Güncelleme Tarihi:
Vural, TBMM'de partisine mensup bazı milletvekilleriyle düzenlediği basın toplantısında, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in sarfettiğini söylediği, “İzmir'e yönelik sözleri”ni değerlendirdi.
“Bir İzmir milletvekili olarak Hüseyin Çelik'e sözlerini misliyle iade ediyorum. Sen kim oluyorsun da İzmirlilere hakaret ediyorsun” diyen Vural, hangi partiye oy vermiş olursa olsun İzmirli seçmenlerin bu hakaretleri kabul edemeyeceğini ifade etti.
“İzmir'i geri bıraktıranın, AKP'nin siyaset anlayışına uymayan İzmirliye mahkum ettirmesi olduğunu” savunan Vural, kentin bütün yatırımlarının AK Parti tarafından kesildiğini öne sürdü.
Pınar Karşıyaka basketbol takımının, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki bir maçtan sonra saldırıya uğramasını da değerlendiren Vural, şöyle devam etti:
“Bu saldırı oluyor, Egemen Bağış hemen gidiyor İzmir'e diyor ki “Ada'da 74 ruhu hakimmiş' kim ada dediğin? Niye Rum Kesimi diyemiyorsun? 'Ada' derken KKTC'de 1974 yılında Türk askerinin yaptığı operasyonu da mı dahil ediyorsun? Ada dediğin neresi hemşehrim? 'Ey AB, işte üye olarak aldığınız Rum Kesimi böyle' diye konuş.”
“DEMOKRATİK ÖZERKLİK” TARTIŞMALARI
BDP'nin, “iki dilli yaşam” önerisi ve “demokratik özerklik” tartışmalarına da değinen Vural, “bugün gelinen noktanın, açılımların kimlere cesaret verdiğini ortaya koyması bakımından ibret verici olduğunu” söyledi.
“Bu tartışmalar, AKP'nin açılım politikalarının eseridir” diyen Vural, şunları söyledi:
“Bu noktada, Sayın Başbakan, dut yemiş bülbül gibi susmaya devam ediyor. Neden? Çünkü açılım politikaları bölücülüğü cesaretlendirmiştir. Ömer Çelik diyor ki, 'suikast girişimidir' Bu suikastın planlayıcısı kimdir? Sizin açılım politikanız. Azmettiricisi kimdir? Sizsiniz. Bu açılımın ülkeyi nerelere götüreceğini MHP Genel Başkanı, hepimiz söyledik. Girişimi, planlı bir girişimle 'açılım' adı altında hazırlanan senaryoyla, Türk milletine yapılan bu suikastın azmettiricisi ve planlayıcısı konumuna düşmüşlerdir. Bugün gelinen bu noktada, Başbakan'ın, 'Türkiyelilik' ifadesi demokratik özerklik safsatalarının gerekçesi olarak sunuluyor.”
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bazı makaleleri ve hazırladığı raporlarında yer alan ifadeleri” aktaran Vural, “Şimdi oturup açılım adı altında ucu açık bir süreç içerisinde bu milletin tarihini, bin yıllık birlikte yaşamını tartıştırır hale getirdiler. Sizin grup başkanvekiliniz, 'Türklük tanımının Anayasa'dan çıkartılması gerektiğini' söyleyen değil midir? İşte BDP'nin söylediği de aynıdır” dedi.
TALABANİ'NİN SÖZLERİ
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin, bir televizyon kanalına verdiği röportajı değerlendiren Vural, “Diyor ki Talabani, 'içişlerine karışmak istemiyorum ama deneyimlerimden faydalanın' Ne deneyimi yahu? Postalın altında orada 1,5 milyon insanın ölümüne yol açan, tezgah sağlayan bir zihniyet bunları söylüyor” dedi.
