Mustafa KINALI/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2005 01:58
6-7 Eylül 1955’te halkı galeyena getirenlerden olduğu öne sürülen Kıbrıs Türktür Cemiyeti’nin (KTC) yönetiminde olduğu için 4 ay hapis yatan Orhan Birgit, kendisinin olaylarda herhangi bir rolü olmadığını, ama gazeteci arkadaşı Gökşin Sipahioğlu’nun kullanılmış olabileceğini söyledi. Olayları Yunan GEGA Chanell’a anlatan eski Turizm Bakanı Birgit, KTC’de MİT’ten bir görevlinin bulunduğunu da belirtti.
İstanbul’da 6-7 Eylül 1955’te meydana gelen olayların en önemli teşvikçilerinden olduğu belirtilen Kıbrıs Türktür Cemiyeti’nin (KTC) 2’nci Başkanı gazeteci-yazar Orhan Birgit, Yunan MEGA Chanell’e verdiği demeçte, ‘Vicdanım rahat. Yanlış hiçbir şey yapmadık. Bu gösterileri yaptıranlar ortaya çıkmadı. Yaptıranlar, herhalde olayların bu kadar büyüyeceğini tahmin etmedi’ dedi. 6 Eylül’de geç bir saatte Taksim’e çıktığını anlatan eski Turizm Bakanı Birgit, orada Aziz Nesin ile Yaşar Kemal’e rastladığını ve karşılıklı olarak üzüntülerini birbirlerine aktardıklarını ifade etti. Daha sonra evine gittiğini vurgulayan Birgit, sabahleyin polisin kendisini alıp götürdüğünü söyledi. Dört ay 20 gün hapis yattığını kaydeden Birgit, ‘İlginçtir, bir gün, bu olaylardan zarar gören bir Rum vatandaşın şikayeti üzerine, bizi bahçeye sıralayıp suratımıza baktırarak teşhis yaptırdılar. Hem bizi toplu olarak hareketi planlamakla suçlarken, bir yandan da böyle bir şey yaptılar’ dedi.
KTC’DE MİT VARDI
Daha sonra sözü o devrin gazetecilerinden Gökşin Sipahioğlu’na getiren Birgit, şunları söyledi:
‘Ben Gökşin Sipahioğlu’nun gazetecilik dışında herhangi bir şey yaptığını tahmin etmiyorum. Gökşin, mesleğini seven, başarılı bir gazeteci. Yabancı bir ülkede SİPA gibi bir ajansı kurmuş. Gökşin’i belki Mithat (Perin) Bey kullanmış olabilir. Adnan Bey veya başka bir kişi Mithat Bey’e böyle bir şeyi fısıldamış olabilir. Gökşin yazı işleri müdürü. Olayı Anadolu Ajansı bülteninde görmüş, manşete çekmiş. Bastıkları kadar basmışlar. Gökşin’in kusuru olduğunu sanmıyorum, ama Mithat Bey’i bilmiyorum. Daha sonra DP’den milletvekili oldu. Ama hükümetin bürokratik kanalları, Milli Emniyet Teşkilatı ile ilişkileri olan Hataylı Kamil Önal’ı cemiyetimizin içine sokmuştu. Bunu da gözönüne alınca hak verdim. Önal’ın hükümet ile bizim aramızda ajan ilişkileri yaptığını düşündüğüm oldu. Kenarda kalan, içine kapalı bir adamdı. Sonra ortadan kayboldu.’
Menderes’in bunu istediğini sanmam
Orhan Birgit, İstanbul’un tahrip edilmesini dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in isteyeceğini sanmadığını belirterek, Eylül ayının başında Fener Patrikhanesi başta olmak üzere Rumların yoğun olarak yaşadığı bölgelerde olağanüstü önlemler alınmasının dikkat çekici olduğunu söyledi. Birgit, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Bir şeyler yapılmasını düşündüler, ama bu aşamaya geleceğini tahmin etmediler. Bizim hiçbir şeyden haberimiz olmadı, bu nedenle de vicdanımız rahat.’