Güncelleme Tarihi:
Yargıtayın ilgili daireleri ile üst kurul niteliğindeki ceza ve hukuk genel kurullarında kadınlarla ilgili önemli içtihatlar çıkıyor.
Cinayet davalarına bakan Yargıtay 1. Ceza Dairesinin kadınlar lehine kararları dikkat çekiyor. Kadın cinayetlerinde cezaların yerel mahkemelerce haksız tahrik veya iyi hal nedeniyle indirilmesi Yargıtay 1. Ceza Dairesinden dönüyor. Daire, eşi veya sevgilisini öldüren sanıklara verilen cezalarda haksız tahrik indirimi uygulamasını veya sanığın duruşmalardaki iyi hali nedeniyle yapılan indirimleri bozma nedeni sayıyor.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin önemli bir örnek kararında, sevgilisinin boğazını kesip, kafasını taşla ezerek öldüren sanığa verilen cezada, "haksız tahrik indirimi" uygulayan yerel mahkeme kararı bozuldu.
Yargıtay, yerel mahkemece kadının olay sırasında sanığa hakaret ettiği gerekçesiyle haksız tahrik indirimi hükmünün uygulanmasını, bozma nedeni saydı.
Tecavüze uğradığı, şiddet ve tehdit gördüğü sevgilisini öldüren kadının davasında da Yargıtay Ceza Genel Kurulu son sözü söyledi. Kurul, olay günü cinsel saldırısına maruz kaldığı sevgilisini bıçakla öldüren kadının eyleminin, meşru savunma şartları altında gerçekleştiğine hükmetti.
Kadınlarla ilgili bir başka kararda da yerel mahkeme, hayat kadınlığı yaptığı gerekçesiyle kardeşini öldüren sanığa haksız tahrik indirimi uyguladı.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise öldürülen kadının 18 yaşından büyük olduğu, ailesinden ayrı yaşadığı, tercih ettiği hayat tarzının kardeşi olan sanık için haksız tahrik teşkil edemeyeceği gerekçesiyle haksız tahrik indirimi uygulayan yerel mahkeme kararını bozdu.
Cinayet davalarının yanı sıra kadınların sosyal yaşamlarıyla ilgili önemli kararlar da Yargıtaydan çıkıyor.
Anayasa Mahkemesinin 2015'te verdiği emsal hak ihlali kararının ardından Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de boşanan kadınların aile mahkemesinden, velayeti kendisine geçen çocuğuna kendi soyadının verilmesini isteyebileceğine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, boşanan ve çocuğunun velayetini alan bir annenin çocuğuna kendi soyadını verme talebini haklı bulmuş, böylelikle boşanan kadınların bu yöndeki istemlerinin önündeki engeller ortadan kalkmıştı. Yüksek Mahkemenin emsal niteliğindeki hak ihlali kararına uyan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de baktığı bir davada, "boşanmış kadının, velayeti kendisine verilmiş çocuğuna kendi soyadının verilmesini, velayet hakkına dayanarak aile mahkemesinden isteyebileceği" yönünde karara imza attı.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bir başka kararıyla da evli kadının sadece bekarlık soyadını kullanabilmesinin yolu açıldı.
Yargıtayın bu kararından sonra evli kadınlar, aile mahkemelerine dava açarak sadece kendi soyadlarını kullanabilmeye başladı.
Yine Yargıtaydan boşanan annelerin lehine çıkan bir başka karar da baba-çocuk görüşmesiyle ilgili oldu.
Boşanan ailelerde çocukların velayetinin anneye verilmesi halinde babalara 15 günde bir hafta sonunda çocuk görüşmesi izni veriliyordu.
Bir babanın bu görüşmenin her hafta sonu şeklinde uygulanması talebi, Yargıtayca kabul görmedi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin kararında, her hafta sonu yapılan baba-çocuk görüşmesinin anneyi olumsuz etkilediği, özellikle çalışan annelerin bir hafta sonu bile çocuğuyla iş ve okul dışında rahat vakit geçiremeyeceği vurgulandı.
Sadakatsiz olduğu gerekçesiyle çocuklarının velayetini alamayan anneye de velayet Yargıtay kararıyla verildi.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kadının sadakatsizliği nedeniyle boşanan çiftin çocuklarının velayetini, "annenin bu yaşam tarzının, çocukların bedeni, fikri ve ahlaki gelişmeleri bakımından ciddi risk teşkil edeceği" gerekçesiyle babaya veren yerel mahkeme kararını bozdu. "Çocuğun üstün yararı"nın korunmasının önemine işaret eden Daire, görüşlerini açıklama olgunluğuna erişen çocukların anneyle yaşamak istemeleri, annenin de velayet görevini yerine getirecek sosyal ekonomik şartlara sahip olduğunun anlaşılması karşısında çocukların velayetinin babaya verilmesini bozma nedeni saydı.
Yargıtay, kadınların iş yaşamındaki haklarının korunmasına yönelik de önemli kararlara imza attı.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, dördüz bebek bekleyen ve sağlık riski nedeniyle rapor alarak işe gelmediği için işten çıkarılan kadın çalışanın ayrımcılığa tabi tutulduğuna, işverenin üst sınırdan tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti.
Bir başka kararda Yargıtay, boşanan kadınlara eşlerinden bağlanan yoksulluk nafakasının, asgari ücretle işe girmeleri halinde kesilemeyeceğine karar verdi. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, asgari ücretle işe giren kadının boşandığı kocasından aldığı yoksulluk nafakasını kaldıran yerel mahkeme kararını bozdu.
Bir başka kararda, Yargıtay çocuğunun velayetini alan annenin yurt dışına çıkışta boşandığı eşinden izin alma zorunluluğu bulunmadığına karar verdi.
Yargıtay, eşinden boşanan ve çocuğunun velayetini alan annenin, "yurt dışı gezilerinde baba izni aranması" şartı getiren yerel mahkeme kararını bozdu. Kararda, "Velayet hakkı kendisinde bulunan eşin, velayet hakkını kullanmasının doğal sonucu olarak ortak çocuğu yurt dışına çıkarması, boşandığı eşinin muvafakatine bağlı değildir" hükmüne yer verildi.
Yargıtaydan kadınların lehine bir başka karar, bir tecavüz davasında çıktı.
İnternette tanıştığı kadını kandırarak evine götüren ve tecavüz eden sanığa verilen hapis cezasına, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, "bir kadının 2 saat içinde tanıştığı ve elinde bira bulunan bir erkeğin evine gitmesinin cinsel ilişkinin zorla gerçekleşmediğini gösterdiğini" savunarak itiraz etti.
Başsavcılığın, 35 yaşındaki kadının eğitim ve kültür seviyesi dikkate alındığında rızası dışında cinsel ilişkiye girdiğine dair delil bulunmadığı gerekçesiyle sanık hakkındaki "beraat" istemli itirazı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca reddedildi.