Yalçın Küçük'ten ilginç sözler

Güncelleme Tarihi:

Yalçın Küçükten ilginç sözler
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2012 17:44

Dünkü duruşmada Ergenekon davasının gizli tanıklarından ‘Deniz’ olduğu ortaya çıkan PKK’nın eski 2 numarası Şemdin Sakık, mahkemede ifade vermeye bugün de devam etti. Günün en ilginç sözlerini ise sanık Yalçın Küçük sarf etti. Küçük, 1995 yılında Öcalan’a yapılması planlanan suikastı devletin kendisine bildirdiğini, aldığı bu bilgiyi de çevresiyle paylaştığını söyledi.

Haberin Devamı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon Davası'nda tanık Şemdin Sakık, duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in soruları cevapladı. Teröristlerin eğitim düzeylerinin lise ve üniversite olduğunu söyleyen Sakık şunları anlattı: "Şimdi şu sorulmalı, 'Şiddet bu kadar eğitimli insanı nasıl bu yola götürüyor?' Şimdi halk arasında yine aynı üslupla konuşulmaya devam ediyorlar. Ama kimseler çıkıp bu şiddetin 50 bin eğitimli insanı götürdüğünü söylemiyor. Bunu kimse dile getirmiyor. Keşke bunu sorsalar. Öcalan'ın buna cevabı olmazdı."

Haberin Devamı

"NASIL BİR MESAJ ALDINIZ?"

Tutuksuz sanık Yalçın Küçük'ün MEDTV'de yaptığı bir programa ilişkin video görüntüleri Sakık'a izlettirilerek sorular soruldu. Savcı Pekgüzel, "Bu konuşmalar ateşkes ilan edildiği bir döneme denk geliyor. Siz bu konuşmayı daha önce izlediniz mi, nasıl bir mesaj aldınız?" diye sordu. Sakık, "Biz örgüt içerisinde başarılı bir eylem sonucunda 'yiğitçe bir eylemdi' ifadesini kullanıyoruz. Yalçın Hoca'nın 'yiğitçe bir eylem' demesi, PKK ağzıyla konuştuğunu gösterir. Bu söz eylemi onaylamaktır ve yeni eylemler istemektir. Kürtlerin yoğun yaşadığı coğrafyalardaki militanlar yerlerinden boşaltıldı. Yalçın Hoca'nın söylediği 'PKK militanları yer değiştirmelidir. Artık Türkiye dağları mı olur yoksa başka dağlar mı olur' diye soru soruyor. Burada PKK'ya ya Kuzey Irak'a çekilmesi mesajını veriyor. Ya Karadeniz ya da Amanos Dağlarına çekilmesi mesajını veriyor. Küçük gruplar halinde eylem yapılamadığı için lojistik ve başka destek alanlarının ortadan kaldırıldığı için başka alanlara kaymaları gerektiğini söylüyor. Hatta PKK'yı yaptığı eylemlerden dolayı tebrik ediyor ve etkili eylemlerin yapılmasını beklediğini söylüyor" diye konuştu.

"DARBECİLER DAHA SUÇLUDUR"

Sakık, 12 Eylül'deki şiddet sarmalının PKK'yı yarattığını savunarak sözlerine şöyle devam etti: "12 Eylül'de Diyarbakır Cezaevi'nde yapılanlar olmasaydı, PKK gelişemezdi. Yine PKK'nın Irak'ta yerleşmesi, buradaki olaylardan kaynaklanıyor. İran-Irak savaşı, Körfez Savaşı, Saddam'ın indirilmesi PKK'nın gelişiminde etkili oldu. Şiddetin arttığı her dönemde PKK güç kazanmıştır. Bakın ABD başkanlarından Clinton ile Obama döneminde şiddetin azaldığı için PKK güç kaybetmiştir. 1993 olaylarının yapılması PKK'ya güç kazandırmak için yapılmıştır ve de başardılar. Ne zaman ılımlı bir görüşme başlatıldıysa PKK güç kaybetmeye başlıyor. Terör kamplarında, 'Şemdin Sakık teslim oldu. Yiyecek ekmeği bile yok. Hücrede tek başına yaşıyor' diye eğitimler verildi. Öcalan'ın nasıl değiştiğini sahaya bakarak anlayabiliriz. Ne zaman gözyaşı olursa keyfi yerine gelirdi, ne zaman normalleşme olsaydı keyfi kaçardı."