Talabani'nin, “Kendi dilinde eğitim alsa daha kolay anlar” sözlerini anımsatan Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tavsiyelerini görüyor musunuz beyefendinin. 'AK Parti ve Türk Hükümetinin yaptığı teklif tarihi bir şans' diyor. Ne teklifi bu? Barzani, Talabani, İmralı biliyor. Böyle rezalet olur mu? Görülüyor ki İmralı, Talabani ile yapılan görüşme, ortada teklifler geziyor. Haberimiz yok. Ne teklif ettin? Irak Cumhurbaşkanı ile 45 dakika ne konuştun? Bugün gelinen bu noktada, 'demokratik özerklik' adı altında yapılan tartışmaların, bundan sonra atılacak bölücü adımları Türkiye'ye kanıksattırmak ve hazmettirmek için kullanılacağı açıktır. Siyasi çözüm arayışlarının geldiği nokta budur. Al sana siyasi çözüm.
Bu gidişat iyi bir gidişat değildir. Türkiye'de iyi şeyler olmuyor. Onun için herkes elini vicdanına koymalı. Bu kötü gidişi geriye çevirecek bir uyarıya ihtiyaç olduğu açık.”
SİGARA KAÇAKÇILIĞI
Türkiye'nin terörle mücadelede büyük bedeller ödediğini belirten Vural, Türkiye'nin terörle topyekun mücadele edeceği bir plan oluşturulamadığını savundu.
“Sigara kaçakçılığından dolayı polisler bugün Cizre'de esnafa giremiyor, oralara giremiyor” diye konuşan Vural, şöyle konuştu:
“20 katrilyonluk sigara piyasasının asgari yüzde 15'i kaçak. Türkiye'de yılda milyar dolara yakın bir kaynak maalesef illegal örgütlerin eline geçiyor. Kaçak sigaradan kaynaklanan vergi kaybı kimin cebinden çıkıyor? Milletin cebinden. Kimin cebine giriyor? Bu para PKK terör örgütü ve bugün Çırağan Sarayı'nda ağırladığı Talabani ve Barzani'nin güdümünde, eşliğinde kurulan illegal yapılanmalara gidiyor. Bu tablo, Dünya Sağlık Örgütünün hazırladığı raporlarda, her yerde yer almaktadır. Türkiye bu konuda ne tedbir aldı. Soruyorum.”
“Türkiye'nin, akaryakıt ve şeker kaçakçılığıyla terör örgütünü ve Barzani'yi nasıl beslediğini ortaya koyacaklarını” ifade eden Vural, “Bugün geldiğimiz noktada 1,5 milyar dolar vergi kaybımız oluyorsa... Sigara kaçakçılığı giderek artıyor ve PKK terör örgütü buradan besleniyor. Geçenlerde Karayılan, 'sigara işinde varız' diyor. Bu milletin parasıyla besleniyorlar” dedi.
“TÜRKİYE DAVALARI TAKİP ETMİYOR”
Türkiye'nin, sigara kaçakçılığı konusunda uluslararası seviyede açtığı veya takip ettiği hiçbir dava olmadığını öne süren Vural, ABD'de 2002 yılında açılan bir davanın belgelerini gösterdi. Davaya AB ülkelerinin de müdahil olduğunu anlatan Vural, “Burada, sigara kaçakçığından elde edilen gelirin, PKK terör örgütüne nasıl gittiği, o zaman Saddam Hüseyin'in oğlunun ayda 1,5 milyon dolar bu sigara kaçakçılığından para aldığı, PKK terör örgütüne gitmesini sağladığı ifade ediliyor. Burada da kimin nerede nasıl yaptığına ilişkin bir takım iddialar var. Süregelen bir tabloyla karşı karşıyayız” diye konuştu.
Davanın devam ettiğini belirten Vural, böylesine önemli bir davaya Türkiye'nin neden müdahil olmadığını ve mücadele etmediğini merak ettiklerini söyledi.
Sorular üzerine, Güneydoğu'da Kürtçe tabela kullanılmasını da değerlendiren Vural, “Kürtçe konuşan kardeşlerimizle hiç alakası yok. Okuma yazması olmayan nasıl okuyacak, yazacak. Tezgaha yazmışlar nasıl okuyacak? Demek ki bu bireysel olarak okuma yazma işi değil, siyasal anlamda Türkçe'yi dışlayıp, o bölgenin insanlarını Türkçe dışında etnik kimliklere göre bir ayrıştırma ve bölme projesinin siyasal izdüşümüdür” diye konuştu.