Yabancı sermaye cari açığın ancak yüzde 20'sini kapatacak

Güncelleme Tarihi:

Yabancı sermaye cari açığın ancak yüzde 20sini kapatacak
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 10, 2008 15:30

Deloitte Türkiye tarafından 2008’in ilk beş ayının değerlendirildiği “Ekonomik Görünüm 2008-Haziran” raporuna göre, 2008 sonu itibariyle büyüme yüzde 3-3.5, enflasyon da yüzde 10 dolayında gerçekleşecek.

Yıl sonunda Türkiye ekonomisinin, en az 50 milyar dolar dolayında bir cari açık vereceği öngörülen raporda, doğrudan yabancı sermayenin 2008’de açığın yalnızca yüzde 20’sini finanse edebileceği tahminine yer verildi.

Raporda, siyasette yaşanan gerilimler ve artan petrol fiyatlarının ekonomiyi tehdit ettiği vurgulanırken, olumsuz gidişin durdurulması için ise siyasi belirsizliklerin giderilmesi, mali disiplinin güçlendirilmesi, IMF ile yeniden yakın bir ilişkiye girilmesi ve yapısal düzenlemelerin hızla hayata geçirilmesi önerileri sıralandı.

Yapılan açıklamada, Deloitte’nin, Türkiye’de Vergi, Yönetim Danışmanlığı, Kurumsal Finansman, Denetim ve Kurumsal Risk alanlarında hizmet verdiği anımsatılarak, yayınladığı “Ekonomik Görünüm 2008-Haziran” raporunda 2008’in ilk beş ayının değerlendirildiği kaydedildi. “Petrol ve Siyasetin Gölgesinde” başlıklı raporda global piyasaların durumu, Türkiye üzerindeki olumsuz etkileri ve makro ekonomi göstergelerindeki değişimin ele alındığı anlatılan açıklamada, raporun, Deloitte Türkiye’nin Ekonomi Danışmanı Dr. Murat Üçer tarafından 6 Haziran 2008’e kadar olan veriler dikkate alınarak hazırlandığını bildirildi.

“ENFLASYON YÜZDE 10 SEVİYELERİNDE GERÇEKLEŞECEK”

Raporda, büyümesi yavaşlayan, enflasyon ve cari açığı yükselmeye devam eden Türkiye ekonomisinin, petrol fiyatlarındaki sürekli artış ve siyasi ortamdaki belirsizliklerden olumsuz etkilendiğine vurgu yapılarak, küresel ekonomik koşullar ve Türkiye’nin siyasi görünümünün, bir önceki rapordaki temel ekonomik beklentilerde bir revizyona neden olduğu ve bu çerçevede büyüme beklentileri düşerken, enflasyon ve cari açık beklentilerinin yükseldiği söylendi.

Yılın ilk çeyreğinde büyüme verilerinin güçlü bir performans sergilediği, ancak baz etkisinden kaynaklanan bu yükselişin yılın tamamı için geçerli olmayacağı belirtilen raporda, bu çerçevede Türkiye’nin büyümesinin 2008 sonu itibariyle Mart raporundan yaklaşık bir puan aşağıda gerçekleşerek, yüzde 3-3.5 olacağının tahmin edildiği aktarıldı. Rapora göre, Mart raporundan 2-2.5 puan yukarıda olarak, enflasyon oranının da yüzde 10 seviyelerinde gerçekleşeceği öngörülüyor. Hükümet ve Merkez Bankası’nın maliye, para politikalarında yaptığı revizyonların piyasa ve analistler tarafından genelde gevşeme sinyalleri olarak değerlendirildiği ve olumlu algılanmadığı belirtilen raporda, “Bu revizyonların başlıcaları, hükümetin, faiz dışı fazlayı 2007’deki yüzde 3.5’ten önümüzdeki yıllarda en az bir puan daha indireceğini açıklaması ve daha önemlisi bunu detaylandırarak, sağlam bir temele dayandırmaması. Para politikası tarafında ise Merkez Bankası’nın enflasyon hedefini ciddi şekilde yukarı doğru revize ederek, aceleci davranması olarak sıralanıyor” denildi.

