Ya bizim çocuklar

Güncelleme Tarihi:

Ya bizim çocuklar
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 04, 2013 00:00

Gabar Dağı’ndaki köylerdeki emekli korucular kaçırılan oğullarının ne zaman bırakılacağını soruyor.

Haberin Devamı

PKK elindeki devlet görevlilerini 10 gün içinde bırakacağını BDP aracılığı ile açıkladı. Ancak meselenin bugüne kadar konuÅŸulmayan önemli bir boyutu da PKK’nın elindeki devlet görevlisi olmayan rehineler. PKK’nın bölge halkı içinde Türk askeriyle iÅŸ yaptığı için kaçırıp Kandil’e götürdüğü insanlardan ikisinin izini Gabar Dağı’nın eteklerinde bulduk. Gümüşyazı beldesindeki emekli korucular Halit Ä°lhan ve Nimet Özdemir’in oÄŸulları Abdulvahap ve Ramazan geçen yaz Suriye’de PKK tarafından kaçırılmış. Hikâyenin gerisini Abdulvahap’ın babası Halit Ä°lhan ile kardeÅŸi Ahmet Ä°lhan’dan dinleyin.Â

ASKER KÄ°MÄ° DERSE ONA OY VERÄ°RDÄ°KÂ

Koruculuktan emekli olduktan sonra işler nasıl?
Halit İlhan: İşin açıkçası biz pek iş bulamıyoruz etrafta.

Neden? Daha önce koruculuk yapan bir aile olarak tanındığınız için mi sorun yaşıyorsunuz?Â
Halit Ä°lhan: Evet.
Ahmet İlhan: Bizim burada zaten koruculuk sistemi zora çıktı. 1997’ye kadar burada koruculuk yoktu. İki aile vardı. Bir biz, bir de amcam. İki evi yaktılar, 1200 tane hayvan aldılar götürdüler. Bu köyde sadece PKK’ye karşı biz savaşıyormuşuz gibi bir görüntü vermek için bizi hedef aldılar. Sorunlar oluyor tabii. Mesela gidip rahatlıkla diyemiyorsun ben bu köydenim diye. Buranın halkına devlet yanlısı diye bakılıyor.

Öyle midir gerçekten Güçlükonak? BDP’ye oy veren yok mudur mesela?
Ahmet İlhan: İki sene önceye kadar yoktu. Askeriye kime oy veriyorsa, herkes ona veriyordu.

Nasıl olabilir ki bu?
Ahmet Ä°lhan: 1991’de, 1992’de, 1993’de kimse sandık başına çıkmıyordu. Ä°ki-üç kiÅŸi herkesin oyunu kullanıyordu. Ben kendim de yaptım ondan biliyorum. Belki yaşım dolmadan 50 oy verdim. Kimse DTP’ye ya da ondan önce HADEP’e veremiyordu.Â
 Kürtleri temsil eden partilere verdirmiyorlardı diyorsunuz. Peki hangi partiye oy verileceğini de söylüyorlar mıydı?
Ahmet İlhan: Tabii. Mesela Tansu Çiller’in Doğru Yol’dan başbakan olduğu sene burada herkes ona verdi.

ECEVİT’TEN SONRA ASKER KARIŞMADI

 Askerler onu mu işaret etti?
Ahmet İlhan: Evet. Sonra Anavatan’a verdik. Zaten ben en son Anavatan’a verdim. Anavatan iktidarından sonra ne zaman DSP-MHP-ANAVATAN koalisyonu oldu ondan sonra askeriye kesinlikle oy verilmesine karışmadı. Ecevit’ten sonra yani.
 Öcalan yakalanıp getirildi tam o dönemde. Onunla ilgisi olabilir mi?
Ahmet İlhan: O kadarını bilmiyorum.
 Peki bugün?
Ahmet İlhan: Burası bugün AK Parti’ye de veriyor, BDP’ye de veriyor. Yarı yarıya.
 Irak’ta ne iş yapıyorsunuz?
Ahmet İlhan: Selahaddin’de elektrik işi yapıyoruz.
 Abdulvahap Suriye’ye neden gitti?
Ahmet İlhan: Eşi Suriyeli Kürt. Bizim akrabadır. Ermeni soykırımı zamanında bizim köyden gidenler. Ramazan Özdemir de oradan bir kızla evlendi. Ama onu buraya getirmekle ilgili sorunlar oldu. Ramazan da kaçak yolla kızı getirmeye karar verdi. Bir şekilde yolu PKK ile kesişiyor, anlatıyor onlara kaçırmak istediğini. Çocuğun telefonuna bakıyorlar askeriyenin numaraları var içinde. Askerlerin yanında çektikleri fotoğraflar var. Diyorlar ki ‘Bu ajandır nedir’. Kimle birlikte geldiğini sorunca o da Abdulvahap’ı söylüyor. Telefonla Abdulvahap’ı arayıp, ‘Ben Derik’e geliyorum, orada buluşalım’ demesini söylüyorlar. O da atlıyor gidiyor. O zamandan beri tutuyorlar işte. Arabası da orada, onların elinde.