Darbeciliğin olumlu olduğu yönünde izlenimler bırakıldığını söyleyen Sakık, "Kamuoyunda öyle bir propaganda oluşturuldu ki, bir kişi terör suçlusu olarak ilan edildi mi silah patlamasa bile o en büyük canidir. Ama darbeci dendiğinde, darbecilere sempati duyuluyor. Çünkü böyle bir izlenim yaratıldı. Bilerek ağzımdan tek bir yalan söz çıkmaz. Kürtçüydüm ama dağa çıkmak hiç aklımda yoktu. Ancak yapılanlar sonucunda tek başıma dağa çıktım. Darbeciler halkın yüzde 30-40-50 oyunu almış iktidarları ortadan kaldırmak için harekete geçmişlerdir. Bu nedenle insani olarak darbecilerle teröristleri değerlendirdiğimizde darbeciler daha suçludur" diye konuştu.

"BAŞBAKAN ERDOĞAN'A MEKTUP YAZDIM"

Abdullah Öcalan'ın yakalandığında korkusundan bildiği her şeyi anlattığını söyleyen Sakık, "Karşısına ölüm riski çıktığında her şeyi söyledi. Suriye'deki ilişkilerini deşifre etti. Ancak devlet üzerinde durmadı. Sorguda bana yardım eden köylüleri ve çobanları sordular. Ancak bana yıllar öncesinde yardım eden masum insanların isimlerini vermedim. Ama Öcalan her şeyi söyledi. Dönemin yetkililerine şiddete son vermek isteniyorsa Öcalan'ın Şam'dan çıkması gerektiğini söyledim. Bana bunun nasıl olacağını sordular. Ben de 'Birkaç tabur askeri Hatay'a gönderin. Önemli bir komutan da ziyarette bulunsun. Gerekirse Suriye tarafına bir kaç havan atılsın. Hafız Esad buna dayanamaz' dedim. Yetkililer gittiler havan atmaya bile gerek kalmadan Apo Suriye' den çıkmak zorunda kaldı. Ancak Kenya'da yakalanmasıyla ilgili bir şey bilmiyorum" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup yazdığını anlatan Sakık, "Mektupta 'Kürt şiddeti ne İmralı, ne de Oslo ile çözülemez. Askerle de çözülecek bir sorun değil. Ancak medyada kümelenmiş solcuların durdurulmasıyla mümkündür. Bir de dağdakilerin inmesiyle Kürt şiddeti çözülür' dedim. Kürt sorunu da başka bir şeydir" dedi.

Haberin Devamı

YALÇIN KÜÇÜK: ÖCALAN’A SUİKASTI BANA DEVLET SÖYLEDİ

Söz alan Yalçın Küçük, henüz Öcalan ve PKK yokken kendisinin Kürtlerin hakları üzerine yazmaya başladığını ifade ederek, "1996’da Şam’da Öcalan’a yapılan suikastla ilgili ne bilgim var ne görgüm var. Tansu Çiller’in başbakanken 1995 yılı seçimlerinden önce Öcalan’ı Türkiye’ye getirip bir kafes içinde gezdirmek istediğini bana devlet söyledi. Ben Paris’teyken Mesut Yılmaz ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de bunu bana bildirdi. Ben Türkiye’nin en güvenilir adamıyım. Çiller’in böyle bir planı vardı ve devlet bu planı bana bildirdi. Ben de Paris’te Kürtlerin takıldığı bir kafeye giderek bunu yüksek sesle söyledim. Bu kadar. Benim bu şeylerle ilgim yok" dedi.

