Güncelleme Tarihi:
BASIN KARTI İÇİN AYM’YE GİDECEĞİZ
“İzlenen ekonomik politikaların pek çok sorun yarattığını ve faiz eksenli bir ekonominin işsizlik yarattığını, sizler arasından da yüzlerce gazetecinin işsiz olduğunu biliyoruz.
24 saat çalışıyorsunuz. Bir yıpranma hakkınız var ve bu hak 2008 yılında elinizden alındı. Yine sizin mücadelenizle bu hak teslim edilmek istendi ama basın kartına bağlandı. Anayasa Mahkemesi’ne gittik, iptal ettiler. Yeni düzenleme yaptılar, eski düzenlemeyi aratmıyor. Dolayısıyla biz sizin hakkınızı savunmak için yeniden Anayasa Mahkemesi’ne başvurumuzu yapacağız.
GAZETECİLERE MİNNET BORÇLUYUZ
Bu sorunları yaşıyorsunuz ama bütün bu sorunlara karşı görevinizi azimle yapıyorsunuz. O yüzden biz gazetecilere minnet borçluyuz. Medyanın vesayeti kabul etmemesi gerek. Anayasamız da medya ile ilgili özel düzenlemeler getirmiştir. Bütün bu düzenlemeler, medyanın vesayeti kabul etmeyeceğini, özgürce haber peşinde koşacağını ve topluma yansıtacağını ifade ediyor.
TÜRKİYE GERÇEKLERİ NE?
Peki, Türkiye gerçekleri ne? 2020 yılında, gazeteciler 479 kez hâkim karşısına çıkarılıyorsa orada sorun var demektir. Yine 2020 yılında, 78 gözaltı, 25 tutuklama, 17 darp ve tehditle gazeteci karşı karşıya kalıyorsa orada bir sorun vardır. 2020 yılında 68 gazeteci devletin hapishanelerindeyse oturup düşünmemiz lazım. Yine 2020 yılında televizyonlara karatma, gazetelere ilan ambargosu, doğru habere erişim engeli getiriliyorsa oturup düşünmemiz lazım. Basın İlan Kurumu’nca beş gazeteye doğru haber yaptıkları için 333 gün ilan kesme cezası veriliyorsa, yani Basın İlan Kurumu bir anlamda basın infaz kurumuna dönüşüyorsa, oturup düşünmemiz gerekiyor. Bunların olduğu bir ülkede medya özgürlüğü yoktur. Medya mensupları baskı altındadır.
HEDEFLERİNDE CHP VAR
(Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile ilgili ‘DHKP-C militanı’ suçlaması) Türkiye’nin çok ağır bir gündemi var. Türkiye’nin gerçeklerini halktan gizlemek için yapay gündem oluşturuyorlar. CHP İl Başkanı bilmem şöyleymiş böyleymiş. Hayatımda hiç bu kadar saçma bir şey duymadım. Bunlar bizim gündemimiz değil. İstanbul il başkanının da, benim de, bütün arkadaşlarımın da gündemi işsizlik, esnafın, çiftçinin evine ekmek götüremeyen işsizin sorunu, yatağa aç giren yüzbinler. Onların gündemi ayrı. Çünkü Türkiye’yi unuttular. Onların hedefinde sadece ve sadece CHP var. Çünkü CHP’nin doğruları söylemesine tahammül edemiyorlar. Edecekler. Söyleyeceğiz. Hangi baskıyı kurarlarsa kursunlar doğruları söyleyeceğiz.
HİÇBİR PARTİNİN İÇ İŞİNE KARIŞMAYIZ
(Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Oğuzhan Asiltürk ziyareti) Erdoğan’ın ziyaretleri olabilir. Biz hiçbir partinin iç işine karışmayız. Erdoğan gideceğini görüyor, gidiyor zaten. Acaba nasıl kurtulabilirim, nasıl iktidarımı sürdürülebilirim. Erdoğan kendi sonunu görüyor. Bu millete, kendi partililerine zulüm etti. Yoksulluğun en fazla olduğu yerler AKP’ye en fazla oyun çıktığı yerler. Onların hakkını hukukunu biz savunuyoruz, o savunmuyor. Savunamıyor da zaten.”
ÖĞRENCİLER ŞİDDET Mİ UYGULADI
“(Boğaziçi Üniversitesi eylemlerine ilişkin Erdoğan’ın ‘terörist’ suçlaması) Ne yaptılar bu öğrenciler? Şiddet mi uyguladılar. Hayır. Öğrencinin ayağı kırıldı. Müzikle eylem yapıyorlar. Şunu sormak gerekiyor: Bu öğrenciler ne istiyorlar, neden rektör atamasından rahatsızlar? O üniversite de hocalar da istemiyor. Oturup siyaset kurumunun düşünmesi lazım burada biz bir hata mı yaptık, bir eksikliğimiz mi oldu diye. Ama siz düşünmüyorsunuz herkesi terörist ilan edip oradan kurtuluyorsunuz. Bu devlet yönetimi değildir.”
GAZETECİ ÇAĞRISI
KILIÇDAROĞLU, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle basın özgürlüğü ve gazetecilerin haklarının korunması için 10 maddelik çağrıda bulunurken “Hiçbir gazeteci, gazetecilik faaliyetinden kaynaklı iddialarla tutuklanmamalı. Olası yargılamalarda, tutuksuz yargılanma esas olmalı” dedi.