DEDİLER Kİ KANDİL’E GÖTÜRMÜŞLER

/images/100/0x0/55ea684bf018fbb8f87de79f


 Sonra siz ne yaptınız?

Ahmet Ä°lhan: Devreye girdik. Akrabaları aradık. Onlar dedi ki ‘Bu adamlar yaÅŸamıyor’. En son Suriye’deki Andivar Köyü’nün belediye baÅŸkanı ile temasa girdik. O kendi gözüyle gördüğünü söyledi ve olayı anlattı. Öğrenince bu sefer baÅŸka akrabaları bulduk orada PKK ile teması olan. Sonra onlar da orada olduklarını teyit ettiler. Ben bunu öğrenince Ramazan Bayramı’nda Hasip Kaplan’ın evine gittim. ‘Benim bilgim vardı ama kim olduklarını bilmiyordum’ dedi. Ä°simlerini yazdı, ilgileneceklerini söyledi. Hatta ondan sonra BDP’li bir heyet Suriye’ye gitti. Gittiler, geldiler bize bir ÅŸey demediler. Sonra ben tekrar akrabalarla temasa geçtim. Dediler ki, ‘Kandil’e götürmüşler’. Benim peÅŸmergelerin içinde teÄŸmen bir arkadaşım var. Bu sefer ona sordum ÅŸu tarihlerde PKK’nin geçiÅŸi oldu mu yanlarında tutuklularla diye. ‘Vardı’ dedi. Bu sefer biz Mahmur Kampı ile konuÅŸtuk. Onlar ilk önce ‘Buradalar’ dedi. AK Parti Hakkâri Ä°l BaÅŸkanı Abdülmecit Tarhan da tutukluydu o sırada. Serbest kalınca o bize telefon açtı ve dedi ki: ’23 gün ben Abdulvahap’la beraber kaldım. Durumu iyidir’. Bir sürü insan var orada tutuklu. Åžimdiye kadar televizyon hiç isimlerini söyledi mi o kadar insanın?   Â

PKK’NIN ELİNDEKİLER YAKLAŞIK 140 KİŞİ

 Şimdi 10 kadar devlet görevlisinin serbest kalacağı konuşuluyor.
Ahmet İlhan: Abdullah Öcalan ‘Bunları serbest bırakın’ diyene kadar hiç kimse bilmiyordu. Ama 130–140 kişi olduğunu biz biliyoruz.
 Abdulvahap gibi devlet görevlisi olmayan kaç kişi var sizce?
Ahmet Ä°lhan: Onu tam bilmiyoruz.
 Onları niye kaçırıyorlar?
Ahmet İlhan: Mesela ben şimdi inşaatı devam eden Şırnak Havaalanı’nın elektrik işini yapıyorum. Adam gelip ‘Sen niye yapıyorsun’ deyip tutuklayabilir.

ASKERİYENİN ELEKTRİK  İHALESİNE GİRMEDİM

 Ona da mı karışıyorlar
?
Ahmet İlhan: Şu an havaalanına karışmıyor. Ama askeriyenin üst bölgeleriyle iş yapana karışıyor. Mesela bir hafta önce askeriyenin üst bölgelerine elektrik götürülmesi için Şırnak’ta ihale oldu, biz girmedik.
 Abdulvahap’ın başına bunlar gelmeseydi ihaleye girer miydiniz?
Ahmet İlhan: Daha önce ben o tür 50 tane iş yapmışım. Ama bugün benim yanımda 30 kişi çalışıyor. Akrabamdır, köylümdür. Birisine bir şey olursa vebalini almak istemem. Bir şey olsa kime derdini söyleyeceksin ki.
 Öcalan’ın geçen hafta yaptığı çağrı üzerine o bahsettiğiniz 140 kişinin hepsini bırakır mı PKK?
Halit İlhan: Hepsini bir anda bırakmazlar. Şansları nedir onu bilemiyoruz. AK Parti Hakkâri İl Başkanı’nın bize haber vermesinden sonra Abdulvahap’ın da, Ramazan’ın da ikisinin anası Mahmur Kampı’na gittiler. Dediler ki; ‘Babaları gelmezse bırakmayacağız’.
 Neden sizi istiyorlar?
Halit Ä°lhan: Bilmiyorum.
Ahmet İlhan: İkisi de korucubaşılık yaptığı için.

