Güncelleme Tarihi:
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde dün Suriye konusunda yapılan görüşmeler bir anlaşmaya varılamadan sona erdi.
Veto hakkı bulunan Rusya ve Çin, Arap Birliği tarafından hazırlanan ve başta ABD olmak üzere Batılı devletler tarafından desteklenen karar tasarısı konusunda ikna edilemedi.
Rusya ve Çin'in karşı çıktığı tasarıda, Suriye'de “demokratik ve çoğulcu siyasi sistemin kurulmasına yol açacak siyasi geçiş sürecinin” olması gerektiği belirtilirken, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın bu geçiş sürecinde tüm yetkilerini yardımcısına devretmesi öngörülüyor ve siyasi yol haritasından bahsediliyor.
Yaptırımdan söz edilmeyen taslak metinde, Suriye'nin 15 gün içinde bu metindeki maddelere uymaması halinde ise “Arap Birliği ile danışma halinde, daha başka tedbirlerin benimseneceği” belirtiliyor.
AZINLIKLARA SESLENDİ
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, ABD Dışişleri Bakanı Clinton, oturumda yaptığı konuşmada Suriye'deki azınlıklara seslendi.
Konsey'e ithafen, "Hepimizin bir seçim şansı var: Bölge ve Suriye halkının yanında durmak veya oradaki şiddetin devam etmesinde suç ortağı olmak" diyen Clinton, "Ortadoğu’da zorluklar göz korkutuyor: Dağılan ekonomi, artan mezhepsel gerginlik, istikrarsızlık… Esad rejimi ve bilhassa Suriye’deki azınlıkların durumuyla ilgili artan endişeler anlaşılabilir. Elbette ki, Esad ve adamları Suriye’de etnik ve dini grupları birbirine kırdırmak için çok çalışıyor ve iç savaş riskini körüklüyor" ifadesini kullandı.
Suriyelilerin gelecekte güçlü ve birlik içinde bir millet olmasının, Esad’ın “böl ve ele geçir” stratejisini engellemesine bağlı olduğunu dile getiren Clinton, “Aleviler ve Hıristiyanlar, Sünniler ve Dürzülerle, Araplar Kürtlerle el ele çalışmalı” dedi.
Clinton şöyle devam etti:
“Suriye’nin geleceğinin şekillendirilmesine Suriyeli azınlıklar da katılmak zorunda. Sesleri duyulmalı, hakları korunmalı ve saygı görmeli” diyen Clinton, doğrudan azınlıklara seslendiğini ifade ederek şöyle devam etti: “Korkularınızdan haberdarız ve isteklerinizi önemsiyoruz. Esad’ın bunları sömürerek krizi büyütmesine izin vermeyin.”
"ASKERİ MÜDAHALEYE NİYETİMİZ YOK"
Clinton BM'de gazetecilere yaptığı açıklamada ise uluslararası toplumun Suriye'deki durumdan derin endişe duyduğunun görüldüğünü belirterek, “Önümüzdeki günlerde Esad rejimine mesaj verecek bir karar tasarısı üzerinde çaba sarf edilecek” dedi.
Arap Birliğinin desteklenmesi gerektiğini belirten Clinton, “Suriye'de askeri müdahale niyeti yok. Bu sorun barışçıl şekilde çözümlenmeli. Bunun için de ABD olarak Esad'ın geri çekilmesi ve siyasi bir geçiş sürecinin başlaması için (Esad'ın) başkalarına izin vermesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Clinton, Rusya'nın tasarıya karşı tutumu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la neden görüşemediklerine ilişkin bir soru üzerine ise de, “Sayın Lavrov'la görüşeceğim. Kendisi Avustralya'da ve bazen telefonla bağlanmak zor olabiliyor. Bundan kimse bir sonuç çıkarmasın” dedi.
Clinton, “Konsey'den Arap Birliği'ni destekleyen bir karar çıkarmalıyız. BMGK'nın üyeleri bir tercih yapmak zorunda: Ya Suriye halkının yanında ya da devam eden şiddetin yanında olacağız. Ben çoğunluğun Suriye halkının yanında olduğunu biliyorum” dedi.
CAFERİ TÜRKİYE'YE YÜKLENDİ
Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Beşar Caferi, BMGK'nın Suriye konulu toplantısında son sözü alarak bazı açıklamalarda bulundu. Konuşmasında Katar'a yüklenen El Caferi, “Katar önce hangi birliğe üye olduğuna karar versin, NATO'ya mı yoksa Arap Birliği'ne mi üye?” dedi.
Caferi, Türkiye'nin adını vermeden, Suriye'nin daha önce dostu olan bazı ülkelerin Suriye'de petrol rafinelerine saldıran silahlı unsurları barındırdığını ileri sürdü.
Caferi, Suriye'deki ekonomik zorluklardan söz ederken de, Türkiye ile ekonomik ortaklığa gittiklerini, ancak bunun kendilerine milyarlarca dolarlık zarar verdiğini de ileri sürdü.
“Hatalar yapıldığı açık” diye konuşan Caferi, “Cumhurbaşkanı Beşar Esad krizden çıkmak için bir yol haritası da sundu, ama her şeyi kendi yapamaz, Arap Birliği'nin, Türkiye'nin, kardeş ülkelerin ve Konsey'in yardımına ihtiyacı var” dedi.
RUSYA TATMİN OLMADI
Karar tasarısını veto etme hakkı olan Rusya ve Çin, dünkü toplantı sonunda da tutumunu değiştirmeyerek, Suriye'de rejim değişikliğini gerektiren her çözümün karşısında olacağını belirten açıklamalarda bulundu.
Interfax haber ajansının bildirdiğine göre, Rusya'nın AB Büyükelçisi Vladimir Chizhov bugün yaptığı açıklamada, askeri müdahalenin kesinlikle yapılmayacağının net bir dille yer almadığı hiçbir raporu onaylamayacaklarını söyledi. Bu açıklama, Rusya'nın, Esad'ın görevi bırakmasını öneren karar tasarısını veto edebileceği yönündeki ihtimali güçlendirmiş oldu.
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Vitali Çurkin ise, BMGK'da yaptığı konuşmada, Arap Birliği'ni desteklediklerini ve bir karar tasarısı üzerinde çalışılabileceği mesajını verdi.
Çurkin daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada ise, Rusya'nın Fas karar tasarısıyla ilgili olarak nasıl bir tutum alacağı konusunda net bir tutum sergilemedi.
Çurkin, “Yeni bir karar tasarısı üzerinde çalışılabilir. Arap Birliği'ni desteklemek istiyoruz, ama biz Konsey olarak kendi kararımıza varmalıyız” diye konuştu.
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ve Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe de gazetecilere yaptıkları açıklamalarda, Konsey'in Arap Birliği'nin planını destekleyerek, Fas tarafından sunulan karar tasarısını kabul etmesini düşündüklerini ifade ettiler.
Bu arada Türkiye'nin Fas tarafından sunulan karar tasarısının sponsorları arasına girdiği bildirildi. Fas'ın karar tasarısı halen BMGK üyeleri arasında uzmanlar düzeyinde müzakere ediliyor.