Güncelleme Tarihi:
Bu devletin kademelerinden, sokaktaki sıradan vatandaşa dek ortak korku. Şimdiye dek ortaya çıkan belgelere, kasetlere bakınca durumun vehameti malum. Bazıları buna, “Ne var canım, gizleyecek yasadışı bir şeyin yoksa niye dinlenmekten korkuyorsun” diye abuk bir açıklama getirse de demokrasilerde ve hukuk devletinde kimsenin böyle kafaya göre dinlenememesi gerekir. Kimin kim tarafından nasıl dinleneceği izleneceği devlette kanunla belirlenmiş durumda. Ümit edelim, bu işler kanuna göre ve herkes de birbirinden haberdar yapılıyordur. Ancak teknoloji öyle ilerledi ki, parasını verdiğinizde bırakın telefon numaranızı, sesinizi tanıyıp sizi otomatik tespit edip kayda giren ses sistemlerini bile elde edebiliyorsunuz. Yani devlette olmanıza gerek yok. Yüz metrelerce öteden bina dinlemeleri yapan cihazlar mevcut. Hal böyle olunca, hatta Başbakan’ın çalışma odasına bile ulaşabilen becerikliler akla geldikçe, başta devlet kurumları olmak üzere herkes belli aralıklarla odasında böcek aratıyor. Ve maalesef bulduğu söylenenler de var. Seçimler yaklaşıyor. Önce belediyeler sonra Cumhurbaşkanlığı ardından da genel seçimler. Bir de Hükümet-Gülen Cemaati arasındaki gerginliği manipüle etmek isteyenler de hesaba katıldığında Ankara’da şimdi ağır bir iddia ortada dolaşıyor. O da, ‘Bu kadar ideal ortamda o güçler kimse, fırsatı kaçırmaz. Yakında stokları eritmeye başlarlar.’ Gel de bundan sonra ‘Dinlenmiyoruz canım olur mu öyle şey’ diyebiliyorsan de. Devlet bu ahlaksızlıkları yapanları bulamadıkça maalesef doğru veya yanlış bu iddialar, paranoyalar insanların üzerine sürekli bir karabasan gibi kalacak.
Biliyor muydunuz?
Yılda 450 bin kişi İzleniyor
TÜRKİYE’de, devlette yeni çalışmaya başlayacak personelin incelenmesi ve benzeri talepler ile diğer adli takip istekleri sonucu yılda 450 bin kişinin güvenlik soruşturmasından geçtiğini biliyor muydunuz? Türkiye’nin nüfusunun 76 milyon olduğu dikkate alınırsa bu, aşağı yukarı 170 kişiden biri demek oluyor. Birçok kişi böyle bir soruşturmaya tabi tutulduğunu bile bilmiyor. Neyse, panik yok rahat olun, şansınız yüksek ‘Size de çıkabilir’.
Bütçe ‘cep’te
MECLİS Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri sürerken objektiflere de renkli görüntüler takılıyor. Uzun süren bütçe maratonu sırasında Genel Kurul Salonu’nda zaman zaman milletvekilleri farklı uğraşlarla vakit geçiriyor. Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu’nun yönetiği oturumda gecenin ilerleyen saatlerinde bu kez AK Partili iki katip üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir (Solda) ve Tokat Milletvekili Dilek Yüksel (Sağda) telefonları ile ilgilenirken fotoğraflandı. Koltukları birbirine çevirerek uzun sohbetler yapanlar, sıralarında bulmaca çözenler hatta telefonlarında kart oyunu oynayanlar bile vardı. - Rıza ÖZEL / ANKARA
Kürdistan krizinde ‘bölüm 2’ başlıyor
HÜRRİYET’in manşeti ile gündeme gelen, bütçe kitapçığından fırlayan ‘Kürdistan’ krizi haftaya damga vurdu. Olay şuydu; BDP, bütçeye yönelik muhalefet şerhinde, Güneydoğu’yu ‘Kürdistan’ olarak tanımladı. Bol bol geçen bu ifade de BDP’nin şerhiyle birlikte, Meclis’te basılıp dağıtılan kitapçığa girdi. Meclis bürokratlarının da dikkatinden kaçan bu olay sonrası Meclis, pazartesi oturumunda olaya el attı. Kavgalı gürültülü bir oturumun ardından, AK Parti, CHP ve MHP’lilerin oylarıyla, BDP’nin bu şerhinin kitapçıktan çıkarılması kararlaştırıldı.
