Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır’da bugün gerçekleşen silahlı saldırı sonrası yaşamını yitiren Tahir Elçi’yi uzun yıllardan beri tanıyan, bir çok soruşturma ve davada birlikte yer aldıklarını söyleyen İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Av. Öztürk Türkdoğan, Hürriyet’e yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Cezasızlığa karşı etkin bir şekilde mücadele eden iyi bir hukukçuydu. Yılmadan usanmadan davalarını yürüttü. Türkiye’de sonuç alamadığı davaları AİHM’ye taşıdı. Oradan çıkan kararları takip etti. Bir çok davanın, faili meçhule bırakılabilecek bir çok soruşturmanın açılmasını sağladı. Kendi vicdanına göre doğru bildiğini söyleyen bir özelliği vardı. Değerli bir hukukçuydu. Barış konusunda çok inatçıydı. Tüm taraflara seslenirdi. Ve bu noktada ayrım yapmazdı. Bugün söylediği şeyler bizim de taleplerimizdi. Hepimiz adına konuştu. Böyle bir sonucu hak etmiyordu.”
Elçi, sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada "en önemli insan hakları avukatlarından biri" olarak tanınıyordu. 1966 Cizre doğumlu Elçi, 23 yıldır serbest avukatlık yapıyordu. Elçi'nin baktığı davalar arasında, Türkiye'nin hep çok konuştuğu olaylar vardı.
Cizre'de 1993-1995 arasında "gözaltında kaybolan" 21 kişinin de, Uludere'de savaş uçaklarının bombardımanı sonucu ölen 34 kişinin de avukatlığını üstlenmiş olan Tahir Elçi, yine Türkiye'de çok konuşulan, Lice'de öldürülen Medeni Yıldırım davasının da avukatı idi.
Elçi, Almanya’da bulunan Avrupa Hukuku Akademisinde (ERA) uluslararası ceza hukuku ve ceza yargılaması eğitimi görmüş, birçok ulusal ve uluslar arası toplantı ve konferansa konuşmacı olarak yer almış, tebliğ sunmuştu.
Meslek hayatında ceza ve insan hakları hukukuna ilişkin davalara yoğunlaşan Elçi, devlet tarafından mağdur edilmiş çok sayıda vatandaşın davasını da AİHM’e taşımıştı.
AİHM'DE PEK ÇOK DAVA KAZANDI
Tahir Elçi'nin AİHM'e taşıdığı davalar içinde en dikkat çekenlerden biri, 1994 yılında Şırnak'ın Kuşkonar ve Koçağılı köylerinin savaş uçakları tarafından bombalanması sonucu 38 kişinin öldüğü olayla ilgili dava idi. Genelkurmay Askeri Savcılığı, "zaman aşımı" gerekçisiyle dava açılmamasına karar vermiş, Elçi bu kararı AİHM'e götürerek, olay mağdurlarına toplamda 2 milyon 305 bin Euro manevi, 5 bin 700 Euro da maddi tazminat ödenmesinin önünü açmıştı.
İNSAN HAKLARI ÖRGÜTLERİNİN ÜYESİ, DESTEKÇİSİ
Tahir Elçi, avukatlık kariyerinin yanı sıra, Türkiye'de faaliyet gösteren ya da Türkiye'deki insan hakları durumunu izleyen sivil toplum kuruluşlarının da ya üyesi, ya da destekçisi olarak öne çıktı.
Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Avrupa Konseyi İnsan Hakları komiserliği gibi pek çok uluslararası kuruluşun Türkiye insan hakları raporunu hazırlarken başvurduğu isimlerden olan Tahir Elçi, Türkiye'de faaliyet gösteren İnsan Hakları vakfı, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İnsan Hakları Ortak Platformu gibi örgütlerin de üyesiydi.
Elçi, Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi Bilim Danışma Kurulu üyeliğini de yürütüyordu.
SON OLAY: GÖZALTINA ALINDI, YURTDIŞI YASAĞI KONULDU
Tahir Elçi, bir ay önce "PKK terör örgütü değildir" sözleri nedeniyle gözaltına alınmıştı. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Elçi hakkında, "terör örgütü propagandası" suçundan 7.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanmış, yurtdışına çıkış yasağı da konulmuştu.