A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2006 13:37
Yalçın Özbey'in, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı Abdi İpekçi'nin öldürülmesine ilişkin yargılandığı dava kapsamında Türkiye'deki mal varlığına el konulmasına karar verildi.
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, gıyabi tutuklu sanık Özbey'in, davayla ilgili bulunduğu ülkede ifadesinin alınamadığı tutanağa yazdırıldı.
Cumhuriyet Savcısı Fethi Türkmen, Özbey hakkında kaçaklara uygulanan hükümlerin uygulanmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, Yalçın Özbey hakkında celse arasında “kaçakların yargılanmasına” ilişkin düzenlemeyi içeren CMK'nın 247. ve 248. maddeleri uyarınca işlem yapılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
CMK'nın 247. maddesi “kaçağın” tanımını yaparken 248. madde “Kaçak sanığın duruşmaya gelmesini sağlamak amacıyla Türkiye'de bulunan mallarına, hak ve alacaklarına amaçla orantılı olarak mahkeme kararıyla el konulabilir ve gerektiğinde idaresi için kayyum atanır” hükmünü içeriyor.
Mahkeme, Özbey'in 2006 yılı Mart ayında Belçika'da işlediği iddia edilen suçlar nedeniyle bu ülkede tutuklanması üzerine “iade talepnamesi' hazırlamıştı.
Türkiye'nin iade talebini değerlendiren Brüksel Mahkemesi, talepte yer alan suçlamaların Belçika yasalarına göre zaman aşımına girdiğini belirterek, istemi reddetmişti. Ayrıca Özbey'in Belçika'da işlediği iddia edilen suçlardan da tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti.
DAVANIN İDDİANAMESİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Abdi İpekçi'nin 1 Şubat 1979 tarihinde öldürülmesiyle ilgili İstanbul Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nde yargılanan Mehmet Ali Ağca'nın idam cezasına çarptırıldığı belirtiliyor.
Aynı davada yargılanan Yavuz Çaylan'ın ise 3 yıl hapis cezası aldığı kaydedilen iddianamede, diğer sanık Mehmet Şener hakkında da “zaman aşımı” nedeniyle “takipsizlik kararı” alındığı ifade ediliyor.
İddianamede, Yavuz Çaylan ile Mehmet Ali Ağca'nın, yargılandıkları süre içerisinde Yalçın Özbey'in suça katıldığından bahsetmediklerine değinilerek, 23 Kasım 1979 tarihinde tutuklu bulunduğu cezaevinden firar ettikten sonra Papa 2. Jean Paul'e silahlı saldırı düzenlemekten tutuklanan Ağca'nın, 1983 yılında Roma'da ifadesinin alındığı hatırlatılıyor.
Ağca'nın bu ifadesinde, İpekçi'yi öldüren kişinin kendisi değil, Yalçın Özbey olduğunu, silahları temin eden Özbey'in cezaevinden firar ettikten sonra kendisini Taksim ve Kızıltoprak'ta sakladığını, yurt dışına çıkmasında yardımcı olduğunu, sahte pasaport ve kimlikler temin ettiğini anlattığı bildirilen iddianamede, Özbey'in firarda olması nedeniyle sorgulamasının yapılamadığı, istinabe yoluyla Belçika'da alınan ifadesinde ise sorulara yanıt vermediği ve suçlamaları reddettiği anlatılıyor.
İddianamede, Yalçın Özbey'in, Abdi İpekçi'nin öldürülmesi eylemine karıştığına dair emareler de şöyle sıralanıyor:
“İpekçi'nin öldürülmesinden önce Ağca'nın hesaplarına bazı paralar yatırılmıştır. Adres olarak da Yalçın Özbey'in Aksaray Mustafa Kemal Bulvarı Tıntaş İşhanı'nda bulunan emlak bürosu verilmiştir. Bu paraların, Abdi İpekçi'nin öldürülmesi için sanığın hesabına yatırıldığı iddiaları mevcuttur.
Özbey, İpekçi'nin öldürülmesinden önce 34 RT 601 plakalı otomobili Hasan Hüseyin Şener'e satmış, Ağca da cezaevinden firar ettikten sonra bu araçla kaçırılmıştır. Suç tarihinden önce Mehmet Ali Ağca ile Yalçın Özbey'in aynı evde kaldıkları ve birlikte emlak işi yaptıkları sabittir.”
YUSUF ÇELİKKAYA'NIN DİLEKÇESİ
Ünye Kapalı Cezaevi'nde “gasp” ve “hırsızlık” suçlarından hükümlü bulunan Yusuf Çelikkaya'nın da 4 Ocak 2000 tarihinde el yazısıyla yazdığı dilekçesinde, İpekçi'nin öldürülmesiyle bağlantısı olduğunu ifade ettiği kaydedilen iddianamede, Çelikkaya'nın, 1978 yılında İpekçi'nin öldürülmesinin Abdullah Çatlı, Mehmet Ali Ağca, Mehmet Şener, Yavuz Çaylan, Oral Çelik ve kendisi tarafından planlandığını anlattığı belirtiliyor.
İddianamede, Çelikkaya'nın ayrıca, Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ne nakli sağlandığı takdirde açıklamalarda bulunacağını bildirdiği ifade ediliyor.
Şimdiye kadar hakkında soruşturma yapılmamış olan Yusuf Çelikkaya ile hakkında 6 Aralık 1983 tarihinde gıyabi tutuklama kararı çıkarılan Yalçın Özbey için “zaman aşımı”nın dolmadığı vurgulanan iddianamede, Özbey ile Çelikkaya'nın ”taammüden adam öldürmek suçuna katılmak”tan dolayı 20 yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.