Güncelleme Tarihi:
“Teşkilat”, Dışişleri Bakanlığı.
Bu sözlerin sahibi ise, Dışişleri Bakanlığı’nın tüm idari ve mali işlerinden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru.
Naci Koru ismi kamuoyu tarafından iyi tanınıyor. Çünkü Türkiye’de çipli pasaportların hayata geçmesinde en büyük rolü oynayanlardan biri kendisi.
Şimdi, benzer teknolojik, idari hamleleri 30 yıldır görev yaptığı kendi teşkilatı, Dışişleri Bakanlığı için hayata geçiriyor.
Dışişleri Bakanlığı’nda son iki yıl içinde devrim niteliğinde gelişmeler oldu;
Bakanlık teşkilat yasası değişti, maaşlar Türkiye’deki diğer devlet kurumları maaşlarıyla eşitlendi. “Daha önce Ankara’da görev yapan, işe yeni başlamış bir meslek memuru 1.800 TL civarında maaş alıyordu” diye anlattı Koru ve devam etti;
“ Şimdi, Dışişleri Bakanlığı’nın maaş skalası da diğer devlet kurumlarının uzmanlarıyla eşitlendi. Artık işe giren bir meslek memuru 3.200 TL civarında maaş alacak…”
SILA BİLETİ…
Teşkilat yasasıyla gelen değişiklik bununla da sınırlı değil. Pek çok yenilikten biri de “sıla bileti” uygulaması. “Mesela, bir memuru üç yıllığına bir Afrika ülkesine gönderdik. Ailesiyle birlikte gitti” diye anlatıyor Koru;
“Daha önceki uygulamada, çoluk-çocuk, görev bitene kadar dönemezlerdi Türkiye’ye. Bilet paraları çok yüksek olduğundan. Şimdi en azından iki yılda bir, sıla bileti ile ülkeye dönüp, sevdikleriyle bir araya gelebilecek Dışişleri memurları…”
Sıla bileti uygulaması ilk kez bu yıl uygulanmaya başladı.
“DÖRT GÖZLE AZINLIKLARDAN MEMURİYET BAŞVURUSU BEKLİYORUM…”
Dışişleri Bakanlığı’nda hiç gayrımüslim, yani Türkiye’deki azınlıklara mensup memur yok. Bunun nedenini soruyorum Koru’ya. İşte yanıt;
“Dört gözle memuriyet için azınlık mensuplarından başvuru bekliyorum. TC vatandaşı olmak yeterli Dışişleri Bakanlığı’nda memur olabilmek için. Geçen yıl hiç başvuru olmadı. Umarım artık olur…”
TEMSİLCİLİK SAYISI 206
Son 10 yıl içinde, Türkiye’deki büyümeye paralel olarak Dışişleri Bakanlığı’nın yurtdışı teşkilatı, yani Türkiye’nin dünyadakil temsil merkezlerinin sayısı da yüzde 25 oranında artmış. 10 yıl önce sadece 152 olan yurtdışı temsilcilik sayısı bugün 206’ya ulaşmış durumda.
Naci Koru, “2 yıl içinde temsilcilik sayısı 225 olacak” diyor. Şubat ayı sonuna kadar 5’i Afrika’da, 1’i Asya’da, 1’i de Orta Amerika’da olmak üzere toplam 7 temsilcilik açılacak.
Sadece temsilcilik açmakla kalmıyor Türkiye;
Bir de, mevcut temsilciliklerin binalarını onarıyor, yeni binalar satın alıyor, eskileri tamir ediyor.
Mesela, Somali’de kurulacak Büyükelçilik için Somali devletinden 85 dönüm arazi alınmış. Büyükelçilik binası için yakında proje oluşturulacak. “Yurtdışındaki binalarımızın inşası için Türkiye’nin tanınmış mimarlarını çağırıyoruz. Onlardan teklif alıyoruz” diyor Naci Koru.
Bu çerçevede, Dışişleri Bakanlığı’nın en değerli mülklerinden biri New York-Manhattan’da, tam BM binasının karşısındaki Türkevi. Şu anda en büyük projelerden biri, Türkevi’ni yıkıp, yeniden inşa etmek. Alanı genişletmek için, binanın bitişindeki bina da satın alınmış durumda. Yakında mevcut Türkevi yıkılıp, yeni binanın inşasına başlanacak. “TOKİ ile anlaştık” diyor Koru, “Onlarla birlikte yapacağız 16 bin metrekare kullanım alanı olacak yeni Türkevi’ni…”
GÖRÜNTÜLÜ HABERLEŞME DEVRİ
Bir başka devrim de görüntülü haberleşmenin devreye sokulması. Dışişleri merkez teşkilatı ile 25 büyükelçilik arasında güvenli görüntülü haberleşme sistemi kurulmuş durumda. Bu sistem sayesinde Dışişleri Bakanı, Müsteşarı ve Müsteşar Yardımcıları, sisteme sahip Büyükelçiliklerde görev yapan diplomatlarla, sanal ortamda görüntülü toplantı yapabiliyor. Bunun son örneklerinden biri de Fransa ile yapılmış. Bakan Davutoğlu ve bakanlık üst düzey yetkilileri, Fransa Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu ile Fransa Senatosu’nda görüşülecek olan sözde soykırım yasası konusundaki değerlendirmeyi sanal ortamda, görüntülü haberleşme ile yapmış.
Ancak Dışişlerinin etkin şekilde kullandığı bu sistem, ne yazık ki pekçok devlet kurumunda mevcut değil. Mevcut olanlar arasında ise eşgüdüm yok. Nitekim Naci Koru da en çok bundan şikayetçi;
“Washington Büyükelçiliği’ne 30 saniyede gönderdiğimiz belgeyi, yolun karşısındaki devlet kurumuna ancak 3 günde gönderebiliyoruz…”
Şimdi sırada, Dışişleri’nin sistemini diğer devlet kurumlarının sistemleri ile eşgüdüme sokmak, belge alışverişini sanal ortamda, çok daha hızlı gerçekleştirmek var. Cumhurbaşkanlığı ile Dışişleri arasında eşgüdüm çalışması başlamak üzere. Hemen ardından da İçişleri, Adalet ve Kalkınma Bakanlıkları ile çalışmalara geçilecek.