Yarasaların kaybolmasına tepki

Güncelleme Tarihi:

Yarasaların kaybolmasına tepki
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2010 15:33

BALIKESİR'in Havran İlçesi'nde, yapımı geçen Ekim ayında tamamlanan baraj nedeniyle mağaraları su altında kalacak 20 bin yarasanın, doğal ve 3 bin TL harcanarak sonradan oluşturulan mağaralarda bulunamamasına tepkiler sürüyor. Çevreciler, yarasaların kaybolmasınının sorumlusunun Devlet Su İşleri'ni (DSİ) olduğunu iddia etti. DSİ, yetkilileri ise konuyla ilgili bir açıklama yapmaktan kaçındı.

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Yönetim Kurul üyesi ve zeytin üreticisi Murat Narin, yarasaların en önemli geçim kaynağı zeytincilik olan Havran ve çevresi için hayati önem taşıdığını söyledi. Yarasaların, çok miktarda böcek tükettikleri için doğal dengede son derece önemli rol oynayan memeli hayvanlar olduğunu belirten Narin, “Havran'daki 20 bin yarasalık bu koloni, her gece 100 kilodan fazla zeytin zararlısı böcek yiyebiliyor. Zeytinin en büyük düşmanı olan ve üreticinin yok etmek için milyonlarca lira harcadığı zeytin sineğini yarasalar doğal ortamda yok ediyordu. Yarasaların yok olması zeytin sineğinin de çoğalmasına, dolayısıyla da yöre ekonomisine büyük bir darbe vurması anlamına geliyor. Bu özelliğiyle, tarımsal faaliyetin devamında da hayati bir görev üstleniyor. Yarasaların taşınması, doğaseverlerin yanı sıra yöre çiftçisi açısından da büyük önem arz ediyor” dedi.

NEREYE GİTTİKLERİNİ DSİ SÖYLEYECEK

Yarasaların mahkeme kararıyla yapılan inceleme sonucunda mağalarında bulunamadığını hatırlatan Narin, “Baraj bölgesindeki yarasalar, ses ve ışıkla kovalanarak doğal yaşam alanlarından koparıldı. Doğal mağaranın önüne duvar çekilerek mağaraya girişleri engellendi, yapay mağaraya taşınmaya zorlandı. Ancak, artık yarasalar mağaralarında değiller. Nereye gittikleri sorusunun yanıtını ise, artık DSİ yetkilileri verecek. Hem ekoloji, hem ekonomi, hem de çiftçi kaybetti” diye konuştu.

DAVA AÇMAYA HAZIRLANIYORLAR

Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) avukatı Ahmet Özkoca da mağarada yaşayan yarasaların sayısının 20 binin üzerinde ve 16 ayrı türde olduğunun bilim adamlarınca belirlendiğine dikkat çekti. Bu türler arasındaki ‘kirpikli yarasa’ ve ‘uzun ayaklı yarasa’ türlerinin endemik olduğu, yeryüzünde yalnızca bu bölgede yaşayan türler arasında bulunduğu vurgulayan Özkoca, “Üstelik bu yarasalar, ulusal ve uluslararası birçok yasa tarafından da korunmakta. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 1 Haziran 2009 tarihinde yayınlanan Resmi Gazete'deki ‘Merkez Av Komisyonu Raporu’nda, koruma altına alınan hayvanlar listesinde, Havran'daki yarasalar türleri de bulunmakta. Raporun beşinci maddesinde “koruma altına alınan hayvanların avlanması, ölü ya da canlı bulundurulması ve nakledilmesi yasaktır” denilmekte. Bu yarasa türleri, altında Türkiye'nin de imzasının bulunduğu ‘AB Fauna Flora Yönetmeliği’nde de koruma altında bulunmakta. Türkiye'nin taraf olduğu ‘Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi’ de yarasalarla ilgili konuda Türkiye'yi bağlamakta. Mahkeme kararı ile yaptığımız incelemede DSİ, bu yasağa uymadı. Koruma altındaki türleri taşımaya çalıştı. Yarasalan mağalarında bulunamadı. Yarasalar, koruma altında olmaları gerekirken korunmadılar” dedi.

BİLİRKİŞİ RAPORUNU BEKLİYORUZ

Mahkemeyle yarasaların mağalarında olmadığını tespit ettirdiklerini belirter Özkoca, “10 gün içinde bilirkişi raporunun gelmesini bekliyoruz. Bundan sonraki süreci gelecek bu rapor belirleyecek. Bu dava, uluslararası boyutlara kadar taşınacak gibi görünüyor. Ama biz öncelikle yasalar ve kamu vicdanı açısından Çevre ve Orman Bakanlığı'na tazminat davası açmayı planlıyoruz” diye konuştu.

KONU İSTİSMAR EDİLMESİN

Havran Belediye Başkanı AK Partili Hasan Lofçalıoğlu, yöre tarımı açısından çok önemli olan barajın su tutmasının kendisini çevreci olarak adlandıran bazı grupların sudan gerekçelerle engellemeye çalıştıklarını iddia etti. Başkan Lofçalıoğlu şunları söyledi:
“Bu insanlar ne yapmak istiyor, biz de anlamış değiliz. Üç beş kişi ortaya çıkıyor, kıyametler kopartıyor. Neymiş efendim, mağaralarda yaşayan yarasa görememişler. 350 metre uzunluğundaki mağaranın kapısından bakmakla yarasa mı görünür? Hem şimdi yarasaların uyku dönemi. Bu insanlar mağaranın kapısını açtığı zaman yarasaların uçuşmalarıyla mı karşılaşacaklarını sanıyorlardı? Yarasa mağarası, güvercin kafesi değil. Onların iddia ettiği gibi yarasalar taşınırken ölseydi, yarasa ölülerini bulurlardı. DSİ, barajda örnek bir proje yaptı. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu yarasaların başarıyla taşındığını açıkladı. Benim araştırmalarımla da, yarasaların taşınma işlemi zayiatsız olarak tamamlandı. Devlet, bu mağara için 3 milyon lira harcadı. Proje yaptı, mağara yaptı. Bilim adamlarına inceleme yaptırdı. Onca emek ve para sarf etti. DSİ'nin yasaları görmezlikten gelen bir tutumu olsaydı, baştan burada yarasaların bulunduğunu açıklamazdı. Konu istismar edilmek isteniyor. Bunlar yanlış işler. Halk barajın bir an önce su tutup, tarlalarının sulanmasını istiyor. Bu yüzden, bu konuda çevrecilere karşı tepki göstermeye başladı. Konuyu abartmamak lazım.”

Havran Kaymakamı Fatih Genel ise, yargıya taşınmış konu hakkında konuşmasının doğru olmayacağını söyledi. DSİ yetkilileri de bu konuda konuşmadı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!