“YABANCI SERMAYE, CARİ AÇIĞIN YÜZDE 20’SİNİ FİNANSE EDER”

Rapora göre, Türkiye’nin cari açığı enerji ithali ve artan petrol fiyatları nedeniyle genişlemeye devam ediyor. 2007 yılını 38 milyar dolar civarında tamamlayan cari açık, Nisan ayında 12 aylık toplam olarak 42 milyar dolara yükseldi. Raporda, 2008 sonunda Türkiye ekonomisinin, en az 50 milyar dolar civarında bir cari açık vereceği öngörülürken, 2007’de Türkiye’nin cari açığının yarısından fazlasını finanse eden doğrudan yabancı sermayenin 2008’de açığın yalnızca yüzde 20’sini finanse edebileceği ifade edildi. Yıl sonuna kadar Türkiye’ye, 11-12 milyar dolar civarında doğrudan yabancı sermaye girişinin beklendiği belirtilen raporda, bunun ise cari açığın finansmanı açısından, 2008’in, borçlanmanın ağırlık kazanacağı zor bir yıl olacağı yorumuna yer veriliyor.

Yılın başından itibaren ithalatın üzerinde artış gösteren ihracat hacmine karşılık, petrol fiyatlarındaki sürekli artışın dış ticaret dengesini olumsuz etkilediğine işaret edilen raporda, “Nominal olarak bakıldığında Nisan ayında yüzde 37 artan ihracat son 12 ayda 120 milyar doları aşarken, ithalat tarafında ise enerji ithalatının başı çekmesi ile yüzde 38’lik bir artış yaşandı ve son bir yıldaki ithalat 189 milyar doları buldu” denildi.

YTL’nin Nisan ayı ortalarında en düşük seviyeyi gördüğü ve özellikle likiditenin daralması, faizlerin yeniden yükselmesiyle dolar karşısında yeniden değerlenmeye başladığı kaydedilen rapora göre, finansman ihtiyacı ve siyasi risklerin göz önünde bulundurulmasıyla YTL’nin bu yılı reel olarak değer kaybıyla bitireceği öngörüldü.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB), 2008’e 55 bin seviyelerinde başladığı anımsatılan raporda, İMKB’nin, yaşadığı kayıpları telafi etmekten uzak bir seyir izlediği vurgulandı. Rapora göre, hisse senetlerindeki düşüşün arkasında yerli yatırımcıların tepkisi kadar, yabancı yatırımcıların çıkışı da bulunuyor. Haziran ayı itibarıyla İMKB’nin, Gelişmekte Olan Piyasalar (GOP) Endeksi’nde yüzde 35 kayıpla en fazla değer kaybeden hisse senedi piyasası olduğu da kaydedildi.

“IMF İLE İLİŞKİLERİN YENİDEN GÜÇLENDİRİLMESİ ÖNEMLİ”

Raporu değerlendiren Deloitte Türkiye Yönetici Ortağı Hüseyin Gürer, Mart ayında yaşanan global dalgalanmanın reel ekonomiye maliyetlerinin ortaya çıkmaya başladığını söyleyerek, düşük enflasyon ve yüksek büyüme modelleriyle hareket eden ülkelerin, politikalarını yeniden gözden geçirmek durumunda kalacağını belirtti.

Gürer, global dalgalanmanın, şu an için durulmuş görüldüğünü kaydederek, “Dış finansmanı ekonomisi için çok önemli olan Türkiye gibi ülkelerin hayli dikkatli ve tedbirli olması gerekiyor” dedi. Makro ekonomik istikrarın temel şartının, sıkı para ve mali disiplin politikalarından taviz verilmemek olduğunu aktaran Gürer, yapısal reformların en tepeden sahiplenilerek hayata geçirilmesi ve IMF ile ilişkilerin yeniden güçlendirilmesinin de önem taşıdığını dile getirdi. Gürer, hazırlanan raporun ekonomik ortamın tahlili ve geleceğe yönelik tahminler açısından firmalar için yararlı olacağını belirterek, “Bu çalışmaları sürdüreceğiz ve önümüzdeki aylarda yeni raporlar yayınlayacağız. Deloitte küresel uzmanlığını firmalarımızın hizmetine sunmaya devam edecek” diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!