Güncelleme Tarihi:
Ailenin Avukatı Fatma Seçil Can, kısa bir açıklamada bulunarak güvenlik amacıyla ailenin ismini gizli tuttuklarını belirtti ve şunları söyledi:
“Aile zaten evleri için imar barışına başvuruda bulunmuş. Evleri zaten yıkılacak. Yıkım öncesinde de yıllardır süregelen söylentiyi araştırmak istedi. Bu nedenle de yasal haklarını kullanarak resmi izinlerle kazı çalışmaları başladı.
İlk olarak 10 günlük bir izin verildi. Herhangi bir buluntu veya şüpheli duruma rastlanması durumunda kazı çalışmaları için ek süre talebinde bulunulacak. Aile, meraklıların olabileceği gerekçesiyle bu durumu çevresine açıklamaktan kaçınıyor.”
RUM ÇETELERİ TÜRKLERİN ALTINLARINI GASP ETMİŞ
Öte yandan Yalovalı tarihçi-yazar Muhsin Sevencan da Yalova’da Osmanlı Dönemi’nde ‘Bıçakçı Kostas’ ismine rastlandığını doğrulayarak gazetecilere açıklamada bulundu.
Kurtuluş Savaşı döneminde Rum çetelerin halkın altınlarını yağmaladığını söyleyen Sevencan, “Kasım 1920 yılında Yalova, Yunanlılar tarafından işgal ediliyor.
Yaklaşık 11 ay gibi bir süre sonra yani 19 Temmuz 1921’de ise işgal güçleri buradan çekildi ama bu süre içinde Mayıs ayında 1921 Mayıs ayında Yalova’da hiçbir Türk nüfus kalmadı. Ermeni ve Rum çeteleri, Türklere ait bir sürü eşyaları yağmaladılar. Öldürdüklerinin ziynet eşyalarını gasp ettiler. Bu çetelerden biri Bıçakçı Kostas adında biri.
Tabi efsanelere göre burada mekânının olduğu, hazinesini orada sakladığı anlatılıyor ama biz bunu bilemiyoruz. İspatlayamayız da fakat sadece Bıçakçı Kostas değil o dönem çok karışık bir dönem.
Güvenlik sorunu var. İşgal altında bir dönemden bahsediyoruz. Yalova merkezde 3-4 bin öldürülen insan var. Bu insanların ziynet eşyalarını, altınlarını gasp ediyorlar. Hepsi zenginleşiyorlar.
Kimi mübadeleyle 1924 yılında dönerken kim gasp ettikleri ziynet eşyalarını paralarını götürebilmiş. Kimi ise burada gömmüşler. ‘Geri döner alırız düşüncesiyle’ saklamışlar. Bazıları dönmüş aramış, bazıları hiç dönmemiş.
Bu efsaneler kentimizde kahvehanelerde, köşe başlarında tatlı tatlı hatıralarla bir de böyle ballandırılarak anlatılır” diye konuştu.
Yapılan kazı çalışmasının yerinde ve doğru bir talep olduğunu söyleyen Sevencan, “Böyle şeylerin Yalova’da olması çok doğal ama kesin olarak böyle bir şey var mıdır derseniz ben bunu bilemem fakat onların bu tür işleri yaptıkları devlet kayıtlarında zaten mevcut.
Asayiş katırlarında var, jandarma kayıtlarında var. Osmanlı arşivinde bunlar mevcut.
Yani böyle eylemlere giriştikleri sabittir. Belgeleriyle sabittir ama falanca noktada falanca bir yerde var mıdır derseniz onu bilemem ve ispatlayamam” dedi.
Diğer yandan kazı resmi olduğu için herhangi bir define bulunması durumunda bir bölümünün aileye bir bölümünün de devlete kalacağı bildirildi.