Güncelleme Tarihi:
BUNLAR BİZİM HAREMİMİZE GİRDİLER
“Bunlar bizim haremimize girdiler. Ümmeti parçaladılar, milleti parçaladılar. Ismarlama evlendirme törenleri yaptılar. O kadar ileri gittiler ki Pensilvanya’dakinin kendilerine şah damarından daha yakın olduğunu söylediler. Kula şah damarından yakın olan Allah’tır. Bunlar sapık ya.
ZORLUĞU EN ÇOK BEN YAŞADIM
Bir yanda eğitim, hayır, dayanışma gibi hiç kimsenin itiraz edemeyeceği çalışmalar öne çıkarılırken diğer yanda da örgütün tepesinden aşağıya doğru bir şüphe yığını pek çoklarını rahatsız ediyordu. Bu zorluğu, bu rahatsızlığı en çok yaşayanların başında şahsım geliyor. 2010 yılından itibaren bu yapıya karşı açık tavır almaya başladığımda, özellikle 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimiyle birlikte net bir duruş sergilediğimde, yanımda milletimden başka kimseyi bulamadım. Meydanlarda hep şunu söylüyordum. Bunların bankasına para yatırmayın, okullarından çocuklarınızı çekin alın. Şimdi bunlar oraya para yatırdığı için içeri alınınca biz mağduruz. Ne mağduru ya? Sen evini satıp oraya yatıracak kadar zekisin. Unutmayın hainlerin de zekisi var.
EN YAKINLARIMIZ DA OLSA...
Kendi siyaset arkadaşlarımdan, muhalefet partilerinden, iş dünyasından, sivil toplum kuruluşlarından, her çevreden pek çok kişi, bunların üzerine çok gittiğimi, kendilerine haksızlık yaptığımı bana söylüyordu. Sadece milletim, beni bu mücadelemde kayıtsız, şartsız destekledi. Ne darbenin ne darbe girişimine karışanların ne de o örgüte doğrudan veya dolaylı destek veren hiç kimsenin gözünün yaşına bakma hakkına sahip değiliz. Onun için kimse bize mağdur edebiyatı yapmasın. Eğer benim yakın arkadaşlarımın içerisinde de varsa onlara da sesleniyorum, sakın bize mağdur edebiyatı yapmayın. Benim mağdur, mazlumlarım burada.
Mağduriyete uğramış olanların hakkını gözetmek elbette vazifemiz. Ama özellikle 17-25 Aralık’a, 15 Temmuz’a rağmen FETÖ’nün içinde yer almayı sürdüren hiç kimse ne mağdurdur ne masumdur. Bu kişileri, en yakınlarımız da olsa adalete hesap vermelerini sağlamak, haklarında gereken işlemi yaptırmak mecburiyetindeyiz.”
SİNCAR'DA YENİ KANDİL'E MÜSADE ETMEYİZ
ŞİMDİ El Bab’a yürüyoruz. El Bab’ı da onlar kaybedecekler. Ondan sonra Münbiç’e, Rakka’ya yöneleceğiz. (Önceki akşam) Sayın Obama ile uzun uzadıya bir görüşmemiz oldu. Bu görüşmemizle birlikte bu tür adımları atacağımızı kendileriyle paylaştık. ‘PYD, YPG gibi terör örgütlerine bizim ihtiyacımız yok. Gelin sizinle beraber Rakka’dan DEAŞ’ı atalım, bunu biz sizinle halederiz’ dedim. Bu gücümüz var. Bunlar nedir ya? Basit bir terör örgütü. Bunların hepsi aynı.
Suriye ve Irak’ta, Kerkük’te, Musul’da, Telafer’de, Sincar’da bu mücadeleyi yine sürdüreceğiz. Niye? Sincar, yeni bir Kandil olma yolunda. Onun için biz Sincar’a müsaade edemeyiz. Çünkü orada PKK var. Telafer’de ne yazık ki Türkmen kardeşlerimiz ikiye bölündü. Bir kısmı Şia, bir kısmı Sünni. Orada mezhepler noktasında çatışma var, işte biz bunu istemiyoruz. Telafer’e sesleniyorum: Bırakın bu mezhep çatışmasını. Mezheplerin üzerinde İslam var. İslam’da birleşin. Suriye ve Irak’ta bekamızı tehdit eden hiçbir gelişmeye seyirci kalmıyoruz, kalmayacağız.