Oya ARMUTÇU/ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2005 00:00
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Hülya Koçyiğit’in misyonerlik faaliyetlerini anlattığı programın tazminat cezasına çarptırılmasını reddeden İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gerekçeli kararını onarken, ‘kamu yararı’ bulunmas halinde ‘gizli kamera’ kullanılmasına da vize verdi.
Dion Ross Bremner adlı Avustralyalı gazeteci, 24 Haziran 1997’de Hülya Koçyiğit tarafından bir televizyon kanalında sunulan ‘Son Çare’ adlı programda, gizli kamera çekimi yapılarak, ‘Gizlice Hristiyanlık dinini yaymaya çalışan bir din tüccarı olarak lanse edildiği’ iddiasıyla tazminat davası açtı. Bremmer, 500’ü maddi, bir milyarı manevi olmak üzere toplam 1 milyar 500 bin liralık tazminat talep etti.
Bremner, programda kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu, tehdit aldığını, kendisi, eşi ve çocuğunun güvenliğinden endişe ettiğini, evinin arandığını, suçlu durumuna düşürüldüğünü ve ‘Sanki Yüce İslam dini ve Yüce Peygamberi kötülemek, insanları kandırarak kendi inançlarından vazgeçmelerini sağlamak ve onları Müslüman olmaktan çıkarıp Hristiyan yapmak amacıyla bu ülkeye geldiği etkisi’ uyandırıldığını iddia etti.
Bremner, daha sonra ‘Allah’a ve İslamiyet dinine hakaret’ iddiasıyla yargılandığı Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘delil yetersizliğinden’ beraat etti. Ancak, sınır dışı edildi.
Davacı Bremner’in temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, gizli kamera ile çekim yapılmasını gerekçe göstererek, mahkeme kararını oyçokluğu ile bozdu. Kararda, ‘Bir kişinin hukuka aykırı bile olsa konuşmalarının ve görüntüsünün gizli kamera ile kayda alınması aynen telefon konuşmalarının yasadışı dinlenmesinde olduğu gibi onun kişilik hakları ve özel yaşamına saldırı niteliği taşımaktadır. Bu kayıt ve görüntülerinin televizyon yoluyla kamuoyuna yansıtılması ve televizyon programında ‘yobaz faaliyetler, gizli faaliyet, din tüccarı’ nitelemesi yapılması, kişilik hakkına yapılmış ikinci bir saldırı niteliğindedir’ denildi.
Ancak, tazminat davasına bakan İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi, davacının ‘gizli bir şekilde misyonerlik faaliyeti sürdürdüğünün açık olduğuna, ceza davasında beraat etmesine rağmen sınır dışı edildiğine’ dikkat çekti. Mahkeme, ilk kararına paralel bir gerekçe ile tazminat davasının reddinde direndi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da önceki gün mahkemenin direnme kararını oyçokluğu ile onadı.
DEVLET DİNİ KORUMAK İÇİN TEDBİR ALIR
Tazminat davasına bakan İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi ise Bremner’in davalı şirket ve Hülya Koçyiğit’e (Soydan) açtığı tazminat davasını, yapılan yayının hukuka aykırı olmadığı gerekçesiyle reddetti. Kararda özetle şöyle denildi:
Yayınlanan Son Çare adlı program sunucusu davalı Hülya Koçyiğit ülkemizde yabancıların dinimiz ile ilgili gizli faaliyetlerini ortaya çıkarmak amacıyla gizli kameralarla yapılanları görüntülemiş ve ‘Yorumu seyircilere ve Türk adaletine bırakıyorum’ demek suretiyle programı sonlandırmıştır.
Gerek laik yurdumuz gibi gerekse Batı ülkelerinde din ve devlet işlerinin ayrıldığı ve herhangi bir dinin propagandası resmi ya da özel yayın organları tarafından övülmesi ya da yerilmesi yasaklanmış ise de tüm dünyada olduğu gibi şayet büyük çoğunluğun kabul ettiği dinde devlet bazı koruyucu tedbirler alabilmektedir.
Bu durumda davalı Koçyiğit’in yaptığı programda gizli kamera yolu ile tespit ettiği hususları Türk halkına izlettirilmesinde hiçbir hukuka aykırı yorum söz konusu değildir. Örneğin davacının tabiyetinde bulunduğu Avustralya’da benzer İslam dinini yayma faaliyeti bu şekilde gösterilmiş olsa orada da devletçe hukuka aykırılık sözkonusu olmayacağı kanatindeyiz. Kaldı ki, TCK bu gibi eylemler yaptırım altına alınmıştır.