Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 2001 00:00
ABD'li küreselleÅŸme uzmanı, ekonomist ve yazar Jeremy Rifkin, 11 Eylül saldırısı ile küreselleÅŸmenin çöktüğünü söyledi. Rifkin, ‘‘Dünyaya tepeden aÅŸağıya bir küreselleÅŸme dayatılmıştı. Bu dayatmanın ne kadar yanlış olduÄŸu bu saldırı ile anlaşıldı’’ dedi.Dünyanın ikinci büyük, Avrupa'nın en büyük kalite kongresi olan 10. Ulusal Kalite Kongresi dün baÅŸladı. Kongre'nin açılışında bir konferans veren ABD'li küreselleÅŸme uzmanı, ekonomist ve yazar Jeremy Rifkin, 11 Eylül saldırısı ile yanlış seyreden küreselleÅŸmenin çöktüğünü, baÅŸka kültürleri ve özellikle de Ä°slam'ı hiç önemsemeyen Batı'nın bu saldırıdan sonra Ä°slam'ı tanımaya baÅŸladığını söyledi.Terörist saldırının, yapanları elbette en büyük insanlık suçunu iÅŸlediklerini ve mutlaka cezalandırılmaları gerektiÄŸini belirten Rifkin, ‘‘Ancak ÅŸu da bir gerçek ki, dünyaya tepeden aÅŸağıya bir küreselleÅŸme dayatılmıştı. Bu dayatmanın ne kadar yanlış olduÄŸu bu saldırı ile anlaşıldı. Çünkü bu ÅŸekildeki küreselleÅŸmeye karşı tepki, (kendi kimliÄŸini kaybetmek istemiyorum) ÅŸeklinde yükseldi. Bence globalleÅŸme için kültürel çözümler bulunmadıkça tam güvenlik hiçbir zaman saÄŸlanamaz’’ dedi. Bu aÅŸamadan sonra Ä°slamiyet'in ağırlık noktasını anlamak gerektiÄŸini kaydeden Rifkin, Blair, Clinton, Bush gibi liderlerin, Adam Smith ve Karl Marx'ın çok önemli bir hataları olduÄŸunu söyledi ve şöyle konuÅŸtu:‘‘Onlar ticaretin ya da ekonominin birincil iÅŸ olduÄŸunu sandılar. Halbuki ticaret birincil deÄŸildir. Önce ekonomi sonra kültür olmaz. Önce hükümet sonra kültür de olmaz. Her zaman önce kültür dil, davranış vardır. DiÄŸerleri sonra gelir. Bunu Berlin Duvarı yıkılınca da anlamıştık ama unutuldu. Eski demirperde ülkelere giden tüccarlar iÅŸ yapmakta çok zorlandılar. Çünkü orada kültür ticaret için uygun zemin yoktu. Öyleyse kültür varsa ekonomiyi de hükümeti de yeniden kurabilirsiniz. Ama tersi mümkün deÄŸil.’’Rifkin, Batı ile Ä°slam Medeniyeti arasında sıkı bir söyleÅŸi-diyalog kurulması gerektiÄŸini bunu de en yapabilecek ülkenin Türkiye olduÄŸunu ileri sürdü. Rifkin bu konuda ÅŸunları söyledi: ‘‘Çünkü Türkiye yüzde 50 Batı, yüzde 50 Ä°slam kültürünü sahiplenmiÅŸ, laiklik, demokrasi gibi Batılı deÄŸerlere baÄŸlı tek ülke. Bunun için ABD, BM, AB ve sizin hükümet yetkilileriniz hareket geçmeli. Türkiye kendi içinde yaÅŸattığı kültürel çeÅŸitliliÄŸi koruduÄŸu sürece hızla geliÅŸecek.’’Rifkin, KüreselleÅŸme sürecinde kültürlerin baskı altında kalmasının tepkisel hareketler doÄŸurduÄŸunu bunların çoÄŸunun da organize suç örgütleri, ya da terörist hareketler olduÄŸunu belirtti. Rifkin, sivil toplum örgütlerinin etkinleÅŸmemesi halinde bu tür zararlı ve yasadışı kuruluÅŸların dördüncü sektör olarak güçleneceklerini savundu.DEVRÄ°M OLUYORRifkin, konuÅŸmasında dünyada klasik pazar alışveriÅŸinden, networklere ve eriÅŸime yönelik bir evrim yaÅŸandığını bunun da çok büyük bir ekonomik devrim getireceÄŸini söyledi. Rifkin, bu