Yargı isterse Ersümer için tavrımızı koyarız

MHP Lideri Devlet Bahçeli, ‘‘Sayın Ersümer'le ilgili yargı, Meclis'ten dokunulmazlığının kaldırılmasını isterse, o zaman tavrımızı koyarız’’ dedi. Bahçeli, sabırla yargı kararını beklemek gerektiğini söyledi.

Türkiye yurtdışında yolsuzluklarla kaplanmış bir ülke olarak anılıyor. Türkiye'nin dış dünyaya böyle bir görüntü vermesini nasıl karşılıyorsunuz?

Güzel bir görüntü değil. Olmaması gereken, fakat yıllardır da devam eden bir olay. 57. Cumhuriyet Hükümeti, bu konuda kararlı gidiyor. Yani, geçmişten bugüne kadar oluşan ve sosyal hastalık haline getirdiğimiz yolsuzluğu Türkiye'nin toplum ve siyasi hayatından çıkarmamız gerekiyor. Bunun için bu konunun üzerine gitmek gerekir. Bugüne kadar da gidilmiştir.

ÖLÇÜ YARGININ TALEBİ

Ya kabinede bu konulara muhatap olanlar olursa.

Efendim, ister kabinede, ister kabine dışında olsun... Yalnız, bir de şunu ayırt etmek lazım. Mesela Sayın Ersümer'le ilgili DYP bir önerge verdi. Biz aynı şekilde ifade ettik. Yargıya intikal etmiş bir konu geldiği takdirde, o zaman üzerinde durabilirsiniz. Neticede, yargıya bu saygıyı göstermek lazım. Yargıya intikal etmeden tartışmaya açınca, siyasetin kötü bir malzemesi oluyor. Haksız yere belki bir insan suçlanmış oluyor. Ve böyle bir şey siyasi platformda tartışıp kapandığı takdirde de, yapılmış olan bir yolsuzluk varsa da üstü örtülmüş oluyor. Onun için olayı yargıya intikal ettirmek lazım. Yargı eldeki bilgilerle böyle bir kanaati ortaya koymuşsa, zaten bizden, Meclis'ten, dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyecek değil mi? O zaman da tavrınızı koyacaksınız. Bunların hiçbirisi olmadan şöyleydi, böyleydi demek yanlış olur. Hükümet içinde uyumsuzluk sağlıyorsunuz. Ve Meclis'te siyasiler hep bu tür işleri yaparmış gibi bir mesaj ortaya koyuyorsunuz. Siyasi kirlilik böyle devam ediyor.

SİYASETTEN DIŞLANMALI

Yolsuzlukların üzerine gerçekten 57. hükümet döneminde gidildi. 24'ü aşkın, trilyonlarla ifade edilen operasyonlara girildi. Büyük bölümü yargıya intikal etti. Şimdi sabırla yargı kararlarını beklememiz lazım. Bunları yaptığımızı ve sonuç aldığımızı, yani; yolsuzluk, rüşvet, iltimas gibi olaylara karışan insanların siyasetten ve toplumdan dışlandığını gösterirsek, o zaman Batı'daki imaj da düzelir.

Derviş’le sıkıntı yok

Kemal Derviş'in DSP'ye katılması görüşünüzü koruyor musunuz?

Tabii, koruyorum. Çünkü, bana göre sağlıklı yol odur. 57. hükümetin bir bakanlığını verdiğiniz bir şahsiyeti arkasında siyasi irade var mı, yok mu diye araştırmak bir talihsizliktir.

MHP, Derviş'in bakanlığını nasıl karşıladı?

Şubat 2001 krizini yaşadığımız sırada iki kurumda boşalma oldu. Biri Merkez Bankası Başkanlığı, biri Hazine Müsteşarlığı. 7-8 isim üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Bu isimlerden bir tanesidir Derviş. Fakat o anda ekonominin başkomutanı geldi, kurtarıcı geldi diye şeyler oldu. Ancak Derviş Bey kafasındaki programı daha iyi uygulayabilmek açısından Hazine Müsteşarlığı yerine Hazine Bakanlığı'nı düşünmüş ve Başbakan'a ifade etmiş olabilir.

Bu noktada itirazınız oldu mu?

Ben, acaba daha aşırı yetkiyle yetkilendirilmiş bir müsteşarlık olsa daha uygun olabilir mi diye düşündüm. Ama bu DSP'nin, Sayın Başbakan'ın alanıdır.

Derviş hükümet disiplini açısından sınırları zorluyor mu?

Hayır, böyle bir şey hissetmiyoruz şu an.

Bağımsız bir bakanın girmesi koalisyonun dengesini bozmuyor mu?

Hayır. Ama ortaya koyacağı tavır ve çalışma yöntemi farklılaşır ise koalisyonun dengesini bozar. Şu an Derviş, 34 bakandan biridir.

Derviş'le 1 aydır mesai yapıyorsunuz. Kanaatiniz nedir?

Kendi alanında yetişmiş, uluslararası kuruluşlarda bilgi ve tecrübe sahibi olmuş bir şahsiyet. Türkiye’ye yararı olabilir. Herhangi bir sıkıntı yok.

Ecevit, gayet güzel çalışıyor

Sayın Başbakan'ın sağlığı konusunda yapılan tartışmalar yanlıştır. Bu tür konuları Türkiye gündemine taşımak bile nezaket dışı davranışlardır. Yani insanın sağlığını ve onun kişisel durumunu gündeme taşıyarak siyaset yapılmaz. Böyle şey olur mu? Genç insanda da sağlık problemleri olur. İnsanın tabiatında olan birşeyin siyasette deşilmesi yakışıksızdır.

Bana göre çalışmalarını gayet güzel yürütüyor. Herhangi bir sağlık sorunu görünmüyor. Bunu söylemenin nezaketle bağdaşır tarafı da yok. Ama belli bir yaşa gelmiş olabilir bir insan. Ama o yaşın gerektirdiği bir tabii oluşumun siyasetin malzemesi olarak kullanması doğru değil.

Rahmetli Başbuğumuz 80 yaşındaydı. Gayet dinamik, gayet verimli çalışırdı. Şimdi de aynı şeyi görüyoruz. Bizim hiç aklımıza Türkeş Bey'in sağlığı şudur gibi birşey gelmedi. O gözle hiç bakmayız ki biz. Şu an Ecevit'e de ben o gözle bakmıyorum. Bakmak yanlış. Allah uzun ömür versin. Bugün bu tartışmayı yapanlar da o yaşlara gelecek.