Güncelleme Tarihi:
HÜKÜMETİN yargı reformu çalışmalarının kapsamına OHAL boyunca yargılamaya getirilen sınırlandırmaların da girdiği öğrenildi. Gözaltı süreleri, avukat sayısına getirilen sınırlandırmalar, avukatların sanıklarla ilgili belgelere savcının izni olmadan ulaşamaması, görüşmelerin kamera kaydına alınması gibi birçok uygulamada, 15 Temmuz öncesine dönüleceği ifade ediliyor. İki yıl süren ve 19 Temmuz 2018’de kaldırılan OHAL boyunca 36 KHK yayınlanmıştı. Bazı KHK’lar yargılamada sanığın aleyhine düzenleme içerirken, Ceza Muhakemeleri Yasası’ndaki birçok uygulama kaldırılmıştı.
AB İLİŞKİLERİNDE DE ÖNEMLİ
Önce Bakanlar Kurulu’na sunulan, ardından da Avrupa Birliği (AB) ile yapılan görüşmelerde önemli reform çalışması olarak lanse edilen Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yer alan bu düzenlemelerin, AB ile ilişkiler ve Türkiye’nin imajının düzeltilmesi için demokratikleşmeye dönük adımlar olacağı öne sürülüyor.
İNFAZ SÜRELERİ
Adalet Bakanlığı’nın Ceza İnfaz Kanunu’na ilişkin diğer çalışması ise af olarak nitelendirilmese de, infaz sürelerinde yapılacak değişiklikler. Bu kapsamda bazı suçlarda ceza infaz sürelerinde indirime girilecek. Cezaevinde kalma süresi kısalacak. Kadına ve çocuklara yönelik şiddet ve tecavüz cezalarının bu kapsamın dışında tutulacağı belirtiliyor. Uyuşturucu ile mücadele kapsamında arttırılan infaz oranlarının da bu kapsama alınıp alınmayacağı önemli bir tartışmayı oluşturuyor.
CEZALAR DEĞİŞECEK
HÜKÜMLÜLERİN açık cezaevine geçme şartları ve sürelerinin de çalışmanın konusu olduğu ve sürenin kısaltılacağı belirtiliyor. Uzlaştırma, arabuluculuk gibi mahkemeye gitmeden sorunların çözülmesini sağlayan mekanizmaların da güçlendirileceği ifade ediliyor. Bunların baktığı konuların kapsamının genişletilmesi ve böylece yargının iş yükünün daha da azaltılması planlanıyor. Aralarında ekonomik konuların bulunduğu bazı suçlar için verilen hapis cezasının para cezasına çevrilmesi de öngörülüyor.
HÂKİM AJANDA BİLE KABUL ETMESİN
YARGI Etiği Danışma Kurulu ilk kez verdiği örnek kararla yargıya hediye yasağı koydu.
Kurul, kamudan bile olsa yılbaşı ve bayramlarda eşantiyon niteliğindeki takvim, ajanda, kravat ve fular gibi hediyelerin Yargıtay’da üye ve hâkimlere dağıtılmasını etik bulmadı.
YARGITAY HÂKİMİ SORMUŞTU
İki yıl önce başlatılan proje kapsamında, yargının bu alandaki ilk kurulu olan Yargı Etiği Danışma Kurulu faaliyete geçti ve karar vermeye başladı. Yargıtay’da görevli bir tetkik hâkimi kamu iktisadi teşebbüsünde avukatlık yapan bir okul arkadaşının hem kendisine hem de Yargıtay’daki bazı hukuk dairelerine, yılbaşı ve bayramlarda eşantiyon niteliğinde takvim, ajanda, kravat ve fular gibi malzemelerin gönderilmesi konusunda yardım istediğini belirterek, bu talep karşısında nasıl bir cevap vermesinin uygun olacağını sordu. Yargıtay, etik olmadığı için talebi reddetmesine oybirliği ile karar verdi. Karar, etik eğitiminden geçirilen üyeler başta tüm Yargıtay için tavsiye kararı olurken, diğer yargı mensupları açısından da örnek niteliği taşıyor.
HEDİYE KAPSAMINA GİRER
Kararda, etik olarak hâkimlerin halkın gözünde güven sağlama ve arttırma ödevi olduğu, özel kuruluş-kamu kuruluşu ayrımı da yapılamayacağı belirtiledi ve “Bu hediyelerin hâkimlere verilmesi, hâkimler tarafından kullanılması veya Yargıtay’da görülmesi, söz konusu kamu iktisadi teşebbüsünün taraf olduğu davaların diğer tarafı ile toplumun gözünde dürüstlük görüntüsünün sarsılmasına neden olabilir” uyarısı yapıldı.
Kararda, “Yılbaşı-bayram günlerinde takvim, ajanda, kravat ve fular gibi malzemelerin bir hâkime ücretsiz olarak verilmesi ‘hediye’ kapsamına girer. Hediye veren ya da önemli bir hizmet sunan bir kişi, karşısındakini yükümlülük altına sokarak, üstü örtülü talepte bulunabilmekte ya da üst konuma geçebilmektedir” ifadesi yer aldı.