Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2005 00:00
PAMUKOVA tren kazası 22.7.2004’te meydana geliyor. Kazadan sonra TCDD yetkilileri hemen harekete geçiyor; kaza yerindeki parçalar toplanıyor, raylar değiştiriliyor, bazı menfezler yeniden yapılıyor. Bütün bunlar ertesi gün öğleden sonraya kadar sürüyor.Bu arada İstanbul Barosu, bu gelişmeler karşısında başta Sakarya Başsavcılığı olmak üzere Pamukova Savcılığı’na yıldırım telgrafla ihbarda bulunuyor:‘Teknik incelemeye ve soruşturmaya esas teşkil edecek delillerin değiştirilme durumunun ortaya çıkacağını öğrenmiş bulunuyoruz. (...) hususların dikkate alınarak gerekli işlemlerin önemle yapılması rica olunur.’Yani baro, deliller karartılıyor demek istiyor.Sakarya Savcılığı, Pamukova’ya hemen tahkik edin talimatını veriyor.Bunun üzerine Pamukova Savcısı olay yerine gidiyor; kaza yerinin olduğu gibi bırakılmasını istiyor; olay yerinden hiçbir şey alınmıyor.Hemen bir bilirkişi oluşturuluyor; saat o sırada 15.30...Ancak İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeleri ise saat 11.30’da olay yerine geliyor ve kaza yerinin durumunu fotoğraflarla tespit ediyor. Kazadan sonra yapılan işlemlerde, belgelerin ortadan kaldırıldığını bir tutanağa geçiriyor.Böylece kaza ile ilk süreç başlıyor.SAVCI TAYİN EDİLİYORBaro heyeti, savcıya telefon ediyor ancak savcı ‘Benim işim var’ diyerek görüşmüyor.İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu ‘Ne yazık ki Sayın Savcı Mithat Kutanoğlu bana bir hafta sonra telefon etti ve gereğini yapıyorum dedi’ diyor.Ve yaz tayininde Mithat Kutanoğlu, Gümüşhane’ye tayin ediliyor.Kazadan üç gün sonra (25.7.2004) ilginç bir gelişme oluyor; TCDD Başmüfettişi Bedir İnanç, bir tutanakla trenin makine sürat kontrol bandını (kara kutu) Savcı Mithat Kutanoğlu’na ‘evinde’ teslim ediyor.(Kazadan sonra bazı parçaların TCDD görevlilerince toplandığı TV ekranlarına yansımıştı. Kara kutu Ankara’ya götürüldükten sonra geri gönderiliyor.)Bu arada Adalet Bakanlığı’nın yaz atamalarında Savcı Mithat Kutanoğlu, Gümüşhane’ye tayin ediliyor.KAÇ KAZA RAPORU VARBu arada Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD devreye giderek, Hollandalı, Amerikalı, İspanyol ve Koreli demiryolculardan kaza raporları istiyor.(Mahkemenin istediği bilirkişi raporları değil bunlar.)Bu raporların bazı söylentilere göre 10’u geçtiği belirtiliyor.Sendika ve baro çevrelerinden bu bilirkişilere ne kadar para verildiği merak konusu oluyor.(İddialara göre bilirkişi heyetlerine verilen paranın 400 bin dolar olduğu ve bunlar arasında özelleştirmeye talip olan bazı firmaların da bulunduğu söyleniyor.)Davet edilen heyetler, bilimsel sonuçlar çıkartıyorlar; demiryollarımızın gelişimi için...KARAMAN KENDİSİNİ SAVUNUYORBu arada görevden alınan TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, gazeteleri dolaşarak ‘Tren 80 kilometre hızla gitmesi gerekirken, 132 ile gittiği için bu kaza oldu. Bakın özellikle tren diyorum, makinist demiyorum’ diyor. Ve bir şeyi daha ekliyor:‘Gelişmiş ülkelerin aksine, hiçbir üniversitemizde demiryolu mühendisliği demiryolu bölümü, enstitüsü, laboratuvarı olmadığı gibi üniversitelerimizde kazaları bilgisayar ortamında inceleyen 10 bin dolarlık bir program bile bulunmamaktadır.’VE 300 SAYFALIK RAPORAcı gerçek bu da, bir gösteriş için hız artırımı ile niye bilimsellikten uzaklaşılıyor?Bazı raporlarla kendisini ‘kurtarmak’ isteyen Genel Müdür Süleyman Karaman, bunları gazetelere gösteriyor.Ama bu arada