Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu grupta özetle şunları söyledi:
HANGİ SANDIK GÜVENLİĞİ
“Normal bir demokraside yurttaş ‘Benim oyum çalınacak mı, çalınmayacak mı?’, ‘Sandıklara sahip çıkılacak mı, çıkılmayacak mı?’ diye bir kaygı içine girmez. Ama bizim ülkemizde bu olmuyor. Neden? Başbakanlık koltuğunda oturan zat bir açıklama yaptı, ‘İnşallah önümüzdeki günlerde Yalova seçimleri de iptal edilecek’ dedi. Söyledi mi? Söyledi. İptal edildi mi? Edildi. Hangi sandık güvenliğinden söz edeceğiz? Eğer siz bir seçime müdahale ediyorsanız, iptal edileceğini önceden bilip ilan ediyorsanız, arkadan YSK bunu onaylıyorsa bu seçimin güvenliği her yerde tartılışır. Yalova’daki kardeşlerime seslenmek isterim, kim ne yaparsa yapsın, bir kişiyi seçtiniz ve belediye başkanlığı koltuğuna oturdu. O kişiye sahip çıkın, onun arkasında durun. Oylarınızı satın almak için dünyanın parasını dağıtacaklardır. Ama ben Yalovalılara güveniyorum. Onlar gereğini yapacaklardır.
BAŞBAKAN’IN HABERİ VARDI
Ulusal Egemenlik Haftası bu hafta. Nereden nereye geldiğimizi anlatmak için. 17 Aralık’ta bir olay oldu. Bir hükümetin, bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Bir tarihin arka odasına bakın, bir de şimdiye bakın. Her kuruşun hesabını halkına veren bir yönetime bakın, ‘Her kuruşu nasıl hortumlarım’ diyen bir yönetime bakın. O dönemde de yolsuzluklar olmuştur. Ama asla, hiç kimse affetmemiştir. Ne Mustafa Kemal Atatürk ne de İsmet İnönü. Yolsuzluğa bulaşanları Yüce Divan’a göndermiştir. Onlar bu ülkenin her kuruşunun hesabını verdiler. Onların mirası üzerine kurulup devleti soyanlar bugün karşımızda. Kimse, ‘Efendim, Erdoğan’ın haberi yoktu bundan’ demesin. Bunu söyleyenin önüne, 3 sayfalık MİT raporunu koyarız. Devletin soyulduğunu Erdoğan’a söylüyorlar. Başbakan’ı uyarıyorlar. Ben bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Önce bunu vicdanlarımızla, tarihimizle sorgulayacağız. Çünkü bu hafta soruşturma ile ilgili görüşmeler başlayacak.
TAKSİM MÜCADELENİN ESERİ
22 Nisan 2009’da ise 1 Mayıs bayram kabul edildi ve Taksim Meydanı’nda özgürce kutlandı. Başbakanlık koltuğunda oturan zat, yüzbinlerin toplandığı 1 Mayıs 2010 Taksim’inde de hiçbir olayın olmadığını gördü. Kendi grup toplantısında ‘Dün Taksim Meydanı’nda yaşanan o tarihi an, 2010 yılı 1 Mayıs’ı asla ve asla tesadüfün eseri değildir’ açıklamasını yaptı. Doğru, mücadelenin eseridir. Ardından herhangi bir gerekçe olmaksızın Taksim Meydanı’nda kutlamalar yasaklandı. Olaylar çıktı, insanlar yaralandı ve fatura işçiye çıktı. İşçiler yasak nedeniyle AİHM’e başvurdu ve davayı kazandılar. Böylece ilk kez uluslararası bir mahkeme 1 Mayıs kutlamaları için bir meydanı işaret etti. Şimdi yeniden yasak gelmeye başladı. Neden? ‘Olaylar çıkacak’. Olaylar niye çıksın efendim? 2010’da olaylar çıkmadı, yine çıkmaz. Bizim çağrımız; bırakın insanlar nerede istiyorlarsa, bayramlarını kutlasınlar. Kimsenin burnu kanamaz. Ama siz baskı uygularsanız, kavga çıkar. Bunun faturası halka çıkar.”
HEYKELİ DİKİLSİN
Neymiş, Rıza Sarraf hayırsever bir işadamıymış. Neymiş Rıza Sarraf, Türkiye’nin cari açığının yüzde 15’ini tek başına kapatan adammış. Samimi söylüyorum, Rıza Sarraf’ın heykelini dikmek lazım. Zafer Çağlayan anıtı var, biliyorsunuz Meclis kavşağında. 700 milyar liralık kol saati alan Zafer Çağlayan anıtı dikildi oraya. Onun yanına mutlaka bir de Rıza Sarraf’ın heykeli dikilmeli. Ama bir heykel yetmez. İkinci heykeli İçişleri Bakanlığı’nın önünde olması lazım. Rıza Sarraf’ın önünde yatan bir İçişleri Bakanı. Demişti ya Rıza Sarraf’a, ‘Sana bir şey olmaz, gerekirse ben önüne yatarım’ diye. Bir heykelini de Maliye Bakanlı’ğının önünde dikmemiz lazım. Madem ki cari açığın yüzde 15’ini tek başına kapatıyor. Ama birilerinin cebine para sıkıştırırken olacak. Bir heykelini de Başbakanlığın önüne dikeceksiniz. Hiç tartışmasız. Sarraf’ın elinde bir çikolata kutusu, Başbakan’a giderken. ‘Bana yeni bakanları verebilir misin’ diye bir ses de olacak. Bu tabloda benim üzüldüğüm bir şey var. Çıkarıyorsunuz Sarraf’ı, arkasında fon olarak Türk Bayrağını kullanıyorsunuz. En ağrıma giden budur. Bir sahtekarın arkasına Türk Bayrağı fon olarak kullanılarak onu meşru göstermek asla mümkün olmamalıdır. Bunun hesabını soracağız. Havuz medyasından bunun hesabını soracağız.
KÖŞK’E TEMİZ BİRİ ÇIKMALI
DÜNKÜ grup konuşmasında cumhurbaşkanlığı seçim tartışmalarına değinmeyen Kılıçdaroğlu, önceki gece katıldığı Avrasya Türk Radyosu yayınında ise “O makamda görev yapacak kişilerin çok temiz, duru, arı olması lazım. O makamları kirletmememiz gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.