Güncelleme Tarihi:
Davanın bugünkü duruşmasında, Kara Havacı Yarbay Alp Kaya, Jandarma Ordu Donatım Yarbay Nedim Kılıç ve emekli Yüksek Mühendis Albay İlhami Güler tanık olarak ifade verdi.
Yarbay Alp Kaya, Eğitim ve Doktrin Komutanlığında görevli iken, burada görevli olan sanık Dönmez ile tanıştıklarını belirterek, “Dava konusu malzemelere ilişkin bilgileri basından öğrendiğini, bunun dışında bu konuyla ilgili görgüye dayalı bir bilgisinin bulunmadığını” söyledi.
Dönmez ile ailece de görüştüklerini kaydeden Kaya, iki ya da üç kez ailesiyle birlikte Yarbay Dönmez'in Sapanca'daki evine gittiklerini, evin bodrum katıyla ilgili bir bilgisinin bulunmadığını belirtti.
Duruşma Hakimi Binbaşı Cemil Çelik'in, “Nüfus cüzdanı suretinin, Sapanca'daki evde yapılan aramada orada bulunmuş. Bununla ilgili ne söyleyeceksiniz?” sorusu üzerine Yarbay Kaya, “Dönmez'in Sapanca'daki arazisinin bir kısmı ile kendisinin ve eşinin kooperatif hissesinin karşılıklı devri konusunda anlaştıklarını, nüfus cüzdanı suretini, devir işlemlerini yapması için Yarbay Dönmez'e verdiğini, ancak daha sonra bir takım problemler nedeniyle devir işleminin gerçekleşmediğini” kaydetti.
Tanık Nedim Kılıç ise Dönmez'in eşi Fatma Dönmez'in, dayısının kızı olması nedeniyle tanışıklıklarının bulunduğunu belirterek, dava konusu malzemelerle ilgili bir bilgisinin olmadığını ifade etti.
Dönmez'in Sapanca'daki evine iki defa ailece gittiklerini kaydeden Kılıç, ilk gittikleri sefer evin bodrumuna indiğini, burada ev aletleri ve bahçe malzemeleri olduğunu gördüğünü, başka bir sandık olup olmadığı hususunda bilgisi olmadığını belirtti.
Tanık İlhami Güler de dava konusu yapılan malzemelerle ilgili görgüye dayalı bir bilgiye sahip olmadığını söyledi.
'13 POLİSİN PARMAK İZİ ALINSIN'
Hazırladığı 5 sayfalık, taleplerini içeren dilekçesini mahkemeye sunan sanık Yarbay Mustafa Dönmez, Yenikent'teki Zir Vadisinde bulunan silahlar ve mühimmatın Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olmadığını iddia etti.
Dönmez, “Zir Vadisindeki tutanaklar çelişkilerle doludur. Vadideki arama TRT'den naklen verildi. İlk gün çok hazırlıklı gelinmiş Zir Vadisine. Her şey bilgisayarda hazırlanmıştır. İlk günkü aramalara katılan 27 TEM polisinden 13'ü ikinci gün yapılan aramaları katılmamıştır. Burada da bir iz bıraktıklarını düşünüyorum polisin. İkinci günkü aramaları katılmayan 13 TEM polisinin parmak izlerinin alınmasını talep ediyorum” dedi.
“Bu operasyonu polis yaptı. Kroki incelenirse bu anlaşılabilir. Muhtemelen buna MİT de karışmış olabilir” iddiasında bulunan Dönmez, şu görüşleri ileri sürdü:
“Zir Vadisindeki kuyuya, daha sonra almak için mühimmatı koymuş olsam, sulak araziye niye koyayım. Bir gün kalsa sulak yerde o bombalar işlemez. Eğer bu malzemelerden kurtulmak için gömdüysem niye kroki çizeyim. Bu işin benim başıma niye geldiğini araştırıyorum. TEM polislerinden bazılarının Emniyet istihbaratında çalıştıklarını biliyorum. Zir Vadisinde bulunan mühimmat, MİT, Emniyet ve özel birliklerin kullandığı özel nitelikteki mühimmattır.
Araştırma yapılırsa Silahlı Kuvvetlere ait olmadığı anlaşılır. Ne silahlar ne de mühimmat TSK'ya aittir. El bombasını tam atım haline getiren tapalardır. Emniyetin elinde de çok miktarda tapa vardır.”
“Kurtuluş Savaşı sırasında mütareke basını olarak adlandırılan basının, subaylara hakaret eden yazılar yayımladığını” ifade eden Dönmez, “Şimdi de bir kısım basın kuruluşu aynısını bize yapıyor” diye konuştu.
AVUKATI AYTEKİN: ZİR VADİSİNDE YAPILAN ARAMADA DÜZMECE DURUMLAR SÖZ KONUSUDUR
Duruşmada söz alan Dönmez'in avukatı Mehmet Nuri Aytekin, “müvekkile isnat edilen suçun uydurulduğunu” ileri sürerek, “Emniyet düzmece delil yaratma yöntemlerinden birisini uygulamıştır” diye konuştu.
Aytekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sapanca'daki evde saat 16.00'da arama başlamıştır, saat 22.00'de bitirilmiştir. Ancak 450 tane fişek daha sonra arama tutanağına kaydedilmiştir. Bu hususlar tutanakta belirtilmiştir. Müvekkilimin lojmanında da yapılan aramalarda benzer hususlar görülmektedir. Arama tutanağında belirtilen iki kaleşnikof tüfeğin yerde uzanmış bir şekilde bulunduğu belirtilmektedir, halbuki kendilerine ait zimmetli silah ise yatak odasında bazanın içerisinde bulunmuştur. Bu hususlar çelişkilidir. Kendi silahlarını saklarken niye iki tane kaleşnikof tüfeği yere uzatsınlar. Ayrıca müvekkilime ait olan ve çekmecede bulunan silahı ise bulamamışlardır.
Zir Vadisinde yapılan aramada da düzmece durumlar söz konusudur. Ben duruşmadan önce bu bölgede bir araştırma yaptım. Bölge sit alanıdır. Burada defineciler zaman zaman arama yapmaktadırlar. Olay öncesinde bir grup polisin bölgeye geldiği yönünde beyanlar bulunmaktadır. Ancak tanıklık yapacak kişi tespit edemedim, tespit ettiğim kişiler de tanıklık yapmaya çekinmişlerdir.
Polislerin bu tür düzmece işlemler yaptıklarını bilmekteyiz. Ergenekon tutuklularından Serdar Öztürk, kendi şahsına ait CD'leri işaretlemiştir, ancak aramada bulunduğu belirtilen ve daha sonra kamuoyuna yansıyan CD'de bu ize rastlanmamıştır. Ergenekon soruşturmasında bu tür komplolar bir çok kez yaşanmıştır.”
“Müvekkilime ait evlerde yapılan arama ve el koyma işlemlerini içeren görüntülerin tarafımıza verilmesi halinde bu arama ve el koyma işlemlerinin usulsüz olduğunu daha iyi bir şekilde vurgulayacağız” diye konuşan Aytekin, Mustafa Dönmez'in tahliyesine karar verilmesini istedi.
Askeri Savcı Binbaşı Yaşar Yüce, sanık Dönmez'in eşi Fatma Dönmez'in tanık olarak dinlemesi için tekrar çağrılmasına ve Yarbay Dönmez'in tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
MAHKEME AJANDAYI İSTEDİ
Duruşma Hakimi Binbaşı Cemil Çelik, Zir Vadisinde yapılan kazılara dayanak olduğu belirtilen kroki ile ilgili olarak, Adli Tıp incelemesinin yaptırılıp yaptırılmadığı, yaptırılmış ise düzenlenen rapordan onaylı bir suretin gönderilmesi; Adli Tıp Kurumu Başkanlığından bu konuda bir rapor alınmamış ise ajandada belirtilen kroki ile sanığın daha önce yazmış olduğu yazı ve işaretler arasında benzerlik olup olmadığı, bu yazıların gerek el yazısı karakteri gerek kullanılan mürekkep açısından aynı el ürünü olup olmadığı hususlarında Adli Tıp Kurumu incelemesi yaptırılabilmesi için krokinin yer aldığı ajandanın mahkemeye gönderilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine müzekkere yazılmasına karar verildiğini açıkladı.
Mahkeme, sanık Dönmez'in dilekçesinde, Ankara'daki lojmanında yapılan aramada hazır bulunduğu belirtilen İnzibat Bölge Komutanı Albay Ahmet Şahin, Kışla Komutanı Albay Bekir Kazandır, Lojman Yönetim Kurulu Başkanı olarak adı geçen Yüzbaşı Mustafa Timuçin Tıraş, İnzibat Subayı Murat Gazi Çeşitçioğlu, İnzibat Subayı Teğmen Ferdi Gökşen'in tanık olarak duruşmada hazır bulundurulmaları için ilgili birlik komutanlıklarına müzekkere yazılmasına da karar verdi.
Yarbay Dönmez'in, AK Parti Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan'ın oğlu Mücahit Arslan'ın Adapazarı ve Sapanca'daki ev ve iş yerlerinin aranması yönündeki talebinin reddini kararlaştıran mahkeme, sanığa ait evlerde ve krokiye istinaden yapılan kazılarda bulunduğu belirtilen malzemelerle ilgili olarak, bu malzemeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmış ise buna ilişkin düzenlenen rapor ve belgelerin onaylı suretlerinin gönderilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine yazılan müzekkere cevabının beklenmesini de kararlaştırdı.
Sanık Dönmez'in tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 14 Ağustos 2009 saat 14.00'e erteledi.