Wilbur Smith, Kitap Fuarı'nın konuğu

Güncelleme Tarihi:

Wilbur Smith, Kitap Fuarının konuğu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 12, 2005 00:00

Bir Avuç Kum, Fillerin Şarkısı, Muson Yağmurları, Mavi Ufuklar gibi çok satan kitaplarıyla tanınan yazar Wilbur Smith, 8 - 9 Ekim arasında İstanbul Uluslararası TÜYAP Kitap Fuarı’nda Altın Kitaplar’ın misafiri olacak. Smith, 9 Ekim'de yeni romanı Güneşin Zaferi ve diğer kitaplarını imzalayacak.Önemli bir ‘best-seller’ yazarı olan Wilbur Smith, yaklaşık kırk yıldır romanlarını okurları ile buluşturuyor. Bugüne kadar 30 roman kaleme alan yazarın kitaplarının tamamı 26 dile çevrilmiş ve tüm dünyada 100 milyondan fazla satış rakamına ulaşmıştır. Yirmi dokuz yaşında yazdığı ilk romanı ile adından söz ettiren yazar, otuz bir yaşında kaleme aldığı Bencil (When The Lion Feeds) isimli romanı ile büyük bir başarı elde etti ve o günden beri çok satanlar listelerinin vazgeçilmez ismi haline geldi. DOKTORLAR SAKAT KALABİLİR DEDİ Wilbur Smith 9 Ocak 1933’de şimdiki adı Zambia olan Kuzey Rodezya’da doğdu. On sekiz aylıkken Wilbur, beyin malaryasına yakalandı. Doktorlar, eğer hastalığı atlatırsa, beyin özürlü olabileceğini söylediler.Küçük Wilbur, hastalığı atlattı ve büyürken annesinin romanlara olan düşkünlüğünü paylaşmaya başladı. Annesinin okuma zevki geniş bir yelpazeyi kapsıyordu. Wilbur macera romanlarını adeta yutarcasına okuyordu. Büyüdüğü muhteşem ortamda hayal dünyası inanılmaz boyutlara erişti. Çevresindeki yabanıl hayatın uçsuz bucaksız alanlarda özgürce dolaşmasının tadına varırken politik gerilimleri de yoğun bir şekilde fark etmeye başladı.GÜNEY AFRİKA'DA GAZETECİLİK Smith, ilk yazı yazma hevesine delikanlılık çağında tutuldu. Gazeteci olup Güney Afrika’nın hızla değişen sosyal düzeyini kronolojik bir sırayla yansıtmayı düşünüyordu. Fakat eski kafalı, hayatında hiç kitap okumamış sert bir adam olan babasının oğlu hakkında başka planları vardı. Oğlunun gazeteci olmak istediğini duyunca, “Saçmalama, açlıktan nefesin kokacak, kendine doğru dürüst bir iş bul,” diyerek bu isteğe karşı tavır koydu.Böylece Wilbur gönülsüzce muhasebeci olmaya karar verdi ve vergi hesap uzmanı oldu. “Çok gençtim,” dediği ilk evliliği boşanma ile son buldu. “Hayatımın en kötü günleriydi,” diye tanımladığı boşanmasının ardından içine düştüğü karamsarlıktan kurtulmak için roman yazmaya başladı. Birden bire yaşamın ve işinin gerçeklerinden uzaklaşıp, kendini okurlarına çok canlı bir şekilde yansıttığı ortamların içine daldı. Gerçek dünyada kendisi için hiçbir şey düzgün gitmediği halde kurgu dünyasında tüm kontroller onun elindeydi. İLK ROMANLAR Salisbury Bölgesi’nde veraset vergi dairesinde çalışırken uykusuz geçirdiği gecelerde günün sıkıntısından kurtulmak için yazmaya başladı. Bencil adlı romanını tamamlayınca müsvedde kopyasını Heineman Yayınevi'ne yolladı.Yayınevi nadir bulunan doğal bir yazar ile karşı karşıya oldukları fark edince, vakit yitirmeden romanın telif hakkını satın aldı. Kitabın hızlı temposu, kahramanlar arasındaki amansız rekabetler ve en ince ayrıntılara dek yapılan tasvirler nedeniyle büyük bir okuyucu kitlesine sahip olacağına inanan yayınevi, romanı, hemen yayımladı. Kısa bir süre sonra Reader Digest dergisi ile  yapılan anlaşma ve film haklarının satılması, Wilbur’a, vergi dairesindeki işinden istifa edip yazarlık mesleğine adım atmasını sağladı.Wilbur Smith’i en çok etkileyen modern yazarlar Hemingway ve Steinbeck. Çocukluğunda ise Forester, Rider Haggard  ve Kipling ile Viktorya devri seyyahlarının yazdığı kitapları okurdu. DÜNYAYI UNUTUYOR Wilbur Smith yeni bir romana başlarken tüm dünyayı unutur. Yarattığı destanlarında kurgunun nasıl gelişeceğine dair bir fikri yoktur. Bu nedenle eserleri güçlü ve doğaldır. Öykünün sonu bilinç altında yatar. Her sayfada olaylar karakterlerin etki ve tepki vermelerine yol açar. Yazı stili için “Ben eski kafalıyım; iyinin üstünlüğüne, kötünün mağlubiyetine ve aşkın her şeyi fethettiğine inanırım. Kesinlikle tam anlamıyla şüpheci olamadım,” demektedir.Esin kaynağı Afrika’dır. Yazara göre, bu kıtada yüzyıllarca önce meydana gelen olaylar hala burada yaşayan insanların yaşamlarını belirlemeye devam etmektedir. Bu olaylar ister Güney Afrika’nın uçsuz bucaksız topraklarında, ister eski Mısır’ın gizemli dünyasında olsun Wilbur eserlerine kalbini koyarak yazar. “Hatalı bir adım ya da yanlış bir kelime eserin tüm büyüsünü bozar,” diyen Wilbur, romanlarının can alıcı noktalarının ayrıntılar ve gerçekler olduğunu vurgular.Büyük ününe rağmen Wilbur’un bir çalışma yaşamı sıkı ve zorludur. Sabah gün doğarken yazmaya başlar ve gün batımına dek çalışır. Her romana Şubat ayında başlar ve aşağı yukarı üzerinde sekiz ay çalışır. Bencil adlı romanıyla kazandığı şöhret büyük özlemini duyduğu özgürce yazı yazma olanağını tanıdığı gibi yeteneklerini geliştirme fırsatını da yaratmıştır. Yazdığı eser sona erince, keyif zamanı başlar: Şeysel adalarında dalıp, balık tutmak. Güney Amerika’da balık tutmak ve atıcılık, Botswana ve Zimbabwe’de safari turlarına çıkar. Altmış bin dönümlük çiftliğinin bir bölümünde üç yüz yıl önce Afrika’da yaşamış olan soyu tükenmiş hayvanları tekrar üretmeye çalışıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!