Güncelleme Tarihi:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`nun kararını esas alacak yerel mahkeme, davayı yeniden görüşerek sadece hastanenin değil iki doktorun da tazminat ödemesine karar verecek. Türk Tabipler Birliği, Yargıtay`ın doktorların da tazminat ödemesine karar vermesinin yeni bir yaklaşım olduğuna dikkat çekerek daha önce Yargıtay`ın doğrudan hekimler aleyhine açılan davaları reddettiğini hatırlatıyor.
1998`de meydana gelen olayda; Günseli Dilek aniden hastalanan 8 aylık bebeği Tuğçenur`u yüksek ateş, ishal ve kusma şikayetleriyle önce sağlık ocağına, daha sonra da İzmit SSK Hastanesi`ne götürdü. Doktor, tahlil yaptırmadan reçeteye yazdığı ilaçları kullanmalarının yeterli olacağını ve çocuğu eve götürmeleri gerektiğini söyledi. Aile, durumunun daha da ağırlaşması üzerine çocuğu iyi muayene edilir düşüncesi ile başka bir sağlık kuruluşuna, yine SSK`ya ait Sopalı Hastanesi`ne götürdü. Anne Günseli Dilek bundan sonraki gelişmeleri şöyle anlatıyor: `Bebeğimin sadece karnını açıp bakan Dr. F.Ö., `Önceki doktor ishal ilacını yazmayı unutmuş.` diyerek bu sefer farklı bir ilaç yazdı. Bize çocuğun hastanede yatmasına gerek olmadığını ve eve götürülebileceğini ifade etti. Evde kızım tekrar ağırlaştı. Bu kez göz hareketleri bile donuklaşan bebeğimizi SSK`ya götürürken, yolda hayatını kaybetti. Ramazan bayramı sabahı herkes bayram yaparken ben Tuğçenur`umu toprağa verdim.` Doktorlar `Tehlikeli bir durum yok, eve götürün` demesine rağmen aynı gün küçük kızın hayatını kaybetmesi üzerine anne-baba, dava açarak hatalı tedavi sebebiyle SSK`dan ve yanlış tedavi uygulayan doktorlardan tazminat talebinde bulundu.
Anne Dilek, dava açmalarındaki amacın para olmadığına vurgu yaparken, çocuğunun ölümüne sebep olan doktorlarla bir kez olsun göz göze gelmek ve yaşadığı acıyı onlara anlatmak istediklerini kaydediyor. Tuğçenur Dilek`in amcası avukat Burhan Dilek, davaya bakan Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi`nin doktorlara karşı açılan davayı reddettiğini hatırlatıyor. Avukat Dilek, temyiz başvurusu üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay`ın doktorların da tazminat ödemesi gerektiğine karar verdiğinin altını çiziyor. Yerel mahkemenin önceki kararında direnmesi üzerine dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`nda görüşüldüğünü belirten Dilek, `Dava dosyasını inceleyen genel kurul, davalı doktorlar F.Ö. ve B.S.İ.`nin kusurlu oldukları konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığına dikkat çekiyor.
Mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İhtisas Kurulu raporunda, davalı Dr. B.S.İ.`nin hastaya uygun teşhis ve tedavi uygulamadığı için 4/8 oranında kusurlu olduğu, diğer 4/8 kusurun ise hastanenin işleyişine bağlı olduğu belirtiliyor. Adli tıp raporunda diğer hastanede görev yapan Dr. F.Ö.`nün de bebeği ölümünden 1,5 saat önce görmesine ve `Bari bir hafta daha bekletseydiniz.` diye tepki göstermesine rağmen hastayı yatırarak tedavi etmeyip eve göndermesi sebebiyle 4/8 oranında kusurlu olduğu sonucuna varıldı.` diye konuşuyor.
Yargıtay, yerel mahkemenin direnme kararını usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozarken hasta bebeğin ölümünde kusuru bulunan doktorların da tazminat sorumluluğu bulunduğuna karar verdi. Hukuk davalarında en üst karar mercii olan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`nun bu kararının ardından Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi`nin önceki kararında direnme yetkisi yok. Yerel mahkeme, dosyayı 6 Eylül`de ele alacak. Mahkeme, Yargıtay kararı doğrultusunda doktorların da tazminattan sorumlu oldukları yönünde yeni bir karar verecek. Yargıtay`ın bu tür kararları benzer başka davalar için örnek oluşturacak.
KIZI GERİ GELMEYECEK AMA....
Dilek ailesi davayı kazanmalarının Tuğçenur`u geri getirmeyeceğinin farkında. Anne Günseli Dilek, `SSK ve çalışan doktorlarına karşı güvenimi kaybettim. Bundan sonra SSK`ya gitmem imkansız.` diyor. TTB: Yargıtay yeni bir yaklaşım ortaya koydu Türk Tabipleri Birliği`nin (TTB) hukuk sorumlusu avukat Mustafa Güler, SSK`yla birlikte kusurlu bulunan doktorların da tazminat ödemesine karar veren Yargıtay`ın önceki yıllara göre farklı bir yaklaşım ortaya koyduğunu söyledi.
Güler, `Daha önce Yargıtay, doğrudan hekimlerin aleyhine açılan davaları reddediyordu. Suçlu bulunan kurum, tazminatı ödüyor; ancak hekimden geri alıyordu. Bu kez Yargıtay önceki yıllara oranla farklı bir yaklaşım ortaya koydu.` dedi. Suçlu bulunan kurumların rücu etmesi sebebiyle hekimlerin daha önce de tazminat ödemek zorunda kaldıklarını anlatan Güler, bu defa ilk kez bir hekimin doğrudan tazminata mahkum edildiğini kaydetti. Necip Çakır, Ankara`Hekim kusurları aşırı iş yükünden` Yargıtay`ın son kararı hekimleri daha dikkatli davranmaya zorlayacak. Tedavi sırasında oluşan kusurları sebebiyle yüksek miktarda tazminat riskiyle karşılaşan hekimler, hastanelerdeki aşırı iş yükü ve altyapının yetersizliğinden yakınıyor.
'HEKİMLER SIKINTIYA DÜŞER'
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı, kararın hekimleri maddi anlamda zor duruma düşürebileceğini söyledi. Hancı, `Tazminatın doğrudan alınması halinde hekimler maddi açıdan büyük sıkıntıya düşer.` dedi. Hekim kusurlarının büyük bölümünün aşırı iş yükünden kaynaklandığını vurgulayan Prof. Dr. Hancı, `Bundan sonra işverenlerin de kendisine dikkat etmesi gerekir. Hekimin rahat çalışabilmesi, fiziksel sebeplerle hatalı davranmaması için uygun altyapıyı sağlamalılar. Aksi halde hekimlerin de işverenine `kapasitemizin üstünde iş yükleniyor, fazla sayıda hastaya bakmak zorunda kalıyoruz` gerekçesiyle dava açma hakkı doğar.` ifadelerini kullandı. Öte yandan yeni TCK`yla ihmal ve kusur gibi hallerde hekimlere verilecek maddi tazminat cezaları da artırıldı. Çok yüksek miktarlarda tazminat ödeme riskiyle karşı karşıya kalan hekimler kendilerini sigortalatmaya başladı. Sigorta şirketleriyle anlaşan hekimler yılda 100-400 YTL`lik prim ödeyerek mesleki kusurlarına karşı kendilerini güvenceye alıyor. Kusurlu davranışı sonucu tazminata mahkum olan hekimin para cezasını sigorta şirketi ödüyor.