sayede satın almak ve mülk sahibi olmak yerine, kullanmak ve karşılığında aidat ödemek gibi bir sistemin büyüdüğünü, bunun otomobilden müziÄŸe kadar yayıldığını anlattı.Rifkin, ‘‘Pazar kapitalizmi, eriÅŸim network‘ünün yanında ikinci planda kalacak’’ dedi. Yeni ekonomik sistemde önceliÄŸin iletiÅŸim teknolojilerinde olduÄŸunu, bu teknolojilerin ışık hızıyla herÅŸeyi deÄŸiÅŸtirdiÄŸini kaydeden Rifkin, ÅŸunları söyledi: ‘‘Pazar kapitalizminden network'e geçiyoruz. Kárlar, marjlar ortadan kalkıyor. Işık hızıyla hareket eden küresel ekonomide herÅŸey baÅŸka ÅŸeye dönüşüyor. Sahip olmaktan eriÅŸime, coÄŸrafyadan siber uzaya geçiyoruz.’’Yahudiyim ama Muhammed’i okuyorumJeremy Rifkin, kültürel çeÅŸitliliÄŸin korunmasının önemini vurguladıktan sonra, ‘‘Utanarak söylüyorum. 11 Eylül'den önce ben Ä°slam konusunda tam bir cahildim. Benim gibi birçok Batı aydını da cahildi. Dünya nüfusunun yüzde 20'sinin inandığı bir din ve kültür hakkında cahil kalmıştık. Åžimdi öğreniyoruz. Ben bir Yahudiyim ama ÅŸimdi Muhammed'i okuyorum. Onun hoÅŸgörüsünü ve çoÄŸulculuÄŸu savunmasını, dayatma ile kabule karşı oluÅŸunu okudukça ÅŸaşırıyorum’’ diye konuÅŸtu. Özilhan: Devlet hesap verebilmeliTürk Sanayicileri ve Ä°ÅŸadamları DerneÄŸi (TÃœSÄ°AD) Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Tuncay Özilhan Ulusal Kalite Kongresi'nin bu yılki ana temasını ‘‘Sivil Toplum KuruluÅŸları ve Ä°yi YönetiÅŸim’’ olduÄŸunu hatırlatarak,‘‘Şeffaflık ve hesap verebilme, örneÄŸin Türkiye‘de kamu sektörünü kemiren yolsuzlukların ve toplumsal kirlenmenin önüne geçmenin tek yolu olarak görülüyor. Åžeffaflık ve hesap verebilme düzeyinin geri olduÄŸu ülkelerde ekonomik performans da düşük oluyor. Yolsuzluklar haksız rekabete yol açıyor. Kaynaklar verimsiz kullanılıyor. Yatırımlar pahalılaşıyor. Bozulan rekabet ortamı ve artan maliyetler yabancı sermaye giriÅŸini azaltıyor’’ dedi. Özilhan, Türkiye‘nin içinde bulunduÄŸu kriz ortamının bir dizi yapısal reformu toplumun gündemine getirdiÄŸini reformları yapıp sistemin iÅŸleyiÅŸini kökünden deÄŸiÅŸtirmekle krizlerin tekrar etmesinin önüne geçebileceÄŸini anlattı. Özilhan reformları yapabilmek için de sivil toplum örgütleri ve iyi yönetiÅŸim temasının önem kazandığını belirtti. Özilhan, birçok ülkede devletin hukukun üstünlüğü ve katılımcı demokrasi etrafında, meÅŸru bir yönetim, istikrarlı siyasi kurumlar, sorumlu ve hesap verebilir bir bürokrasi ve istikrarlı bir piyasa ekonomisi oluÅŸturmak üzere yeniden yapılandığını, bu yeniden yapılanmanın da aynı zamanda devletin yurttaÅŸlarıyla bambaÅŸka bir iliÅŸki içine girmesi, yönetim zihniyetini kökünden deÄŸiÅŸtirmesi anlamına geldiÄŸini belirtti. Kalite yarışı finali bugün10. Ulusal Kalite Kongresi'nde Kalite Ödülleri bugün sahiplerini bulacak. Büyükler kategorisinde Aygaz, Borçelik, Erdemir, Teklas Kauçuk yarışıyor. KOBÄ° kategorisinde ise Eczacıbaşı Banyo Küvetleri, Emar Satış Sonrası Müşteri Hizmetleri, SKF Türk Sanayi ve Ticaret A.Åž. ödül almak için heyacanlı bekliyor.Â
button