ŞIRNAKLI DİYE HERKES TERÖRİST Mİ

  Kürtçeyi ne kadar zamandır rahat konuşuyorsunuz?
Ahmet İlhan: Dört-beş senedir insanlar rahat konuşuyor. Kamu dairelerinde değil tabii. Ben Kürtçe konuştum diye İstanbul’da dayak yedim. Şırnaklı diye herkes terörist mi?
Halit İlhan: Biz istiyoruz ki hiç ayrım olmasın. Bu savaşı kaldırsın. İnsan ölmesin.
 Nevruz’a kadar silah bırakın dedi Öcalan. PKK onun lafını dinler mi?
Halit Ä°lhan: Ben yemin ediyorum ÅŸimdi Apo ne dese hepsi onu yapacak.
Ahmet İlhan: Onun lafı gerçek. Onu dinliyorlar. Yakalandığı zaman kitabında yazmış; Türkiye çözüm bulmazsa PKK başka ülkelerin eline geçer. İsrail gibi, Rusya gibi. Onlar Türkiye’ye karşı kullanırlar. Öyle de oluyor zaten.
 Korucu olduğunuz için size kötü bakıldığını anlattınız. Her şey yolunda giderse çatışma ortamı tamamen biterse, af olursa, sizin diğerleri ile barışıp kucaklaşmanız kolay olur mu?
Halit İlhan: Güzel bir barış olursa, herkes onları unutacak. Kimse intikam peşine düşmez.
Ahmet İlhan: Biz biliyoruz koruculuğu bırakanlara PKK hiç dokunmadı. Ama mesela Ramazan ve Abdulvahap kaçırıldığında belki bu bölgeden binlerce telefon gitti onlara; ‘Bunlar Genelkurmay’ın adamı’ diye. Bunlar böyle. Söylesinler bize suçları ne?
Halit İlhan: Ramazan ile Vahap bir tek insan öldürmemiş, bir tek pusu atmamış. Ticaret yapıyor, satacağı bir sigaradır.
Ahmet İlhan: Bu köyde yok ama civar köylerde birçok kimsenin akrabaları Mahmur’da yaşıyor. Kendi toprağına gelse biz de seviniriz.
 Sanki geçmiştekiler hiç yaşanmamış gibi olur mu hakikaten?
Halit İlhan: Sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi gelip böyle kardeş gibi oturacağız. Öyle daha iyidir. Kim olursa olsun bu ateşi söndürsünler istiyoruz. Barış olursa her iş olur. Barış olursa herkes geri gelir. Böyle dünya dümdüz olur. (Elleriyle düz çizgi işareti yapıyor). He valla, yemin ediyorum.

300 PKK’LIYA YEMEK VERDİM

 Halit Bey siz hiç PKK ile karşı karşıya kaldınız mı çatışmada?
Halit İlhan: Yok hiç çatışmaya girmemişim. PKK geldi, evimizi yaktı.
 PKK yöneticileri ile karşılaştığınız oldu mu peki?
Halit İlhan: En az belki 3000 PKK’li gördüm.
 Nerede?
Halit İlhan: Bizim evde. Belki bu gecede 300 PKK’liye yemek verdiğim oldu.
 Nasıl yani?
Ahmet İlhan: Biz o zaman askeriye ile iş tutuyorduk. PKK de bunu biliyordu. O nedenle de ‘Biz burada gidip yemek yersek kimse diyemez askere’ diye düşünüyordu. Başkası olsa der.
 Herkesin bildiğini asker de biliyordur, bilmez mi?
Halit İlhan: Biliyor. Sen bugün gelip geziyorsun burada. O zaman gazeteci buraya hayatta gelebilir miydi? PKK tuttuğunu götürüyordu. Cizre’den bu tarafa geçebilir miydin? Bugün artık hava bulutlu değil, açıktır.
 Bak o karşıda oturan (Sebati’yi işaret ediyorum) 90’larda da geliyordu buralara.
Halit İlhan: (Sebati’ye dönerek) Ben anladım, sen biliyorsun buraları ama sen o zaman ancak helikopterle gelmişsindir. Yayan gelemezsin, ben biliyorum.
Sebati Karakurt: İşte geliyorduk çeşitli araçlarla. (Gülüyor)
Halit İlhan: Ben sana olayın gerçeği nedir onu söyleyeceğim şimdi. O zaman yayan gelmek ne. Kimse dışarı çıkamıyordu akşam. PKK buradaydı gece. Sabah akşam asker bize kızıyordu, ‘PKK niye buradaydı’ diye. Hatırlarım bir komutan Fındık Taburu’na götürüp benim oğlumun elini böyle şişlemişti. Neredeyse ‘Niye dağa çıkmıyorsun’ diyor. O zaman sistem öyleydi. Bugün artık PKK de, devlet de eski gibi kalmamış. Eski askerler korkudan insanları dağa çıkarttı. Yüzde 90’ı öyle çıkmıştır dağa. Bir gün seni dövsem, iki gün işkence yapsam, sen de sonunda kaçacaksın di mi?
 Siz niye kaldınız o halde?
Halit İlhan: Kaldım. Ben ölüme razıyım, gitmem dedim. PKK geldi evimizi yaktı. Herkes kaçtı, ben yine kaçmadım.
Ahmet İlhan: Bu köy askerin elinde de çok çekti, PKK’nin elinde de çok çekti. Zaten bu bölgede ikisinin elinden de çekmeyen köy yok.

