Güncelleme Tarihi:
Anneleri vefat eden çocukların velayeti konusunda baba ile kızlarını kaybeden aile arasında tartışma çıktı. Aile Mahkemesi 7 ile 4 yaşındaki iki çocuğun velayetini babaya verdi. Mahkeme, çocukların babasıyla aralarında husumet bulunan anneanne ve dedenin, torunlarını yatılı olarak misafir etmesine müsaade etmedi. Aile Mahkemesi, iki kardeşin büyükanne ve büyükbabalarıyla her ayın 4. Pazar günü saat 10:00'dan saat 17:00'ye kadar, dini bayramların 2. günü saat 12:00'den aynı gün saat 15:00'e kadar, her yıl 1 Temmuz saat 10:00'dan 10 temmuz saat 17:00'ye kadar şeklinde kişisel ilişki düzenlenmesine karar verdi. Kızlarını kaybetmenin acısını yaşayan büyükanne ve büyükbaba, torunlarını sevmeye doyamadıklarını belirterek karara itiraz etti. Bölge Adliye Mahkemesi, büyükanne ve büyükbabanın torunları yatılı misafir etme taleplerini geri çevirdi. Torun hasreti dinmeyen büyükanne ve büyükbaba bu kez kararı temyiz etti.
TORUNLARINI BAĞIRLARINA BASMAK ONLARIN DA HAKKI
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nden yıllarca torunlarına hasret kalan nene ile dedeye müjde niteliğinde bir karar çıktı. Kararda; Türk Medeni Kanunu'nun 325. Maddesindeki; ‘Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir’ ifadeleri hatırlatıldı. Davacı büyükanne ve büyükbabanın torunlarını sevme, onunla kişisel ilişki kurulmasını istemelerinin en doğal hakları olduğu dile getirildi. Baba ve davacılar arasında anlaşmazlık bulunmasının, davacıların torunları ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemesi gerektiğinin altı çizildi. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Annesini kaybetmiş çocukların bu eksikliğini gidermesi için büyükanne ve büyükbaba ile vakit geçirmesi ve sosyal inceleme raporunda da belirtildiği üzere kurulacak kişisel ilişkinin çocukların yas sürecindeki ruhsal durumunu da destekleyeceğinin belirlenmesi, onların yararına olacaktır. İlk derece mahkemesince kişisel ilişki süresinin düzenlenmesine karar verilmesi doğru ise de; davacılar ile iki torunları arasında dini bayramlarda ve her ayın 4. Pazar günü yatısız olarak kurulan kişisel ilişki süresinin az olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar ile torun arasında çocukların menfaati de göz önüne alınarak, yatılı olacak şekilde daha uygun süreli ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, kişisel ilişki kurulmasına karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'nin vermiş olduğu kararın kaldırılmasına 6. Aile Mahkemesi kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”