Yamyam karıncalar
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2011 11:39
Ağaçların kabukları içine yerleşip onların kurumasına neden olan böcekleri salgıladığı formik asitle felç ettikleri ve yedikleri için “yamyam” veya “terminatör” olarak adlandırılan kırmızı orman karıncaları, Orman Bölge Müdürlüklerinin orman zararlılarıyla mücadelede adeta sağ kolları oldu.
Eskişehir Orman Bölge Müdürü Zekeriya Mere, geçmiş yıllarda ormana zarar veren böceklerle mekanik ve kimyasal yollara mücadele ettiklerini kaydetti.
Mekanik ve kimyasal yollarla mücadelenin bazı olumsuz sonuçlar doğurduğunu ifade eden Mere, şöyle konuştu:
“Bu mücadele yöntemi faydalı böceklerin yok olmasına da neden oldu. Arılara zarar verdi. Böylece, biyolojik mücadele etmeye karar verdik. Kırmızı orman karıncaları, özellikle kabuk böcekleri için çok önemli silahımız. Bunlar halk arasında 'yamyam' veya 'terminatör' karıncalar olarak biliniyor. Ormana büyük faydaları var. Bu karıncalar 1000 metre ve üzerindeki rakımda yaşıyor. Karıncalar formik asite sahipler ve bunu zararlı böceklerin üzerine sıkıyorlar. Böceği felç ettikten sonra, onu yuvasına götürüp yiyorlar. Kırmızı orman karıncalarını, ormana zararlı böceklere karşı biyolojik bir silah olarak kullanıyoruz.”
“ZARARLI BÖCEKLERİN AZALDIĞINI FARK ETTİK”
Mere, karınca yuvalarının 1-1,5 metre boyunda 3-6 metre genişliğinde olduğunu ifade ederek, yuvaları nisan-mayıs aylarında usulüne ve tekniğine uygun alıp ormanlardaki karınca olmayan bölgelere naklettiklerini bildirdi.
Karıncaları kullanarak kimyasal madde kullanmadan orman zararlılarıyla mücadele etiklerini anlatan Mere, şöyle devam etti:
“Kırmızı orman karıncaları 1000-1600 metre rakımda görülüyor. Ancak, uyguladığımız teknikle bu karıncaların daha düşük rakımlı yerlere adaptasyonunu sağlıyoruz. Karınca yuvalarında kraliçe, işçi ve erkek karıncalar var. Nakil yaparken öncelikle kraliçeyi ayrı bir kaba, diğer karıncaları ayrı bir kaba alıyoruz. Bunları bir ağaç kütüğünün dibine bırakıyoruz. Bunları dış etkenlerden zarar görmesinler diye dikenli ve telli kafeslerle koruyoruz. Bu yuvaların yanına şeker atıyoruz, su yolları yapıyoruz. Böylece karıncaların yuvayı benimsemelerini sağlıyoruz. Bir karınca yuvası 10 dönüm alanda etkili oluyor. Bölge müdürlüğümüze bağlı 4 işletmede 5 yuva olmak üzere yılda 20 yuvayı naklediyoruz. Bu işi yoğurt mayalamak gibi görüyoruz. Karınca olmayan ormanlık alanda bunlar kolonilere
bölüyorlar. Böylece uzun vadede sayıları artıyor.
Yuvaları koyduğumuz yerlerde zararlı böceklerin azaldığını fark ettik. Zararlı böceklerin popülasyonunda gözle görülüyor azalma yaşanıyor. Karıncalar bizim ücretsiz orman çalışanımız. Önümüzdeki yıl daha fazla karınca yuvasını taşıyıp ormana zararlı böceklerle mücadeleyi sürdüreceğiz.”
Mekanik ve kimyasal yollarla mücadelenin bazı olumsuz sonuçlar doğurduğunu ifade eden Mere, şöyle konuştu:
“Bu mücadele yöntemi faydalı böceklerin yok olmasına da neden oldu. Arılara zarar verdi. Böylece, biyolojik mücadele etmeye karar verdik. Kırmızı orman karıncaları, özellikle kabuk böcekleri için çok önemli silahımız. Bunlar halk arasında 'yamyam' veya 'terminatör' karıncalar olarak biliniyor. Ormana büyük faydaları var. Bu karıncalar 1000 metre ve üzerindeki rakımda yaşıyor. Karıncalar formik asite sahipler ve bunu zararlı böceklerin üzerine sıkıyorlar. Böceği felç ettikten sonra, onu yuvasına götürüp yiyorlar. Kırmızı orman karıncalarını, ormana zararlı böceklere karşı biyolojik bir silah olarak kullanıyoruz.”
“ZARARLI BÖCEKLERİN AZALDIĞINI FARK ETTİK”
Mere, karınca yuvalarının 1-1,5 metre boyunda 3-6 metre genişliğinde olduğunu ifade ederek, yuvaları nisan-mayıs aylarında usulüne ve tekniğine uygun alıp ormanlardaki karınca olmayan bölgelere naklettiklerini bildirdi.
Karıncaları kullanarak kimyasal madde kullanmadan orman zararlılarıyla mücadele etiklerini anlatan Mere, şöyle devam etti:
“Kırmızı orman karıncaları 1000-1600 metre rakımda görülüyor. Ancak, uyguladığımız teknikle bu karıncaların daha düşük rakımlı yerlere adaptasyonunu sağlıyoruz. Karınca yuvalarında kraliçe, işçi ve erkek karıncalar var. Nakil yaparken öncelikle kraliçeyi ayrı bir kaba, diğer karıncaları ayrı bir kaba alıyoruz. Bunları bir ağaç kütüğünün dibine bırakıyoruz. Bunları dış etkenlerden zarar görmesinler diye dikenli ve telli kafeslerle koruyoruz. Bu yuvaların yanına şeker atıyoruz, su yolları yapıyoruz. Böylece karıncaların yuvayı benimsemelerini sağlıyoruz. Bir karınca yuvası 10 dönüm alanda etkili oluyor. Bölge müdürlüğümüze bağlı 4 işletmede 5 yuva olmak üzere yılda 20 yuvayı naklediyoruz. Bu işi yoğurt mayalamak gibi görüyoruz. Karınca olmayan ormanlık alanda bunlar kolonilere
bölüyorlar. Böylece uzun vadede sayıları artıyor.
Yuvaları koyduğumuz yerlerde zararlı böceklerin azaldığını fark ettik. Zararlı böceklerin popülasyonunda gözle görülüyor azalma yaşanıyor. Karıncalar bizim ücretsiz orman çalışanımız. Önümüzdeki yıl daha fazla karınca yuvasını taşıyıp ormana zararlı böceklerle mücadeleyi sürdüreceğiz.”