Güncelleme Tarihi:
Biz patlayan falan kimseye rastlamadık, herkes kemali edeple bekliyordu. Sayın Erdoğan neden bu kadar öfkelendi acaba?
Her neyse, herkes biraz bekledi ve yargı, kararını verdi. On yılı aşkın süreli hapis cezalarının kesinleştiği (temyiz hakkı yok) karar, Deniz Feneri dinci soygunu üzerine yazılıp çizilenlerin tümünü haklı çıkaran bir karar oldu.
Şimdi halk, haklı olarak soruyor:
“Biz patlamadan bekledik, karar çıktı ve AKP’nin savunduğu kişilerin suçu sabit oldu; yıllarca hapis cezası aldılar.Peki, bu durumda onları savunanlar çatlayack mı?”
Çatlarlar mı, böyle şişik vaziyette devam mı ederler, bilemem. Ama ‘adalet bakanı’ unvanı taşıyan kişinin, Deniz Feneri ğulûl suçunun hükme bağlanması üzerine ettiği laf, inanılır gibi değil. Şöyle diyor ‘adalet bakanı’ unvanlı kişi:
“Deniz feneri sanıklarının mahkûm olmalarına üzüldüm.”
Şu söze bakar mısınız, Allah aşkına.
Bir adalet bakanı, uluslararası yargının verdiği kararla, ‘din üzerinden vurgun’ yapmış, nitelikli hırsızların mahkûm olmasına sevinir mi, üzülür mü?
Sevinir, eğer o mahkûmlarla bir göbek bağı yoksa. Üzülür eğer o mahkûmlarla göbek bağı varsa. Ve mesela, oturduğu koltuğa kadar yükselmesinde o mahkûmların çaldıkları paralarla kurulmuş bir TV kanalının mutlak ve muhakkak katkısı varsa.
İşte böyle, sayın bakan!
Allah nelere kadirdir, görüyorsun. Senin gibi birini bile koca bir ülkenin adalet kurumunun başına oturtuyor.
Allah, kendisiyle alay etmeye kalkan bir milletle işte böyle alay eder.
Her neyse, bu tür tartışmalar kamuoyu ile AKP arasında. Biz bunlara girmeyiz. Bizim gözümüzü ısrarla cezbeden şey şudur:
Erdoğan ve ekibi çok yukarılardan atlayıp dururlardı. Sırtlarında bir paraşütleri vardı. Ona güvenerek bağırıp çağırıyorlardı. Ama anlaşıldı ki paraşüt bu sefer, en lazım olduğu yerde açılmadı.
İşte bağırıp çağırmaların gerçek sebebi bu.
Erdoğan ve ekibi düşmeye devam ediyor ve paraşütün artık açılmayacağı kesinleşmiş durumda…
Allah âdildir ve ceza amel cinsindendir.