Güncelleme Tarihi:
Beykoy'luydu... Kızıl saçları yüzünden ailesinin ve arkadaşlarının ‘‘Kınalı kuzu’’suydu. Nişanlısının da birtanesi... Eylül'deki evliliğin eksiklerini giderebilmek için işe daha fazla kontak açıyordu taksici Ufuk Akdoğan... Bir bomba her şeye bitirdi. Teröristin hakkını soran Avrupa, ya Ufuk'un yaşam hakkı!..
Onun da yaşam hakkı vardı. İnsandı. İnsan hakları Ufuk Akdoğan için de yazılmıştı.
Çarşamba günü, taksisinin arka koltuğuna, gözü dönmüş katiller tarafından bırakılan kahpe bomba, yaşam hakkını, hoyratça elinden aldı.
Eylül ayına uzanan evlilik hayallerini tuzla buz etti. Nikáha söz kestiği nişanlısı Armağan Doğan'ın dünyasını kararttı. Annesi Güldoğan Akdoğan, ölüp ölüp dirildi, 'Kınalı kuzusu'nun teröre kurban gittiğini öğrendiğinde...
Babası Haluk Bey'in, yıllar önce alarm veren kalbi morg kapısında durdu duracaktı, dün öğle vakti kötü haberi aldıklarında. Türkiye'yi ağlatan bomba Ufuk Akdoğan'ı bir kez, ailesini bin kez öldürdü.Alçakça saldırıya yakalandığı otomobilin direksiyonuna, 8 yıl önce, askerliğini bahriyeli olarak tamamladıktan sonra geçmişti. Askerden önce cam işlemeciliği yapardı. Babacığının kalbi tekleyince, ekmek teknesi taksinin direksiyonuna düşmek, ailenin tek erkek evladı olarak ona düştü.
Beykozlu'ydu. Beykoz, Ziya Ünsal Ortaokulu'nda eğitim yaşamına nokta koymuştu. Taksiciliğe de Beykoz Merkez Taksi Durağı'nda paragraf açtı. Arada, Üsküdar İskele Taksi Durağı'nda çalışırdı. Kızıl saçları yüzünden onu 'Kınalı' diye çağıran arkadaşlarının anlatımıyla, ‘‘Temiz çocuktu. Sigara bile içmezdi.’’
Sevecendi. Nişanlısı Armağan Doğan'a da ilk görüşünde tutuldu.
Levent'teki Mikro Yazılım Evi Bilgisayar Sorumlusu Armağan Doğan, BP'de bilgisayar uzmanı olarak çalışan ablası Ebru Akdoğan'ın arkadaşıydı. Evlerine ziyarete geldiğinde tanıştılar. Anlaştılar. Yıldırım aşka tutuldular. İlk el sıkıştıkları günün üzerinden bir ay geçmeden, geçen yıl bu sıralar söz kestiler.
NİKÁH EYLÜL'DEYDİ
Ardından nişan yüzüklerini taktılar. Nikáh Eylül'de olacaktı. O kahpe bomba, o otomobilin arka koltuğunda patlamasaydı.
Armağan Doğan, kız tarafı olarak, beyaz eşyalarını tamamlamak üzereydi. Son eksiği çamaşır makinesini, bomba patlamadan birkaç saat önce almıştı annesi Ayfer Doğan. Damadının ölümünü, yorgunluk kahvesi içmek için gittiği Tarabya'daki arkadaşının evinde öğrendi. Dünya başına yıkıldı.
Nikáha gün sayan Ufuk Akdoğan, yeni kuracağı evin mobilyalarını bir ay önce 900 milyon liraya almıştı. Taksitle. İlk senedini, ay başında ödedi.
Ufuk Akdoğan, çarşamba sabahı, ablasıyla birlikte çıktı Beykoz'daki evlerinden. Levent'ten nişanlısını da aldı. İkisini birden, Cennet Mahallesi'ndeki BP benzin istasyonuna bıraktı. Ablası Ebru Akdoğan, bir haftadır, bu istasyonun bilgisayar sistemi üzerinde çalışıyordu. Armağan Doğan da yardım için gelmişti. Ebru Akdoğan, taksiden indikten sonra, her zamanki gibi çay içmeye davet etti kardeşini. Ufuk Akdoğan ilk kez reddetti. Senetleri vardı. Bir an önce işe kontak açmak istiyordu. 'Akşam sizi alırım' dedi.
TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİLER
Katiliyle randevusuna geç kalmamak için gaza bastı. 13.00'te, katilini taksiden indirdikten kısa bir süre sonra, şiddetli bir patlamayla bedeni şoför koltuğundan savruldu. Hem nişanlısı, hem ailesi, patlamayı televizyonlardan öğrendi. Bakırköy Devlet Hastanesi'ne geldiklerinde, Ufuk Akdoğan'ın öldüğünü söyleyecek cesareti kimse kendinde bulamıyordu.
‘‘Bir şeyi yok. Elleri yandı. Ameliyatta’’ dediler zaman kazanmak için. Armağan Doğan, ölüm haberini morg kayıtlarından öğrendi. Eli kanlı katiller, sadece yaşam hakkını gaspetmemişler, iki gencin aşkına da dinamit koymuşlardı.