Banu ŞEN / Editör: Demet Bilge - derkasap@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 2017 22:43
Yaz yavaş yavaş biterken tatil yörelerindeki barınaklar şimdiden insafsızca terk edilen köpeklerle doldu. Barınak gönüllüleri köpeklerin çoğunun yazlıkçılar tarafından bırakıldığını, kimilerinin de hasta olduğu için terk edildiğini söylüyor. Bu hayvanlar ya travma yaşayıp aç ve susuz kalarak ölüyor, ya araba çarpıyor ya da barınakta yaşama tutunmaya çalışıyor.
TATİLE hep birlikte çıkmışlardı. Ev ahalisinin tatlı telaşına heyecanla ortak olmuş, araba yol alırken pencereden keyifle yolu izlemişti.
Dönüş planlarında olmadığını henüz bilmiyordu.
Tatil bitti, bavullar toplandı. Tüm aile dönüş yolundaydı. Arabada camdan dışarıyı izlerken birden bire durdu araba. O çok güvendiği kollar kucakladı onu ve bir ağacın dibine bıraktı. Araba hareket etti. Ne yapacağını bilemeden önce arabanın peşinden koştu. Sonra yoruldu. Geri dönmeye çalıştı. Çaresiz oradan oraya koşuşturup durdu. Terk edildiğini anladı.
Tatil bölgelerinde sık sık yaşanan bir sahne bu. Çoğu ‘hediye’ diye alınan ya da bir şekilde sahiplenilen yüzlerce evcil hayvan tatil dönüşü terk ediliyor. Bu hayvanlara ne mi oluyor? Ya terk edilme travmasıyla yiyip içmeyip farkında olmadan intihar ediyor. Ya bir araba çarpıyor. Kimi zaman bir hayvansever yardımıyla barınağa, rehabilitasyon merkezine götürüyor. Bu kez de hiç alışık olmadığı şekilde bir kafeste yeni yaşamına alışmaya çalışıyor. Şanslıysa yeni bir yuva bulabiliyor.
EYLÜLDE ARTACAKÇeşme, Bodrum, Foça, Ayvalık, Gümüldür, Özdere , Kuşadası, Marmaris gibi tatil yörelerindeki barınaklar terk edilmiş hayvanlarla dolup taşıyor. Sadece bir barınakta 130 köpekle karşılaşıyoruz. Tüm bölgeyi düşündüğümüzde yüzlerce köpekten söz ediyoruz. Bu sayı, eylül ve ekimde çok daha artacak. Barınakları gezerek yazlık mağduru köpeklerin hikâyelerini dinledik.
Beyaz tüyleri yeni çıkan cılız kaniş kırmasının adına ‘Pamuk’ demişler. Terk edildikten sonra dökülen tüyleri yeni yeni çıkmaya başlamış. Sevindirici olan iştahının da açılmış olması ve biraz da kilo alması. Siyah mavi gözlü Sibirya kurt kırması olan Asya ise 5 - 6 aylıkken terk edilmiş. İnsanı görür görmez patisini uzatıyor, iletişim kurmaya çalışıyor. Hâlâ insanlara güvenebilmesi ne güzel. Kupay ise bir av köpeği. Bir kazada kuyruğu kopunca sahibi bırakıp gitmiş. Gönüllüler, hayvan hakları savunucuları aynı şeyi söylüyor: Hayvanlara hediye muamelesi yapmayın, bakabilecekseniz sahiplenin, sokağa, ağaç dibine, yola bırakıp onları öldürmeyin.
CEZASI 363 TLYASAYA göre evcil hayvanı sahiplenen kişi terk edemez. ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nun 5. maddesinde sahiplenilen hayvanın terk edilemeyeceği, iklimine uyum sağlayamayacağı ortama bırakılamayacağı belirtiliyor. Bu yasaklara uymayanlara öngörülen ceza ise ‘hayvan başına’ 363 TL. Yasa maddesi özetle şöyle: “Ev ve süs hayvanları ile kontrollü hayvanlardan, doğal yaşama ortamlarına tekrar uyum sağlayamayacak durumda olanlar terk edilemez; beslenemeyeceği ve iklimine uyum sağlayamayacağı ortama bırakılamaz. Ancak, yeniden sahiplendirme yapılabilir ya da hayvan bakımevlerine teslim edilebilir.”
'İTHALAT VE ÜRETİMİ DURDURUN' HAYTAP, ev ve süs hayvanlarının yurda girişi ve üretiminin en az 10 yıl engellenmesini talep ediyor. Orman Su İşleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve TBMM Çevre Komisyon Başkanlığı’na sunulan dilekçeler özetle şöyle: “Üretilen ‘golden’lar, diğer cinsler hatta yasaklı köpeklerin heves uğruna alınıp, sonra terk edildiği, sokak ve barınakların bu cinslerle dolduğu gözlenmektedir. Vananın kapatılması, en az 10 sene ithalat ve üretimin durdurularak, barınaklardan hayvan sahiplendirilmesinin özendirilmesi, kısırlaştırmanın etkin yapılması için 2010 senesindeki genelge gereklerine uyulması, görevini yapmayan belediyelere yaptırım maddesi uygulanması eklenip acilen yasanın çıkarılmasını rica ederiz.’”
