Güncelleme Tarihi:
Louis Armstrong, Buddy Bolten, Wynton Marsalis gibi ustaların yetiştiği New Orleans caz dünyasına yeni bir yıldız trompetçi kazandırdı: Nicholas Payton. Bu akşam saat 20.00'de Açıkhava'daki konserde Payton, dört usta trompetçiyle birlikte Armstrong'u anacak.
Bilmem farkında mısınız, bir haftadır şehrin semalarında garip şekilde Wynton Marsalis'in silueti geziniyor. Konseri yok, yeni albümü İstiklal Caddesi'nde çalınmıyor, müziğini yaptığı bir film de vizyonda değil. Yani, bu hissi yaratacak somut bir durum yok görünürde. Ama Wynton'ın silueti gün batımıyla çıkıyor ortaya, Boğaziçi'nden Marmara'ya esen rüzgara kapılıp gece boyunca şehrin üzerinde dolaşıyor.
Sebep Caz Festivali. Geçen çarşamba, festivalin açılış akşamında, kontrbasçı Christian McBride getirip bulutlara taktı ustasının tebessümünü. Kendisiyle yaptığımız röportajda ‘‘14 yaşında bir öğrenciyken, Wynton karşıma çıkıp beni grubuna davet ederek onurlandırmasa şimdi basgitarla oyalanıyor olacaktım'' diyen McBride iki gece üst üste şehirde 'hakiki' cazın bayrağını dalgalandırdı.
Ardından Mingus Big Band'ın konseri geldi. Grup, Wynton Marsalis'in 1995'teki festivalde verdiği 'ders gibi' konserden bu yana en etkileyici Big Band akşamını gerçekleştirdi. Trompetiyle trapeze tırmanan, trombonunu ıslık çalarmışçasına rahat konuşturan, tenor saksofonuyla gökyüzünü derin maviye boyayan genç caz cinleriyle tanıştık. Çok muzip, ırkçılara ve militaristlere nanik yaparken Mingus gibi ciddi dozda politiktiler. Sahnede acayip eğlendiler, müthiş eğlendirdiler. Nefesleri öyle güçlüydü ki Mingus Amangus'un üyeleriyle birlikte sırtlarını denize verip üflediklerinde, ruhumuz serinledi. Öğle saatlerinde 36 santigratla gelip şehre yapışan kasvet uçup gitti. (Buena Vista'yı dinlemek için kanının son damlasına kadar çarpışan müzik neferleri, bir bilseniz o akşam Açıkhava'ya gelmemekle neler kaçırdığınızı...)
Göz yaşartan destek
Bu akşam şehrin sessiz bir köşesinde rüzgara kulak verdiğinizde Wynton Marsalis'in trompetini duyar gibi olacaksınız. Sadece onun mu? Hayır. Cazın belki de ilk süper starı Louis Armstrong'unkini de birlikte.
Güneşin ufka yaklaştığı saatlerde Marsalis'in veliahtı Nicholas Payton, efsanevi trompetçi Jon Faddis'i, birinci sınıf virtüozlardan Lew Soloff'u, Randy Brecker'la Terell Stafford'u yanına alacak ve Açıkhava'nın sahnesine çıkacak. Önce ‘‘Armstrong Centenial Project'' başlıklı konserde Payton ve grubu (Barney Floyd - trompet, Terell Stafford - trompet, Vincent Gardner - trombon, Bob Steward - tuba, Bill Easley - üflemeli çalgılar, Tim Warfield - üflemeli çalgılar, Scott Robinson - üflemeli çalgılar, Anthony Wonsey - piyano, Reuben Rogers - bas, Adonis Rose - davul, Kenyata Simon - vurmalı çalgılar), ardından ‘‘A Musical Salute to Louis Armstrong'' bölümünde Jon Faddis yönetimindeki Trumpet Summit Band sahneyi devralacak ve Lew Soloff (trompet), Randy Brecker (trompet), Terell Stafford (trompet), Cedar Walton (piyano), Peter Washington (bas), Idris Muhammed (davul) oluşan grup kentin semalarına New Orleans mavisiyle ustaların siluetini çizecek.
'Veliaht' deyip duruyoruz, konuyu açıklığa kavuşturalım artık. Nicholas Payton, tıpkı kontrbasçı Christian McBride gibi Wynton Marsalis tarafından keşfedilen, gün ışığına çıkarılan bir genç. Marsalis, New Orleans Üniversitesi'nde babasının sınıfına düşen 16 yaşındaki yetenekli gence öyle bir rota çizdi ki Payton beş yılda zirveye ulaştı. Rekabetin gittikçe keskinleştiği bir dünyada, kuralları hiçe sayıp, hiçbir karşılık beklemeden rakibini yarattı.
