Yargıtay Başkanı: İdam artık kalkmalı

Güncelleme Tarihi:

Yargıtay Başkanı: İdam artık kalkmalı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 25, 2002 10:49

Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya, idam cezasının artık kaldırılması, ana dilde yayın ve öğrenim konusunda Türkiye'nin birliğine, tekliğine ve bütünlüğüne zarar vermeyecek bir çözüm bulunması gerektiğini belirterek, "Türkiye, Avrupa Birliği'ne mutlaka tam üye olarak girmeli" dedi.

Haberin Devamı

Yeni sivil bir anayasanın mutlaka yapılması gerektiğini de vurgulayan Özkaya, Türkiye'de yargının bağımsız olduğunu söylemenin mümkün olmadığını da vurguladı.

Türkiye'de AB'ye girme konusunda yapılan tartışmaların hatırlatılması üzerine Özkaya, Türkiye'nin yerinin Atatürk'ün söylediği gibi Avrupa olduğunu kaydetti. Türkiye'nin AB'ye mutlaka tam üye olarak girmesi gerektiğini belirten Özkaya, şöyle konuştu:

''Ama bu milli kimliğimizi ve çıkarlarımızı göz ardı edeceğimiz anlamına gelmez. Türkiye'nin hassas olduğu bir takım konular ve sorunlar var. Türkiye, bölünmez bütünlüğünden hiçbir suretle fedakarlık yapamaz. Temel insan hakları ve özgürlükleri çerçevesinde çağdaş atılımların yapılması gerekir. Ancak, hak ve özgürlükleri genişletmek için atılacak adımlar, bölünmez bütünlüğümüzü tehlikeye düşürecek adımlar olmamalıdır.''

Haberin Devamı

İDAM CEZASI KALDIRILMAZSA...

Bir başka soru üzerine, idam cezasının artık kaldırılması gerektiğini söyleyen Özkaya, şunları kaydetti:

''Zaten idam cezasını koruyarak AB'ye girmemiz de mümkün değil. Türkiye bugünü, yarını değil, 25, 50, 100 yıl sonrasını düşünerek adımlar atmalı, buna göre programlarını yapmalıdır. İdam cezası 18 yıldır fiilin uygulanmıyor. Bu aşamadan sonra uygulanmayan idam cezalarını uygulamak da mümkün değil. Kişiye özel yasa çıkarılmaz. İdam cezasını gerektiren suçlarda terör veya adli ayrımı yapmadan bu suçlara müebbet ağır hapis cezası getirilirse af ve şartla tahliye kapsamı dışında bırakılmalıdır.

Bunun Anayasa'ya mı yoksa yasaya mı konulabileceği ayrı bir konu. Kanun tekniği açısından Anayasa konulup konulmayacağı tartışılır.''

ANA DİLDE YAYIN VE ÖĞRENİM

Ana dilde yayın ve öğrenim konusundaki tartışmaların hatırlatılıp, görüşünün sorulması üzerinde Özkaya, şöyle devam etti:

''Temel hak ve özgürlüklerin tam olarak uygulanması çağdaş  hukuk devletinin gereğidir. Türkiye'deki etnik bir takım unsurların varlığı da biliniyor. Türkiye'nin birliğine, tekliğine ve bütünlüğüne zarar vermeyecek bir çözüm bulunması gerekir.

Ayrılıkçı hareketler bu yolla devletin tekliğine, birliğine ve bütünlüğüne zarar vermemesi gerekir. İnsan hak ve özgürlüklerini genişletmek uğruna devletin, birliğini, tekliğini ve bütünlüğünü bozmak mümkün değildir.''

Haberin Devamı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarının yeniden yargılama nedeni olarak kabul edilip edilemeyeceğine ilişkin bir soruya da Özkaya, Türkiye'nin AİHM'nin kararlarının bağlayıcılığını kabul ettiğini hatırlattı. Özkaya, ''AİHM'nin bizim mahkemelerin yerine geçerek bir karar vermesi mümkün değil. Ancak bizim mahkemelerin noksanlarını tamamlayıcı nitelikte karar vermesi gerekir'' dedi.

BU ANAYASA İHTİYAÇLARA CEVAP VERMİYOR

1982 Anayasası'nda yapılan değişikliklerin yeterli olup olmadığınıilişkin bir soru üzerine de Özkaya, bu değişikliklerin yeterli olmadığını söyledi. Özkaya, ''Yeni sivil bir anayasanın mutlaka yapılması lazım. Ne kadar değiştirilirse değiştirilsin bu Anayasa bizim çağdaş modern Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte değil'' diye konuştu.

Haberin Devamı

Yeni anayasa ile birlikte bir hukuk reformunun mutlaka yapılması gerektiğini vurgulayan Eraslan Özkaya, ''Türkiye'de yargı bağımsız mı?'' şeklindeki bir soruya, ''Maalesef yargı bağımsız demek mümkün değil'' yanıtını verdi.

Tam bir yargı bağımsızlığı için öncelikle yargının siyasi ve idariunsurların etkisinden kurtarılması gerektiğini kaydeden Özkaya, şunları kaydetti:

''Bunun için önce Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan Adalet Bakanı ve Müsteşarı'nın çıkarılması gerekir. Bu ilk şart. İkinci olarak, hakimler ve savcıların mesleğe alımları tamamen bağımsız Yüksek Hakimler Kurulu'nun denetiminde olmalıdır. Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na bağlanmalıdır. Kurul'un sekreterya hizmetleri de Adalet Bakanlığı'ndan alınıp HSYK'ya verilmelidir.''

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!