Güncelleme Tarihi:
SORUN YARATAN BİR ANAYASA
“Anayasa, bir kişinin süresiyle bağlantılı olarak çıkmıyor ki, sürekli olan bir düzenleme. Herkesin can ve mal güvenliği olmalı, hakları teminat altında olmalı. Bu anayasa değişikliğiyle bu ülkenin hiçbir sorunu çözülmüyor. Sadece rejimi değiştiriyor, demokratik parlamenter sistemden tek adam rejimine geçeceğiz. Toplumu ayrıştıran, sorun yaratan bir anayasa değişikliği.
Bu anayasa değişikliği görüşülürken, AKP’den Anayasa Komisyonu üyesi çıktı, ‘Asıl amacımız ilk 4 maddedir’ dedi. İlk 4 maddeden birisi de ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’. Bu sorunun yanıtını vermesi gereken Devlet Bahçeli’dir. Bütün samimiyetimle söylüyorum. Milliyetçilerin, ülkücülerin vatana bağlılığını biliyorum, en ufak bir endişem yok. Milliyetçilik, kendi halkının kendi ülkesinin çıkarlarını savunmaktır. Hepimiz, bu değişikliklerin oylanmasında dikkatli, sorumlu davranmak zorundayız.
ADALETİ KİM DAĞITACAK
Hâkimler ve Savcılar Kurulu, hemen yürürlüğe girecek, yargıyı tek kişiye teslim etmek için. Parti devleti kurmak için devletin bütün organlarını bir partiye tahsis etmek için özel bir çaba harcıyorlar. Bugün A partisi iktidarda, yarın bir başka parti gelir, o da devleti allak bullak ederse, adaleti kim dağıtacak? Siyasi partinin genel başkanının tayin ettiği hâkim mi yoksa tarafsız hâkim mi dağıtacak?
Bir kişi her şeye egemen olacak. Türkiye Cumhuriyeti bu kadar ucuz bir devlet mi? O zaman bu parlamentoyu niye kurduk? Milli iradeyi bir kişiye veriyoruz, devletin yapısını ve işleyişini değiştirecek her türlü kararı almaya yetkili. Olmaz, doğru değil. Venedik Komisyonu, ‘Bu anayasayla AB üyesi olamazsınız’ dedi. Daha ne desin. Demokrasi kör, topal yürüyor, eksiğimiz var ama bundan vazgeçiyoruz, uygar dünyadan kopuyoruz. ‘Evet geçerse Suriyelilere vatandaşlık verecekler’ diyorlar. Vatandaş sandığa giderken bunu da düşünmeli. Suriyelilere vatandaşlık verilmesini istiyorlarsa evet oyunu kullansınlar.
DÜŞÜNÜLECEK ZAMAN
Devletin tarafsızlığı olmayacak. Gelen kişinin siyasi kimliğine göre karar verecek. Vatandaş, tarafsız devletle muhatap olmak ister. Eski komünist sistemlerde parti devleti vardı. Dünya o süreçten çıktı, Türkiye’yi yeniden o sürecin içine sokuyorlar. Kavga edilecek zaman değil, düşünülecek zaman. Onlar da biliyorlar ki ben doğruları söylüyorum. Gelin anlatın. Fransa’da, Japonya’da, Amerika’da, Papua Yeni Gine’de oluyor, Türkiye’de yok. Özgüvenin mi yok, kendine mi güvenmiyorsun? Gazi Mustafa Kemal ‘milletin istiklalinden’ söz ediyor. Onlar ‘istikbal’ diyorlar. Kendi ikballerinden söz ediyorlar.
SANDIĞA SAHİP ÇIKACAĞIZ
Çalışmamızın birinci ayağı, sandığa gitmeyi teşvik edeceğiz. ‘Tanıdık, komşu, akraba, arkadaş kahvede bekliyor, sandığa gitmesek olur’, gün o gün değil. Bayram havası içinde sandığa gidip oyumuzu kullanacağız. Sandığa sahip çıkacağız, endişe etmeyin. Tek isteğimiz sandığa gidin, herkesi götürün.”
DİPSİZ BİR KUYU
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Radyo Viva’da katıldığı programda, anayasa değişikliğini, “Sonu belli olmayan dipsiz bir kuyu” olarak nitelendirdi. Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:
TRABZONLU GELİN
“Oğlum doktorayı tamamladı, askere gidecek. Bedelli hakkı vardı, kullanmadı. İnşallah Trabzonlu bir gelinimiz olacak. Referandumdan önce hayırlı bir iş yapacağız.
Kesinlikle hayır çıkacak. Türkiye, tek adama bırakılmayacak kadar büyük ve güçlü bir ülkedir.
Avrupa Birliği ile kavga ediyoruz. En ağır ifadeler kullanılıyor. Hatta Cumhurbaşkanı ‘Eğer böyle devam ederseniz, siz bulunduğunuz yerlerde sokağa bile çıkamazsınız’ dedi. Oradaki Türklerin de huzurunu bozuyorsunuz.”