Güncelleme Tarihi:
Bayan Gisela, yangından sonra, yaşlılar evinin bitişindeki kilisenin lojmanına sığınmış. Bayan Mimi Şilinsky ve yangından kurtulan iki arkadaşı Avusturya Hastanesi'nde bir odada yaşıyorlar. Geri kalan dördü de geçici barınaklar bulmuş.
26 Ocak gecesi, İstanbul Nişantaşı'ndaki Büyük Çiftlik Sokak'taki Alman Yaşlılar Evi'nde yangın çıktı. Duran saate bakılırsa tam 21.58'de. Yangının nedeni bilinmiyor. Rahata en çok ihtiyaç duydukları bir dönemde evsiz barksız kalan yaşlılar, buna üzülmekten fırsat bulduklarında, hiç kimsenin ölmemesine seviniyorlar, daha doğrusu şükrediyorlar.
3 aydır orada yaşayan, soyadı kendinde saklı Bayan Gisela, yangını ilk olarak uyku ile uyanıklık arasında bir yerde algılamış: ‘‘Önce rüyamda duyduğumu sandığım çığlıklar, gözlerimi açınca da devam etti. Yangın yangın diye bağırmalar duydum. Sonra duman genzimi yaktı. Ben de panik içinde bağırmaya başladım.’’
Orada, yaşları yetmişle doksan arasında değişen 7 Alman kadın yaşıyordu. Bunlardan iki tanesi, ilerlemiş yaşına rağmen yangından kaçabilecek güce sahip Gisela kadar şanslı değildi. Biri 90 yaşında bir felçli, diğeri çok zor yürüyebilen bir diğeri. Felçli kadını, evin işleriyle ilgilenen Hasan, sırtında dışarı çıkardı. İşte bu dışarı çıkma aşamasında duruyor Bayan Gisela: ‘‘Kim haber verdi bilmiyorum, ama itfaiye inanılmaz derecede hızlı geldi. Fakat maalesef fotoğrafçılar ve kameralar da itfaiye kadar hızlı geldiler. Ve onlar yüzünden çok sıkıntı yaşadık.’’ Gisela, bunları anlatırken foto muhabirimiz Yusuf Uçak onun fotoğraflarını çekiyor. Hepimiz rahatsız oluyoruz.
Bayan Gisela, yangından sonra, yaşlılar evinin bitişindeki kilisenin lojmanına sığınmış. Yaşlılar evi ve kilisenin ortak bahçesinde yaşayan iki siyam kedisi var. Bayan Mimi Şilinsky ve yangından kurtulan iki arkadaşı Avusturya Hastanesi'nde bir odada yaşıyorlar. Geri kalan dördü de geçici barınaklar bulmuş.
Hepsi yıllardır Türkiye'de yaşıyor. Örneğin, Avusturya Hastanesi'nde kalan Mimi Şilinsky (80), 60 yıl Ankara'da yaşadıktan sonra, 3 yıl önce İstanbul'a gelmiş. Bir Beyaz Rus olan kocasını kaybettikten sonra bebek bakıcılığı yapmaya başlamış. Ve artık bu işi yapamayacak hale geldiğinde de kendini yaşlılar evine atmış.
Yangın gecesini anlatan Bayan Gisela, Türkiye'ye 1981 yılında gelmiş. Almanya'da tanıştığı bir Türkle, ailesinin itirazlarına rağmen evlenmiş. Türkiye'ye gelirken de Almanya'daki bütün malını mülkünü elden çıkarmış. Evlendiği adam bir süre sonra bütün paraları alıp kayıplara karışınca beş parasız ortada kalmış. İlk zamanlar kocasını çeşitli Türk ve Alman makamlara şikayet etmiş ama bir sonuca ulaşamamış. Almanya'dan gelen bir kira geliri ile hayatını tek başına sürdürmüş.
Bu hikayeyi gözlerimiz açık dinlerken, Alman Katolik Kilisesi'nde görevli Bayan Hillebrenner, böyle kadınların sayısının hiç de az olmadığını söyleyerek bir kez daha şaşırtıyor.
Ne zaman onarılacağı belli olmayan Alman Yaşlılar Evi sakinlerinin bugünlerde sakin geçirdikleri bir gün var. Her pazar kilisede toplanıp dua ediyorlar ve ardından kahveli, Alman pastalı bir toplantıda sohbet etme olanağı buluyorlar.