Tabii herkes derin bir nefes aldı. Ama sonradan anlaşıldı ki, ilk badire atlatılmış ancak ‘tehlike’ henüz savuşmamıştı. Çünkü, 006’nın ulaştığı bir başka Meclis belgesinde de bütçe kitapçığındaki o kızılca kıyamet koparan ifadeler aynen yer alıyordu. Hangi belgede mi? Çözüm Komisyonu raporuna yine BDP’nin verdiği muhalefet şerhinde. 443 sayfalık bu muhalefet şerhinde, ‘Kürdistan’ terimini ilk kimin kullandığından, ‘Kürdistan’ın korucuları’na, ‘Kürdistan’ın mevsimlik işçileri’ne kadar neler yoktu ki. Peki şimdi ne olacak? Komisyon kaynaklarının 006’ya fısıldadığına göre ‘Komisyon raporları da tıpkı bütçe kitapçığı gibi sonuçta Meclis belgesidir. Rapor, Meclis Genel Kurulu’na geldiğinde itiraz olursa, bütçe kitapçığında olduğu gibi bunların da çıkarılması gerekir.’ Kısacası, kavgada ‘bölüm 2’ yakında.
BDP çok üzüldü
KABİNEDE bugüne kadar çözüm sürecini yürüten isim Adalet Bakanı Sadullah Ergin’di. En kırılgan dönemlerde bile süreci rotasında tutmayı başaran, kulislerde ‘İnce operasyonların mimarı’ olarak ün yapan Ergin’in başarısı ortada. Kendisi Başbakan Erdoğan tarafından Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak ilan edilince bu işe en çok üzülenlerden biri de BDP’liler oldu. Arkadaşımız Turan Yılmaz’a gelen bilgiye göre bir çok BDP’li bu konudaki üzüntülerini, kabineye vedaya hazırlanan Ergin’e iletti. Çünkü, işlerin en sarpa sardığı anlarda bile Ergin ile diyalog hatları hep açık olmuştu. Şimdi merak edilen, hem Ergin’in yerine Adalet Bakanlığı’na kimin geleceği, hem de çözüm sürecinin patronluğunu kimin üstleneceği. Aynı şekilde Ulaştırma Bakanlığı’nın kritik projeleri açısından yeni bakanın kim olacağı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başörtülü bir vekilin gelip gelmeyeceği de merak konusu. Artık geri sayım başladı. Kulislere göre, Başbakan Erdoğan belki bu vesile ile birkaç bakanı daha değiştirebilir ya da başka bakanlığa kaydırabilir. Peki, kabine ne zaman değişecek? Artık her an kabine değişikliğini bekleyin. Ortada dolaşan isimlere de pek itibar etmeyin. Ta ki, Başbakan o ismi açıklayana dek.
Ya vekile dağda yemin ettirirlerse
MECLİS’in çalışma kitabı içtüzüğünü yeniden kaleme almak için kurulan TBMM İçtüzük Komisyonu, çalışmalarının sonuna geldi. Son toplantı, bütçe görüşmelerinden sonra yapılacak. CHP’liler cezaevindeki vekilleri kastederek, mazeretlerin dikkate alınabilmesini istediler. Arkadaşımız Nuray Babacan’ın Meclis koridorlarından aldığı duyumlara göre, AK Parti ve MHP’li üyeler, bu isteklere karşı çıkarak yeminin Meclis kürsüsünden yapılmasını istediler. Üyeler, “Suç işleyen sabıkalı birini nasıl aday gösterecekler?” değerlendirmesi de yaptı. Ancak sabıkası olmayan bir PKK militanının aday gösterilip, kazanması halinde de dağda yemin ettirilmesinin kaos yaratılabileceği de dile getirildi.
‘Teşhir’di ‘yatır’ oldu
YATIRLAR, evliya mezarları ve türbeler Anadolu’da uzun yıllardır anlatılan birçok efsaneye konu olmuştur. Fakat, Ankara’nın Türközü semtinde yol kenarındaki bir mezar, ilginç hikayesiyle bu efsanelerden ayrılıyor. Ziya Oralay Caddesi yakınlarında mermer ve granit işi yapan bir işyeri sahibi, yıllar önce teşhir amacıyla cadde kenarına mezar koydu. Taşı yazılı olan ve görünüşünde normalinden farkı olmayan ‘teşhir’ mezarını da bazı vatandaşlar gerçek sandı. Çevre sakinleri, mezarda kimsenin olmadığını belirterek, “Mezarı görüp yatır sananlar ve dualarla adak adayıp, dilek dileyenler bile oldu” diye konuştu.
- Mert Gökhan KOÇ/ ANKARA