A.A.
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2006 01:26
Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, Türkiye'nin laiklikten vazgeçme lüksü olmadığını belirterek, “Çağcıl bir devlet kurmak istiyorsanız zaten başka çareniz de yoktur” dedi.
Selçuk, İş Dünyası Vakfınca Üsküdar Kandilli'deki İTO Tesislerinde, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un da katıldığı iftarın ardından düzenlenen ”Laiklik” konulu konferansta konuştu.
Selçuk konuşmasında, Türkiye'de laiklik konusu tartışıldığında bir gerilim yaşandığını belirterek, 1999'da Yargıtay Başkanlığı döneminde yaptığı laiklikle ilgili konuşmasının ardından da kendisine “saldırılar” olduğunu ve etrafında kimsenin kalmadığını söyledi.
Türkiye'de laikliğin bir sorun olmanın ötesinde sorunsala dönüştüğünü ifade eden Selçuk, “Oysa Türkiye gerçekten laiklikten vazgeçme lüksüne sahip değildir. Çağcıl bir devlet kurmak istiyorsanız zaten başka çareniz de yoktur” diye konuştu.
Selçuk, Türkiye'nin “laiklik” ilkesiyle değil, “laisizm” ile yönlendirildiğini savunarak, bu iki kavram arasında fark bulunduğunu söyledi.
Yargıtay Onursal Başkanı Selçuk, “Laiklik uygulamaya yansıtılmadıkça Türkiye'nin laik bir düzene kavuşması da mümkün değil” diye konuştu.
Aydınlanma devrini tamamlamış ülkelerde, dinin kendiliğinden kendi alanına çekildiğini ifade eden Selçuk, Türkiye'de ise Diyanet İşleri Başkanlığı ile dinsel bir kurul oluşturulduğunu söyledi.
Laikliğin demokratik sistemlerde bir gereklilik olduğunu kaydeden Selçuk, laiklikte en önemli sonuçlardan birinin din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına almak olduğunu anlattı.
Türkiye'de laikliğin tam anlamıyla işlemediğini de öne süren Selçuk, dinin merkezden yönlendirilmesi halinde, o dinin değişimine de engel olunduğunu söyledi.
Sami Selçuk, devletin din konusunda belirleyici olmasının da teokrasi anlamına geldiğine ifade ederek, “Laikliği doğru uygulamak Türkiye'nin görevidir” şeklinde konuştu.
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Selçuk, başörtüsüyle ilgili bir soru üzerine, bunun bir hukuk sorunu haline dönüştüğünü ve hukukun da bu sorunu çözdüğünü ifade etti.
Selçuk, “Bu aslında çözülmeyecek sorun değildir. Ama bazıları bunu görmezden geliyor” diyerek Anayasa Mahkemesinin bu konudaki kararında gerekçe değil, hüküm fıkrasının bağlayıcı olduğunu belirtti.
Selçuk, bir başka soru üzerine de AB süreci nedeniyle Türkiye'nin Türk Ceza Kanunun (TCK) 301. maddesini değiştirmek zorunda kalacağını ve bu maddenin AB gerekçesi olmadan değiştirilmesi gerektiğini ifade etti.