelik artan ihlaller endişe verici ve basın özgürlüğü de uygulamada kısıtlanmaya devam ediyor” ifadelerine yer verildi. Mahkemelerin özellikle terörizm ve organize suçlarla ilgili davalarda ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin yasaları kötüye kullandığı, üçüncü reform paketinin getirdiği iyileştirmelere rağmen, bağımsızlık, tarafsızlık ve yargının etkinliği konularında daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği kaydedildi.
*Uludere’de askerî hava saldırısında 34 sivilin öldürülmesi ve şeffaf bir soruşturmanın yapılmaması güven kırıcı oldu. Hukuki ve idari soruşturmalar sürüyor. Ancak bu soruşturmaların etkinliği ve şeffaflığı konusunda endişeler var. İstihbarat hatası ve operasyonel ihmalle ilgili iddialar açıklığa kavuşturulmadı. Ne askerî ne sivil yetkililer olayla ilgili doğrudan özür diledi. Siyasi sorumlulukla ilgili herhangi bir tartışma yapılmadı.
*Kürt meselesinin çözümüyle ilgili bir ilerleme olmadı. Başka meselelerle birlikte Kürt meselesini de çözmeyi hedefleyen 2009’daki demokratik açılım ilerlemedi.
*KCK operasyonları yalnızca Kürt siyasetçileri, halk tarafından seçilmiş belediye başkanlarını ve belediye meclisi üyelerini değil medya mensuplarını, insan hakları savunucularını, sendikacıları, önde gelen akademisyenleri ve avukatları da hedefleyerek genişledi.
*Milletvekili dokunulmazlığının kapsamı, ifade özgürlüğüyle ilgili durumlar hariç geniş tutulmaya devam ediyor. Bu halen endişe verici bir mesele.
*Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili soruşturma boyunca yaşanan hukuki ihlalleri davalara “gölge düşürdü”. Savunmanın hakları, yargı öncesi tutuklama süresinin uzunluğu ve aşırı derecede uzun, her şeyi kapsayan iddianamelerle ilgili endişeler bir türlü sona ermedi. Türkiye’deki kurumların ve hukuk düzeninin demokratik işleyişine yönelik güvenin pekişmesi fırsatı sunan bu davalara, kapsamının çok geniş olması ve hukuki süreçteki eksikler nedeniyle gölgeye düştü. *Yeni anayasa hazırlığı sürüyor. Czellikle Kürt sorunu, insan hakları, azınlıklar gibi konularda çözümün adresi olması, demokrasi kurallarıyla da örtüşmesi gerekiyor. Yeni anayasada uzlaşmacı ruhun korunması, mümkün olan en geniş katılımın sağlanması gerekiyor. İlk defa gayrımüslim temsilcilerinin parlamento tarafından kabul edilmesi, komisyon üyelerinin sivil platformlar tarafından düzenlenen organizasyonlarda yer alması olumlu gelişmeler.
*Hrant Dink davasıyla ilgili sadece bir kişi ceza aldı, diğer tüm sanıkların ise beraat edildi. Dink davası Türkiye’de cezasızlıkla mücadele edilmesi açısından büyük önem taşıyor. *Soruşturmalarla ilgili haber yapılmasında bazı kısıtlamalara esneklik getirilirken, buna karşın özellikle Kürt sorunuyla ilgili yazılar kaleme alan gazetecilere, akademisyenlere ve yazarlara yönelik çok sayıda dava açıldı. Organize suç ve terör suçlamalarıyla ilgili yasal çerçeve çok muğlak terimler ve suiistimallere açık bazı tanımlamalar içeriyor.
*Basın kuruluşlarının çıkarlarının bilgi ve fikirlerin serbestçe yayılmasından çok daha ötesine geçmesi soğuk duş etkisi yaratıyor ve pratikte ifade özgürlüğü kısıtlanıyor. Otosansürü de yaygın hale getiriyor. Devlet yetkililerinin basına baskı yapması ve bazı önemli gazetecilerin görevine son verilmesi de otosansürü pekiştiriyor.
EKONOMİ DEĞERLENDİRMESİ
AB Komisyonu’nun ‘ekonomi’ ile ilgili değerlendirmesinde ise şu görüşler dikkati çekti:
*Türkiye'nin bu yıl dış ticaret ve cari açıkları önemli oranda düştü.
*Türk ihracatçıları son 1 yılda krize ve küresel ticaretteki yavaşlamaya rağmen, Orta Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya artan satışlarla oldukça iyi gidiyorlar.
*Büyük küresel istikrarsızlık döneminde kuvvetli büyüme ekonominin iyileşen temellerini ve şoklara karşı artan esnekliğini teyit eder. deniyor.
*Bütçe performansı ve kamu borç stokundaki azalma takdir edici. Ancak cari açığın hızla büyümesiyle, kuvvetli enflasyonist baskılar Türk ekonomisinde yeniden önemli dengesizlikler üretebilir.
*Kamu borçlarının GSYH'nin yüzde 39'una düşmesi olumlu.
*Mali şeffaflığı artırmak için herhangi bir çaba gösterilmedi.
*Müteşebbisler için bürokrasi hâlâ uzun ve yorucu.