Haberin Devamı

BAKSİ'Yİ, BAYIK İNFAZ ETTİ

Sakık bir sanığın sorusu üzerine PKK içindeki iç infazları bir örnekle anlattı: Lamia Baksi, Kürt yazar Mahmut Baksi’nin kızkardeşiydi. İsveç’ten gelip Lübnan üzerinden örgüte katıldı. Örgüte katıldığı 1986 yılında İsveç Başbakanı Olof Palme öldürülmüştü. Öcalan, Baksi’nin İsveç tarafından ajan olarak örgüte gönderildiğini düşünüyordu. Lamia Baksi Kuzey Irak'ta Hakurk Kampı’na götürüldü. Sorguya alındı ve işkence edildi. Burada Cemil Bayık tarafından öldürülüp bir taşın altına yerleştirildi. Ben de o bölgedeydim. Yıllar sonra bu olayın bana bulaşacağını aklımın ucundan bile geçirmezdim. Bu olayla Öcalan beni ilişkilendirdi. Mahmut Baksi’nin de katıldığı bir programda ‘Senin kızkardeşini Şemdin gibi çeteciler öldürdü’ dedi. Mahmut Baksi başta bu infazı Öcalan’ın yaptığını düşünüyordu. Sonradan Öcalan’ı öven bir kitap yazınca araları düzeldi."

"SİZE YAZILI OLARAK BELGE VEREMEM Kİ"

Dava sanıklarından Mehmet Zekeriya Öztürk'ün yazılı dilekçesinde "Neden gizli tanık oldun?" şeklindeki soru üzerine Sakık, "O dönem ki koşullardan kaynaklanıyordu. Bugün o koşullar ortadan kalktığı için kimliğimi ortaya koydum" diye cevap verdi. Sorular üzerine Sakık şunları söyled: "İfade vermemin nedeni Ergenekon ile ilgili değil. Ben tanımam bilmem Ergenekon diye bir oluşum. Mahkemeyle tanıdım. Ben ifadelerimde bu davada yargılanan bazı sanıkların Öcalan ile olan sıkı ilişkilerini ortaya koydum. Gördüklerimi anlattım. Ben size yazılı belge veremem ki bizim yaşantımızda öyle bir şey yoktu" dedi.

"SAMİMİYETİMİ ORTAYA KOYMAK İÇİN KİMLİĞİMİ AÇIKLADIM"

Bahtiyar Aydın, 33 Askerin şehit edilmesi ve Gaffar Okkan Suikastine ilişkin bütün bildiklerini samimiyetle anlattığını söyleyen tanık Sakık, "Ben burada hikaye anlatmıyorum. Bildiklerimi gerçekleri anlatıyorum. Somut delilin nerede? diye soranlar bu konuları araştırsın. Ben söylediklerimden eminim. Gizlediğim sakladığım bir şey yok. Samimiyetimi ortaya koymak için kimliğimi açıkladım" diye konuştu. 53 yaşında, özel bir hayatı olmadığını söyleyen Sakık, "Eşim ve çocuklarım yok. Önüm karanlık" diye konuştu.

SAKIK, DOĞU PERİNÇEK'İN SORULARINI YANITLADI

Sakık’ın ifadesi üzerine duruşmalardan yasaklanan Doğu Perinçek de salona getirildi. Perinçek Sakık’a örgüt içindeki konumunu sordu. Sakık, “Ben örgütün 9 kişilik polit bürosunda değildim. Yani 9’uncu adam bile olamadım ama Merkez Komite üyesiydim" dedi. Perinçek “1991 yılında SHP tarafından o zaman PKK'ya teklif edilen 22 milletvekili için Murat Karayılan'ın beni Ankara'daki partiye ait telefondan arayıp 4 milletvekili teklif ettiğini ve bizim bunu reddettiğimizi biliyor musunuz?" diye sorduğu. Sakık, "Biliyorum ama neden kabul etmediğinizi bilmiyorum. 1980'e kadar örgütle düşmandınız. 1990'larda dost oldunuz. Sonradan da düşman oldunuz. Bunu anlayamadık" dedi. Perinçek, Sakık’a “Biz kürde sırtımızı dönmedik. PKK'nın Amerika'nın aleti olduğu için onunla düşman çephelerde olduk" diye cevap verdi. Perinçek Sakık’a soru sorarken bazı açıklamalar yapması üzerine önce mikrofonu kapatttırıldı ardından salondan çıkarıldı. Duruşma Sakık'ın dinlenmesi ile devam ediyor.


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!