Güncelleme Tarihi:
GERÇEK Mİ? Madenin altı da üstü de aniden karıştı bu söylentiyle. Tepelerde toplaşmış umutla umutsuz bir bekleyişe koyulmuş madenci yakınları, eşleri, çocukları, anneleri, babaları şöyle bir dalgalandı. Kalp çarpıntıları karşı tepelerden duyulacaktı neredeyse. Büyük küçük, görevli görevsiz herkesin kalbi sanki aynı anda patlarcasına çarpmaya başladı.
YA DOĞRUYSA… İşte tam bu sırada tepelerde bekleşen madenci anası, madenci eşi ismi hiç lazım değil bir kadın, aniden görünmez kanatlarını açtı ve dimdik yamaçtan aşağıya uçtu! Resmen uçtu… Ardından bir genç onu tutmaya çabaladı. Ama nafile! Ulaşıldı söylentisi öyle büyük bir umuda dönüştü ki tutamazdı kimse onu.
O UÇARKEN… O anne, o eş uçarken sevdiğinin söylentisine doğru, arkada tepelerde bekleşenlerden anlatılmaz bir uğultu, dünyanın en can yakıcı sessizliği duyuldu. Bir başka kadın da uçmak istedi aşağıya, söylentinin geldiği maden ağzına doğru. Ellerinden, kollarından yakaladılar son anda düşmesin diye.
SANİYELER… Saniyeler sürdü aslında bu upuzun an. Belki de beş gündür süren kahreden bekleyişin açığa çıkışıydı. Bir kıvılcım bekliyordu alevlenmek için, o da bugün “onlara ulaşıldı” söylentisiyle patladı. Fotoğraflanan o anlar yüreklerde sıkıştırılan acı bekleyişin büyüklüğünün elle tutulur hale gelmesiydi adeta.