'BARINAĞA GİDİP ONLARI SEVİN' TÜRKİYE Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) İzmir Temsilcisi Esin Önder, İzmir Valisi Erol Ayyıldız ile geçen hafta yaptıkları görüşmeyi şu sözlerle anlatıyor: “Bu hafta İzmir Valisi Sayın Erol Ayyıldız ile görüştük. Kendisi bu konuda çok duyarlı. ‘Beni terk etmeyin’ kampanyasını öne çıkaralım’ dedi. Görselleri gönderdik. Valilik bir açıklama yapacak. Maalesef herkes cins kedi köpeğe heveslenip sonra vazgeçiyor. Rehabilitasyon merkezleri yüzlerce, binlerce cins köpekle dolu. Geçen hafta Antalya’da kaçak kediler yakalandı. 1000’in üzerinde talep geldi. Oysa sokaklarda o kadar güzel kedi var ki… Ama insanlar hep cins istiyor. Barınaklar da aynı şekilde. Turistik yerler karne hediyesi alınıp şehir hayatına götürülememiş sokağa terk edilmiş cins köpeklerle dolu. Barınaklardan alın diyoruz. Alamıyorsanız da en azından sevmeye gidin. İhtiyaçlara destek olun. Sevgiye ihtiyaçları var.”
NASIL KIYABİLDİNİZÖzdere’deki merkezde 130 köpek var. Çoğu, ‘golden retriever’ ve labrador. Birkaçı ise sokak köpeği. Kapılar açılır açılmaz tellere zıplayıp sevgi istiyorlar. Kimisi ise hâlâ küskün. Çevrede ‘Suzi ana’ diye tanınan Suzi Viecent, “20 yıldır bırakılan köpeklerle ilgileniyorum. Genelde yazlıkçılar bırakıyor. Hepsi sevilmek istiyor” diyor. Menderes Belediyesi’ne bağlı merkezin sorumlusu Yaşa Alıcı ise “Yazın çok sirkülasyon var. Günde 20 tane sahiplendirdiğimiz oluyor. Bazısı hastalanınca getiriyor, bazısı kendisine hediye alınan hayvanı bırakıyor. Bazısı kaza geçirdi diye terk ediyor” diye konuşuyor.
O BİZİM HAÇİKO'MUZ
Haçiko’yu tanıyor musunuz?
1924’ün Tokyo’su.
Prof. Hidesabura Ueno, işe giderken küçük bir köpekle dostluk kuruyor. ‘Haçiko’ diyor adına.
Haçiko ve Prof. Ueno’nun hikâyesi 2009’da ‘Hachiko: A Dog’s Story’ adıyla filme çekildi. Başrolde Richard Gere’in oynadığı filmi tavsiye ederiz.İki dost, her sabah evden metroya, iş çıkışı da metrodan eve kadar birlikte yürüyor. Bir yıl sürüyor bu güzel yoldaşlık. Bir akşam Prof. Ueno gelmiyor her günkü buluşma yerine...
Ertesi gün de görünmüyor ortalıkta ve ertesinde de...
Haçiko, dostunun bir kalp kriziyle hayatını kaybettiğinden bihaber her gün aynı yerde bekliyor Prof. Ueno’yu.
Kaç yıl bekliyor biliyor musunuz? 10 yıl.
Ve bu bekleyiş Hachiko’nun bıkmasıyla değil metro kapısında son nefesini vermesiyle bitiyor.
Ve sadakatin, dostluğun simgesi olarak Shibuya İstasyonu’nun olduğu yere Haçiko’nun heykeli dikiliyor.
Şimdi evinizin olduğu sokakta sizi her gördüğünde kuyruğunu sallayarak yanınıza gelen o köpeği düşünün...
Mahalledeki herkesin beslediği ama sadece sizi gördüğünde sevinen o köpeği.
Ya da siz yanından geçerken gözlerini kısıp sizi süzen, bir fırsatını bulduğu an bacağınıza sürtünen o kediyi getirin aklınıza.
Akşam eve gitmediğinizde ya da o sokağı kullanmadığınızda sizi bekleyen bir Haçiko o.
Daha önce ‘petshop’larda yaşadıkları eziyetlere yer verdiğimiz sayfamızda, şehirlerde sokaklara, ormana, otoyol kenarına, tatil dönüşü yollara, ağaç diplerine bırakılan dostlarımıza ses veriyoruz. Onların hediyelik eşya ya da tatil heveslerinden biri olmadığını bir kez daha hatırlatmak için. Ve bir hatırlatma daha; hayvanlara yönelik işkenceler sosyal medya aracılığıyla her gün gündemimize giriyor. Görüntülerle suç sabit olsa da bu işkenceciler para cezasıyla kurtulabiliyor. Barınaklarda ağır hak ihlalleri var. Ve tabii kobay olarak kullanılanlar. Bu konulara da yine bu sayfada yer vereceğimizi duyuralı