Önce iyi melodi
Wynton Marsalis, babası ve Art Blakey'le dinlediği Payton'ı arkadaşlarından piyanist Marcus Roberts'e tavsiye etti. Payton, New York'ta Bottom Line'de sahneye çıktı. 1991'de, 17 yaşına bastığında, Dizzy Gillespie ve Freddie Hubbard'la aynı safta 'Louis Armstrong Anıları' başlıklı konserde çalıyordu. Marsalis bununla da yetinmedi. 1992'de John Coltrane'in davulcusu Elvin Jones'la tanıştırdı onu. Payton, bir ay Blue Note Kulübü'nde 'idolüm' dediği Jones'la birlikte çaldı. Ardından Jones'un Jazz Machine adlı grubunun demirbaşları arasına girdi. Sonrası malum: Kendi adına yayımladığı ilk albüm. Ardından ustası Doc Cheatham'la kaydettiği ‘‘Stardust'' ve 1998'de 'En İyi Solo Caz Yorumcusu' dalında Grammy ödülü...
1994'te Bill Milkowski'yle yaptığı röportajda sırrını ifşa ediyor Payton: ‘‘Her şeyden önce melodiyi düşünürüm. Dinleyicinin kulağına yerleşecek, ıslıkla çalınabilecek bir melodi. Sonra armonik yapıyı, yeni fikirleri koyarım ortaya.''
Yani dostlar, bu akşam Payton'la 'Sachmo'yu yadederken eğleneceksiniz. Melodi dağarcığınız genişleyecek. İkinci yarıda Cedar Walton'ın piyanosu, Peter Washington'ın bası, Idris Muhammed'in davulu eşliğinde dört ustayı dinlerken ayaklarınız yerden kesilecek. Dahası, konserden sonra gecenin karanlığına ıslıkla New Orleans, Armstrong ya da Marsalis silueti çizebileceksiniz.
Bu kadar fırsatı bir daha ne zaman bir arada bulacaksınız ki?
Bilet fiyatları: 15 - 12 - 10 - 7 milyon.
Kökü derinde
Nicholas Payton (27) bir caz kontrbasçısının oğlu. Dört yaşında babasından kornet çalmayı öğrendi. Down Beat dergisinde yayımlanan bir röportajda, babası grubuyla evde prova yaparken oturup saatlerce onları dinlediğini, önemli caz ustalarıyla bu sayede tanıştığını anlatıyor. 19 yaşında Elvin Jones tarafından Jazz Machine'in yönetmenliğine atanmasında bu birikimin payı var kuşkusuz. Sekiz yaşında babasının grubuna katılan Payton, New Orleans Sanat Merkezi ve New Orleans Üniversitesi'nde de teorik eğitim aldı. İlk önemli çıkışını 1991'de JVC Caz Festivali'nde yaptı. Konserden sonra müzik çevreleri uzun zaman ‘‘bu yaşta New Orleans ekolü nasıl bu kadar iyi özümsenir''in cevabını aradı. 90'lık ünlü trompetçi Doc Cheatham ondan bahsederken ‘‘Armstrong'dan bu yana ondan iyisini duymadım, New Orleans üslubunda ondan iyisi yok. Piyasadaki tüm trompetçileri korkutacak kadar iyi, üstelik çok mütevazı,'' diyor. Korkması gereken, tahtı tehlikede olan Wynton Marsalis, o da genç yeteneği çoktan veliaht atamış.
Kuzeyli yeni cazcılar
Açıkhava'da cazla dolu bu uzun gecenin açılışını Finlandiya'lı genç bir topluluk olan The Poppoo yapacak. Avrupa Caz Festivalleri Birliği, Avrupalı Genç Müzisyenler Dolaşım Programı çerçevesinde Avrupa'nın birçok şehrinde konserler veren The Poppoo'nun kadrosu şu isimlerden oluşuyor: Jukka Perko (alto ve soprano saksofonlar), Severi Pyysalo (vibrafon), Ville Haulman (kontrbas), Teppo Mkynen (davul). Kendi ulusal kökleri, popüler yönelimler ve klasik müzikten esinlenerek cazın klavuzluğunda oluşturdukları müzikleriyle The Poppoo, keşfetmeye değer bir genç ustalar topluluğu.