Güncelleme Tarihi:
EMNİYET Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliği’nde kadın polislerin kılık kıyafetiyle ilgili yeni bir düzenleme yapıldı. Resmi kıyafetli ve üniformalı kadın polisler, “Şapka, kep veya örgü bere altında, yüzünü kapatmayacak şekilde başlarına, üniforma renginde desensiz giysi” kullanabilecek. Bu durumda polisler mavi renkli desensiz örtülerini keplerinin altına giyebilecekler.
KAPSAM DIŞIYDI
2013’te dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın demokrasi paketi açıklamasıyla kamu personeline türban yasağının kaldırılacağı ilan edilmişti. Kamu Personeli Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nde Ekim 2013’te yapılan değişiklikle de türban serbest bırakıldı. Ancak polis, asker, hâkim ve savcılar, kapsam dışı bırakılmıştı. Bir süre sonra Danıştay ve Yargıtay’da bazı kadın hâkimlerin başörtüsüyle görev yaptıkları ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine Yargıtay, 26 Şubat 2015’te, HSYK’ya bir yazı yazarak, “Yargıtay’da görev yapan tetkik hâkim ve Cumhuriyet savcılarının Yargıtay kurulları ve dairelerde yapılan müzakereler ve duruşmalar esnasında başı kapalı olarak görev yapıp yapmayacakları hususunda” görüş istedi. HSYK Genel Sekreter Yardımcısı imzasıyla verilen yanıtta özetle şöyle denildi: “Kamuda başörtüsü serbestliğini sağlayan yönetmelik değişikliği hâkim ve savcı için başörtüsü yasağı getirmemiştir. Aksine hâkim ve savcıların başı örtülü olarak görev yapabileceklerinin de önünü açmıştır. Çünkü bahsedilen 6. maddenin atıfta bulunduğu Adalet Bakanlığı ve HSYK yönetmelikleri bu konuda yasak içermemekte.”
POLİSE DE SERBEST
İçişleri Bakanlığı da Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliği’ni değiştirerek, polise türban izni verdi. Değişiklik şöyle: “15/8/2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliğinin 5. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendindeki ‘Resmi kıyafetle birlikte kıyafetin içerisine’ ibaresi ‘Bayanların şapka, kep veya örgü bere altında yüzünü kapatmayacak şekilde başlarına taktıkları üniforma rengindeki desensiz giysiler hariç, resmi kıyafetin içerisine’... şeklinde değiştirilmiştir.”
KARARA TEPKİLER: TOPLUMDA DERİN ÇATLAK OLUŞTURUR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba: Adaletin temellerini sarsmayın. Güvenliği ve adaleti sağlayanların dini ve etnik kimliklerini öne çıkarması, toplumsal çatlakları büyütür, tarafsızlık ilkesini yok eder. Eğer bu kimlikler ön plana çıkarılırsa, toplumda ‘bana ondan olmadığım için müdahale edildi veya aleyhe karar verildi’ düşüncesi oluşabilir. Hâkimler kimliksiz, tarafsız, yalnızca ve yalnızca adaletin terazisine göre karar vermekle yükümlüdür. Adalette aslolan tarafsızlıktır. Güvenliği sağlayanlar da görevlerinin gereğini ayrımsız şekilde yapmalıdır. Tarafsızlığın üzerinin örtülmesi adalet duygusunu zedeler. ‘Ben bu polisin taraflı olduğunu görüyorum, buna değil şuna konuşurum’ gibi yargıların önünü açmak toplumda derin çatlaklar oluşturacaktır. Adaleti ve güvenliği sağlamakla yükümlü kişilerin, etnik ve dini kimliklere karşı kör olması, kendi kimliğini de göstermemesi gerekir. Eğer bu durumun tersi olursa toplum ne kendini adalet içinde ne de güven içinde hisseder. Din, dini semboller üzerinden siyaset yapmanın ülkemiz açısından bir kırılma noktası olduğunu yıllardır savunuyoruz. Yıllardır uyarılarımıza kulak asılmasa da tarih bizi haklı çıkarıyor. Toplumsal fay hatlarını daha da derinleştirecek adımlardan vazgeçilmelidir.
HAKSIZ SUÇLAMA OLABİLİR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran: Kamu görevinde bulunan kişilerin özellikle de güvenlik ve yargı bürokrasisinde çalışanların tam tarafsızlık adına inançlarını belli eden kıyafetler giymeleri uygun değildir. Bu her şeyden önce o kişilerin güvenliği ve onlara güven için gereklidir. Başörtülü bir kadın polis, örneğin farklı yaşam biçiminden veya inançtan birine herhangi bir olayla ilgili müdahale etse, ‘Bana inançlarından dolayı müdahale etti’ gibi haksız suçlamalarla karşılaşabilir. Bir kamu görevlisine bakıldığı zaman görüşü anlaşılmamalıdır. Görünür dinsel kıyafetler ve semboller görevli hakkında hemen karşısındakine fikir verir. Onunla konuşan kişi de söylemlerini ona göre şekillendirir. Kişinin dinsel ve ideolojik düşünceleri, görevine engel olmamalıdır. Görevi gereği içkili bir ortamda arama yapması gerekebilir, inancı gereği görevi reddetme durumu olabilir. Polisler görevleri gereği dinsel, ideolojik görüşleri dışında kıyafetler giymek ve davranışlar göstermek zorunda kalabilirler.