KÃœRTLERE FEDERE GÄ°BÄ° BÄ°R ÅžEY ÅžART

 Nihai çözüm nasıl olacak sizce?
Halit İlhan: Ben olsam Kürtlere federe gibi bir şey şarttır. Suriye’deki de, Irak’taki de hepsi Türk bayrağının altında yaşasın. Bütün Kürtlerin hepsinin Türkiye’ye bağlanmasını isterim.
 Suriye’dekiler de öyle mi istiyor acaba?
Halit İlhan: Tabii, tabii. Ben şimdi telefon açabilirim senin yanında oranın halkına, bizim akrabalara. Esad’ın rejimi altında kalmayacaklar.
 Bir Kürt genci olarak siz bu yeni süreci nasıl görüyorsunuz?
Ahmet İlhan: Daha bir şey görmedik, sadece söylemler var. Ama biz sadece kanın durmasını istiyoruz. Belki Batı’daki insan bilmiyordur burada ne kadar kanın aktığını, ne kadar insanın öldüğünü. Belki televizyonlar yarısını bile anlatmıyor. Mesela CHP çıkıp diyor ki, ‘Ben barışı desteklemiyorum’. Adamın çocuğu dağda ölmemiş ki, askerlik bile yapmamış ki. Şimdi diyorlar ki Suriye’de savaş var. Burada da savaş var. İki senedir biraz suskundur. Daha önce burada her gün bir yerde baskın vardı. Geldiğiniz yolda en az 50–60 asker öldü.
 Peki barış söylemi bugün size inandırıcı geliyor mu?
Ahmet İlhan: Bugüne kadar hiçbir adım atılmadığı için bana inandırıcı gelmiyor. Ne devlet, ne PKK. Devlet ilk başta Doğu’da bu kadar sıkıyönetim yapmayı bıraksın. Ben buradan İstanbul’a kadar gitmişim kimliğimi çıkartmamışım, Cizre’den buraya gelene kadar kaç tane kontrol oluyor. Burada hâlâ sıkıyönetim var.

ÖCALAN’IN YANINDA ESAMİSİ OKUNMAZ

 Öcalan bu barışı sağlarsa bütün Kürtlerin lideri olur mu?
Ahmet İlhan: Ortadoğu’da onun gibi lider bulunmaz.
 Peki ya Barzani?
Ahmet İlhan: Barzani’nin onun yanında esamisi okunmaz. Şu anda en büyük lider Öcalan.
Halit İlhan: Bir adım geri gitmemiş, hep bir adım ileri. Cezaevinde olmasına rağmen. Ben razı oldum demedi.
 Devletle barışma da halkın kendi arasındaki barışma kadar kolay olur mu?
Ahmet İlhan: Acısı olan kolay kolay unutmaz. Köyü yakılan o kadar kolay unutur mu? 20 sene önce köyünden askeriye ile çıkartılan unutmaz.
Halit İlhan: Abdullah Öcalan derse herkes her şeyi unutur. Barış olursa seçimde bu sefer Tayyip Erdoğan yüzde 55–60 ile kazanır.

2 EŞTEN 20 ÇOCUK

HALİT İlhan 1990’larda başladığı koruculuktan üç yıl önce emekli olmuş. İki eşinden toplam 20 çocuğu var. 10 kız, 10 erkek. PKK’nın kaçırdığı 35 yaşındaki Abdulvahap, Halit İlhan’ın en büyük çocuğu. Abdulvahap’ın Suriyeli Kürt eşi Fatiya hamile. Doğurdu doğuracak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!