İstanbul Barosu’nun, Prof. Zerrin Bayraktar (YTÜ), Jeoloji Y. Mühendisi Tahir Özgür (İTÜ) ve Makine Yük. Mühendisi Levent Serhan’a (TMMOB Makine Mühendisleri Odası) hazırlattığı 300 sayfalık kaza raporu Baro Başkanı Kazım Kolcuoğlu tarafından açıklanıyor.Kolcuoğlu bilirkişi heyetinin tam 20 kez olay yerine giderek ayrıntılı bir inceleme yaptığını söylüyor.Baronun talebi üzerine bu bilirkişi mahkemede değerlendirilecek; diğer raporlar gibi... Yeni Ceza Kanunu’na göre, hakimler takdirle ceza verecekleri için bu raporlardan bir kanaate varacaklar.Hatırlanırsa, Pamukova Savcılığı’nın kaza raporunda 8’de 4 bakanlık suçlu görülmüştü.Pamukova’daki davanın şimdiye kadar üç duruşması yapılmıştı.TCDD çalışanlarının üye olduğu Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası da, daha önce Başbakan, Ulaştırma Bakanı, Genel Müdür ve yardımcıları olmak üzere 30 kişi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.Bu arada taze bir bilgi; Ulaştırma Bakanı, görevden alınan Süleyman Karaman hakkında soruşturma izni vermişti... Fakat buna Karaman, Danıştay nezdinde itiraz etmiş; ancak bu talebin reddedilmiş...Milli Eğitim’in okul ihalelerinden sonra Ulaştırma Bakanlığı’nın ‘hızlı treni’nin yarattığı sonuçlar da AKP hükümetini sarsar mı?CHP’de Sarıgül’e baskın kurultayıPAZAR günkü ‘CHP dönüm noktasında’ki yazımızda Sarıgül’ü ihraç edebilirler mi diye sormuş, ‘belki bir oyla...’ demiştik.Dün tersi oldu; bir oyla partide kaldı. Ancak Baykal’ın, kapalı da olsa Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) üyesi Ergün Aydoğan’a, diğer üyeler Cafer Dursun ve Ergun Baba’nın çikolata kutusu içinde para verdiğini, ancak Aydoğan’ın bunu reddettiği aralıktaki MYK’da açıklamıştı. Parayı reddettiğini dünkü toplantıda da yineleyen Aydoğan, Sarıgül’ün aleyhine oy kullandı. Ancak genel merkezi şaşırtan Alper Karcıoğlu’nun lehte oyu oldu. Sarıgül’ün partide kalmasını isteyen 8 üyeden; Ali Şahin, Hasan Akyol, Saniye Gül Barut ve İrfan Gürpınar hukukçu; karşı tarafta hiç hukukçu olmaması dikkat çekti.CHP’de il kongreleri bugünlerde başlayacak ve Olağan Kurultay ise yaz başında toplanacaktı. Baykal’ın, 29 Ocak’ta Olağanüstü Kurultay isteyerek yine bir taktik uyguladığı; son iki Kurultay’da kendisini seçen delegelerle seçime gideceği belirtiliyor.Sarıgül, Baykalcı delegelere ne kadar hakim olabilir ve/veya bu kadar kısa sürede adaylığa soyunabilir mi? Bunlar bugün için soru işareti...Dilekçemi beğenmiyorlarKÜTAHYA Adliyesi’ne bir şikayet dilekçesi vermek için aralık ayı sonlarında gittim. Baro kalemindekiler dilekçeleri önce baro başkanının gördüğünü, ona göre aldıklarını söylediler. Baro başkanının da orada olmadığını, ertesi gün geleceğini, dilekçemi alamayacaklarını, dilekçe için 40 milyon para aldıklarını belirttiler. Baro başkanı yokken yerine kimin baktığını sordum. O kişi şikayet dilekçeleri ile ilgilenmiyor dediler. Ben de o halde dilekçemi almadığınıza dair bana bir yazı verin dediğimde ‘Bize baro başkanının kesin talimatı var, önce o görüyor ona göre dilekçe alıyoruz’ dediler. Desenize dilekçemi beğenip beğenmemesine göre bir değerlendirme yapıyor sayın baro başkanı. Ve burası adliye. Bu insanlar güya bize adalet dağıtıyorlar. Yazıklar olsun bu ülkeye. Gelin de şikayet edin bu insanları ve bu anlayışı... Kimi kime şikayet edeceksiniz ve ne sonuç alacaksınız. Bir de para ödüyorsunuz şikayetinize. GÜNÜN SÖZÜ‘Dünle beraber gitti düne ait ne varsa bugün yeni şeyler söylemek gerek.’(Mevláná)
button