Güncelleme Tarihi:
KEMAL Kılıçdaroğlu, dünkü parti mitingleri öncesinde özel uçakta gündeme ilişkin bir grup gazeteciye açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın Isparta’daki CHP seçim bürosunu ziyaretiyle ilgili olarak “Bizi taklit etmiş. Bundan sonra daha çok taklit edecek” dedi. Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:
- Yargı AKP’nin arka bahçesi oldu; Arınç’ın açıklaması da bunu doğruluyor. Yargıtay’a yeni üye olanların blok halinde oy kullanması da enteresan. Bir yerden talimat alıyorlar, asker gibi gidip topluca oy kullanıyorlar. Böylece yeni Yargıtay Başkanını, kuşkulu hale getiren Arınç’ın sorumsuz açıklamasıdır. Bu sorumsuzluk aynı zamanda bir itiraftır.
- Bu seçimler bizim için o bölgede 3’üncü yol olarak girip varlığımızı kanıtlama seçimidir. Var olan algıları bir anda düğmeye basıp değiştirmek mümkün değil! Zamana ihtiyacımız var. Seçim sonrası da bölgede çalışmaya devam edeceğiz. Bizim tüm söylediklerimiz yazılı halde. O belgelere sadığız. Bizim samimiyetimizden kimse kuşku duymasın ama AKP samimi değil; AKP gizli gündemi olan bir parti. Devletin bütün kurumlarını ele geçirdiler. Kendi derin devletini oluşturdu. Şimdi statükosunu korumaya çalışan bir parti.
Polis taşla düşmemiş
- Başbakanın üslubu beni şaşırtıyor. Olaylardan sonra Hopa’da olup bitenleri CHP’ye bağladı. Sonra da ‘CHP ve BDP birlikte’ dedi. Orada BDP yok ki! CHP’li Kemalpaşa ve Hopa Belediye Başkanları Başbakanı karşılayıp çiçek veriyorlar. Sonra bir grup protesto ediyor, demokraside olabilir. Polisler gaz bombası, copla müdahale ediyor, ortalık savaş alanına dönüyor. Bir vatandaş ölüyor, bir polis yaralanıyor. Polisin atılan taşla yaralandığı söylendi ama öyle değil. Otobüs aniden hızlanınca düşerek yaralanmış. Ölen öğretmen de yatıştırmaya çalışıyormuş.
- Başbakan, CHP’yi çetecilikle suçladı, bu sözlere de dava açacağım. Gidiyor Isparta’ya ‘Menderes, Zorlu, Polatkan’ın idamını İnönü alkışladı’ diyor. Yakın tarihe bu kadar yabancı bir Başbakan olur mu? Bari kitap oku, bu kuyruklu yalanı da geçti. Halbuki, İnönü tüm idamlara karşı çıkmıştır. Bunun belgesi olan mektubunu da mahkemeye sunacağız.
İşadamlarına Kıraç çağrısı
- Bütün işadamlarına çağrıda bulunuyorum; ya çıkıp konuşacaksınız, demokrasiyi, özgürlüğü sonuna kadar savunacaksınız ya bu baskıyı sindirip köşenizde oturacaksınız. Bunları savunmayanlar ellerinden servetleri alınan kişiler haline dönecek. Büyük bir
sermaye transferi var. Kendi sermayelerini, medyalarını, sendikalarını yarattılar.
Economist yorumu
- Başbakan kıskançlıktan çatlayacak. Bütün dünya CHP’nin özgürlükçü, demokrat olduğunu gördü. Bir tek OHAL Başbakanı göremedi. Başbakan’ın maskesini Türkiye’de değil Avrupa’da da indireceğim. Avrupa’ya gidecek yüzü kalmayacak. Ne diyecek Başbakan, ‘Benim ülkemde yüzde 10 baraj var, gazeteciler tutuklu, ayağa kalkmayan generali hapse attırdım, çıkmamış kitapları yasaklıyorum’ mu diyecek? Herhalde ‘Franco geldi’ diyecekler.
BDP ile sözleşme iddiası
- Yalan söylemeyi bıraksın. O Başbakan değil mi? Ne biliyorsa açıklasın. İyice kontrolünü kaybetti.