Güncelleme Tarihi:
Hakko'nun cenazesi, Merter'deki Vakko fabrikasındaki törenin ardından Beyoğlu'ndaki Neve Şalom Sinagogu'na getirildi. Sinagogdaki törene Vitali Hakko'nun eşi Ketty, oğlu Cem Hakko, kızı Sima Lodrik, kardeşi Albert, Cem Hakko'nun eski eşi Bettina, torunları ve yakınları katıldı.
Hükümeti temsilen Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun katıldığı törende, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş da hazır bulundu.
Törene ayrıca, Türkiye Musevileri Hahambaşı İshak Haleva, Türk Musevi Cemaati Başkanı Silvio Ovadio ve Türk Musevi Cemaati Onursal Başkanı Bensio Pinto, Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ve aralarında İsak Alaton, Rona Yırcalı, Erol Aksoy'un da bulunduğu iş adamları ile Haldun Dormen, Göksel Kortay, Sezen Cumhur Önal, Yılmaz Morgül'ün de aralarında bulunduğu sanat, medya ve iş dünyasından çok sayıda kişi de katıldı.
Vitali Hakko, cemaatin başduahanı Hazan David Sevi'nin okuduğu dualar ve sinagogun başhahamının okuduğu dualarla son yolculuğuna uğurlandı.
“TÜRK MODASININ BABASIYDI”
Törende bir konuşma yapan Vitali Hakko'nun yeğeni Alberto Elhadef, Hakko'nun Cumhuriyet'in ilk girişimci kuşağından olduğunu belirterek, Hakko'nun moda, hazır giyim ve mağazacılıkta ilklere imza attığını kaydetti.
Elhadef, Hakko'nun, kendi deyimiyle hayata “sıfırın altında” başladığını vurgulayarak, kocaman bir dünya yarattığını söyledi.
Vitali Hakko'nun dünyasının bir “sevgi dünyası” olduğunu ifade eden Elhadef, “O, sonsuza kadar hepimizin kalbinde yaşayacak. Saygı ve sevgiyle uğurluyor ve huzur içinde yat diyoruz” dedi.
Türkiye Musevileri Hahambaşı Müşaviri Avi Alkaş da yaptığı konuşmada, Vitali Hakko'nun duygusal zekasını kullanan gerçek ve şık bir İstanbul efendisi olduğunu belirterek, “O, işine ve sektörüne düşkün ve tutkuyla bağlı, sanata ve sanatçıya saygılı ve hami, bir Türkiye aşığı, Türk modasının babasıydı. O Merter için bir vaha, Beyoğlu için bir soluk, İstanbul için bir ışık oldu. O, çok sevilen ve sayılan, eşi bulunmaz müstesna bir insandı” diye konuştu.
Vitali Hakko'nun, modada özgünlüğü ve farklılığı getirdiğini de ifade eden Alkaş, “İlklerin, yeniliklerin insanını, önder bir insanı bugün burada ölümsüzlüğe uğurluyoruz. Adını vereceğimiz bir moda okulu ile ismini sonsuza kadar yaşatabileceğimize inanıyorum. Huzur içinde yatsın” dedi.
Tören, Hakko'nun yakınlarının taziyeleri kabul etmesiyle sona erdi. Bu arada sinagogda, bir de taziye defteri açıldı.
Vitali Hakko'nun cenazesi daha sonra sinagogdan alınarak Ulus'taki Arnavutköy Musevi Mezarlığı'ndaki aile kabristanında toprağa verildi.
“OLDUĞU YERDE GÜZELLİK, ŞIKLIK VARDI”
Bu arada sinagogda düzenlenen törene katılan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Vitali Hakko'nun olduğu yerde güzellik vardı, şıklık vardı, dostluk vardı. Vitali Hakko, ülkesini seven bir insandı. Ülkesini güzelleştirmek için çok çalıştı. Ruhu şad olsun” dedi.
Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç da, “Çok değerli bir sevdiğimi, çok şık bir insanı kaybettik. Ruhu şad olsun” diye konuştu.
“ŞEN ŞAPKA”DAN “VAKKO”YA
Vitali Hakko, 1913 yılında İstanbul Yedikule'de dünyaya geldi. İlk iş hayatına 13 yaşında Mahmutpaşa'da kumaş satan Spiros'un yanında çırak olarak başladı. Kısa bir süre sonra Kapalıçarşı'daki çocukluk hayallerini süsleyen Kupidis mağazasında tezgahtar oldu.
Hakko, sadece kumaş satmakla kalmadı, Kupidis mağazası dahil, çarşıdaki diğer esnafın mağazalarının vitrinlerini yapmaya başladı. Kapalıçarşı'da yılda bir kez yapılan vitrin yarışmasında hazırladığı bir vitrinle ilk ödülünü aldı.
Vitali Hakko, 1925'de Şapka ve Kıyafet Devrimi ile kendine ait ilk mağaza olan “Şen Şapka”yı 1934 yılında Sultanhamam'da açtı. Hakko, kadına şapka giydirerek bunu yaygınlaştırıp, bir moda haline getirdi. Bugün bir moda markası olan Vakko'nun temelleri de “Şen Şapka” ile atıldı.
1948 yılında üretimine başladığı emprime eşarplar ve ardından Türk ipeklisinden ürettiği emprime kumaşların ünü ülke sınırlarını da aşarak yabancı modacıların ilgisini çekti. Vitali Hakko'nun o yıllarda yurtdışına yaptığı seyahatler, ona Avrupa moda endüstrisinden pek çok kişiyle tanışma ve iş yapma olanağı sağladı.
1962 yılında hazır giyime geçmeye karar veren Hakko, ilk hazır giyim mağazasını İstanbul'un o dönemdeki moda merkezi Beyoğlu'nda açtı ve Türkiye modern mağazacılık anlayışıyla tanıştı.
Vakko, dünyada perakende sektöründe yaşanan tüm yenilikleri Türkiye'ye taşıyan ilk marka oldu. Pazarlıksız satış, iade kolaylığı, mevsim sonu indirimleri, kaliteli hizmet için çalışanların sürekli olarak eğitilmesi konularında yaptıkları nedeniyle Vitali Hakko, Türk perakende mağazacılığının ve moda endüstrisinin gelişiminde çok büyük rol oynadı. 1969 yılında kurduğu fabrikası sayesinde başkent Ankara ve ardından İzmir'de açtığı mağazalarıyla Türkiye Vakko'yu tanıdı.
1982 yılında oğlu Cem Hakko'nun şirkete katılımıyla Vakkorama markası moda ve mağazacılık alanında Türkiye'ye yeni ufuklar açtı.
50 yılı aşkın bir süre devam ettirdiği aktif iş yaşamında sayısız ödüle layık görülen ve sektöründe bir ekol yaratan Hakko, 1980'li yılların sonunda tüm yetkilerini oğlu Cem Hakko'ya devretti.