Yapı Kredi: Mortgage, düşük faiz ve artan gelir ile gelişecek
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2007 14:57
Yapı Kredi Perakende Bankacılık Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Sönmez, mortgage'ın GSYİH içindeki payının hala yüzde 4 seviyesinde bulunduğunu belirterek, önümüzdeki dönemde faiz oranlarının düşmesi ve kişi başına düşen gelirin artmasıyla mortgage'in de yaygınlaşacağını söyledi.
Mehmet Sönmez, Sofa Otel'de düzenlediği basın toplantısı ile mortgage sistemine ilişkin bilgi verdi. Sönmez, oturmuş bir mortgage sisteminin uzun yıllar boyunca Türkiye ekonomisinin temel itici gücü ve ana dinamiği olabilecek potansiyeli barındırdığına dikkat çekerek, ancak mortgage'ın kendine has yapısı nedeniyle kamuoyu tarafından henüz yeterince anlaşılamadığını söyledi.
"MORTGAGE KONUSUNDAKİ BİLGİ EKSİKLİĞİ GİDERİLMELİ"
Mortgage sisteminin sağlıklı gelişebilmesi ve daha geniş kitleler tarafından talep edilebilmesi için öncelikle mevcut bilgi eksikliğinin giderilmesi gerektiğini ifade eden Sönmez, gelişmiş ekonomilerde mortgage kredilerinin milli gelire oranı yüzde 75-80’ler seviyesine ulaşırken Türkiye’de ise henüz yüzde 4 olduğunu kaydetti.
"İKİNCİL PİYASALAR HAYATA GEÇİRİLMELİ"
Mortgage sisteminin işleyebilmesi ve herkese uygun finansman şartlarının yaratılabilmesi için öncelikle ikincil piyasaların hayata geçmesi gerektiğini hatırlatan Sönmez, mevcut haliyle mortgage sisteminin tüketici açısından maliyetleri düşürücü etkisinin hissedilemediğini belirtti. Sönmez, Mortgage Yasası'nın çıkması ile birlikte öncelikle konut finansmanı alanında rekabetin ve ürün çeşitliliğinin arttığını dile getirirken, bankaların yanı sıra özel finansman şirketlerinin de kredi vermeye başladığını kaydetti.
"ÖNÜMÜZDEKİ 2 YILDA ENFLASYON VE FAİZ ORANLARI DÜŞECEK"
İkincil piyasanın hayata geçmesi ve kurumsal yatırımcının ilgisiyle birlikte finansman kaynağının çeşitleneceğini ve maliyetinin de düşeceğini örgördüklerini ifade eden Sönmez, Yapı Kredi olarak önümüzdeki 2 yıllık dönemde enflasyon ve faiz oranlarında düşüş yaşanacağını tahmin ettiklerini söyledi. Sönmez, 2009 yılında TÜFE’nin yüzde 4.5 seviyelerine, yıllık faiz oranlarının ise yüzde 12-13’ler civarına düşmesini öngördüklerini belirten Sönmez, bu şartlar oluştuğunda mortgage kredilerinin yıllık ortalama yüzde 35 seviyelerinde büyümeye devam edeceğini belirtti.
"DALGALI SEYİR, DEĞİŞKEN FAİZDEN UZAKLAŞTIRDI"
Sönmez, mortgage sistemiyle birlikte tüketicilerin değişken faizli krediyle ilk kez karşılaştığını ancak tüketicilerin bilgi ve tanıtım eksikliğinin yanı sıra Türkiye ekonomisinde uzun yıllardır izlenen dalgalı seyir nedeniyle psikolojik olarak değişken faizli krediye ilgi duymadığını vurguladı.
DEĞİŞKEN FAİZLİ KONUT KREDİSİ
Avrupa’ya bakıldığında İngiltere, İrlanda, İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan gibi ülkelerde tüketicilerin büyük oranda değişken faizi tercih ettiklerini kaydeden Sönmez, gelişen ve istikrarlı bir Türkiye ekonomisinde değişken faizin avantaj oluşturabileceğini ifade etti Yapı Kredi olarak 1,3,6 ya da 12 ayda bir TÜFE oranına bağlı olarak değişen faizlerle kredi sunduklarını hatırlatan Sönmez, Türkiye’nin geleceğine inanan ve güvenenler için değişken ya da önce sabit sonra değişken faizli kredi alternatifleri sunduklarını söyledi. (ANKA)
"MORTGAGE KONUSUNDAKİ BİLGİ EKSİKLİĞİ GİDERİLMELİ"
Mortgage sisteminin sağlıklı gelişebilmesi ve daha geniş kitleler tarafından talep edilebilmesi için öncelikle mevcut bilgi eksikliğinin giderilmesi gerektiğini ifade eden Sönmez, gelişmiş ekonomilerde mortgage kredilerinin milli gelire oranı yüzde 75-80’ler seviyesine ulaşırken Türkiye’de ise henüz yüzde 4 olduğunu kaydetti.
"İKİNCİL PİYASALAR HAYATA GEÇİRİLMELİ"
Mortgage sisteminin işleyebilmesi ve herkese uygun finansman şartlarının yaratılabilmesi için öncelikle ikincil piyasaların hayata geçmesi gerektiğini hatırlatan Sönmez, mevcut haliyle mortgage sisteminin tüketici açısından maliyetleri düşürücü etkisinin hissedilemediğini belirtti. Sönmez, Mortgage Yasası'nın çıkması ile birlikte öncelikle konut finansmanı alanında rekabetin ve ürün çeşitliliğinin arttığını dile getirirken, bankaların yanı sıra özel finansman şirketlerinin de kredi vermeye başladığını kaydetti.
"ÖNÜMÜZDEKİ 2 YILDA ENFLASYON VE FAİZ ORANLARI DÜŞECEK"
İkincil piyasanın hayata geçmesi ve kurumsal yatırımcının ilgisiyle birlikte finansman kaynağının çeşitleneceğini ve maliyetinin de düşeceğini örgördüklerini ifade eden Sönmez, Yapı Kredi olarak önümüzdeki 2 yıllık dönemde enflasyon ve faiz oranlarında düşüş yaşanacağını tahmin ettiklerini söyledi. Sönmez, 2009 yılında TÜFE’nin yüzde 4.5 seviyelerine, yıllık faiz oranlarının ise yüzde 12-13’ler civarına düşmesini öngördüklerini belirten Sönmez, bu şartlar oluştuğunda mortgage kredilerinin yıllık ortalama yüzde 35 seviyelerinde büyümeye devam edeceğini belirtti.
"DALGALI SEYİR, DEĞİŞKEN FAİZDEN UZAKLAŞTIRDI"
Sönmez, mortgage sistemiyle birlikte tüketicilerin değişken faizli krediyle ilk kez karşılaştığını ancak tüketicilerin bilgi ve tanıtım eksikliğinin yanı sıra Türkiye ekonomisinde uzun yıllardır izlenen dalgalı seyir nedeniyle psikolojik olarak değişken faizli krediye ilgi duymadığını vurguladı.
DEĞİŞKEN FAİZLİ KONUT KREDİSİ
Avrupa’ya bakıldığında İngiltere, İrlanda, İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan gibi ülkelerde tüketicilerin büyük oranda değişken faizi tercih ettiklerini kaydeden Sönmez, gelişen ve istikrarlı bir Türkiye ekonomisinde değişken faizin avantaj oluşturabileceğini ifade etti Yapı Kredi olarak 1,3,6 ya da 12 ayda bir TÜFE oranına bağlı olarak değişen faizlerle kredi sunduklarını hatırlatan Sönmez, Türkiye’nin geleceğine inanan ve güvenenler için değişken ya da önce sabit sonra değişken faizli kredi alternatifleri sunduklarını söyledi. (ANKA)