Vicdanını dinledi, teslim oldu
Güncelleme Tarihi:
Neşet KARADAĞ/ADANA (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2004 01:56
Adana’da 2 kıza kamyonetiyle çarparak öldürüp kaçan 30 yaşındaki Cumali Hake, 4 ay sonra vicdan azabı çektiğini belirterek teslim oldu. 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Cumali Hake, ‘Bir süre önce küçük kızımı kaybetmiştim. Şoktaydım’ dedi.
MERSİN yolundaki Ünsal Danışmanlık Şirketi’nde işçi olarak çalışan 2 çocuk babası Cumali Hake’nin 2.5 yaşındaki kızı Dilan, 6 ay önce Küçükdikili Beldesi’ndeki demiryolundan geçerken hemzemin geçitte tren altında kalarak yaşamını yitirdi. Cumali Hake ve 28 yaşındaki eşi Medine Hake, kızlarının ölümüyle bunalıma girdi.
Kızının ölümüyle perişan olan Cumali Hake, bu olaydan 42 gün sonra, kızının yaşamını yitirdiği aynı hemzemin geçit yakınında, plastik fabrikası işçileri 18 yaşındaki Remziye Eşlik ile 22 yaşındaki Keziban Araz’a 01 BS 714 plakalı kamyonetiyle çarptı. Hake, çarpmanın şokuyla 2 kızın cesedini 100 metre uzaklıktaki hemzemin geçide kadar sürükledikten sonra, yanında bulunan arkadaşı Fırat Elçin’le birlikte kaçtı. Cesetleri bulunan 2 kızın aileleri tarafından namus meselesi yüzünden öldürülmüş ya da intihar etmiş olabilecekleri iddia edildi. Yapılan araştırmada kızların kazaya kurban gittikleri belirlendi.
Cumali Hake, sonunda vicdan azabına dayanamayıp kazadan 4 ay sonra avukatı Hatun Olguner’e olayı ağlayarak anlattı ve savcılığa teslim oldu. Tutuklandığı nöbetçi mahkemede 2 kızın aniden önüne çıktığını belirten Hake, ‘Bir taksiden kaçarken önüme çıktılar. Kızlara çarptıktan sonra fabrikaya geri döndüm. Arabada çarpma ve kan izi yoktu. Arkamdan ve karşıdan gelen araçlar vardı. Ben kazayı yaptıktan sonra bu araçlardan biri kızlara çarpmış, sürüklemiş olabilir’ dedi. Hake hakkında Adana 10’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu 2 kişinin ölümüne sebebiyet vermek, taksirle ölümüme sebebiyet vermek’ suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Kazadan 42 gün önce kızının tren altında kalarak ölmesi nedeniyle şoka girdiği için teslim olmadığını belirten Hake, savunmasında şunları söyledi:
KORKTUM VE KAÇTIM
‘Kızımın ölümünün şokunu yaşıyordum. O andaki korku ve şokla kaçtım. Ayrıca, kızların aileleri bana ve yakınlarıma bir şey yapar diye korktuğum için teslim olmamıştım. Daha sonra evime telefonlar geldi. Bana ’Teslim olma. Kızların ailesi Batmanlı. Teslim olursan içerde seni, dışarıda da aileni öldürürler’ diyerek korkutup 3 milyar lira para istiyorlardı. Ölen kızlarla ilgili köyde, kızların kirletildiği ve bu yüzden öldürüldüğü gibi söylentiler vardı. Onların manevi hatıralarına saygısızlık yapmamak için de gelip teslim oldum. Her gün vicdan azabı çekiyordum. Uyuyamıyordum. Sonunda her türlü bedeli ödemeye karar verdim ve teslim oldum.’
Kazada ölen kızlardan Remziye’nin babası 40 yaşındaki Sıddık ile annesi 34 yaşındaki Makbule Eşlik, ‘Kızımı kasıtlı olarak arabasıyla çiğneyerek öldürmüştür. Cezalandırılmasını istiyoruz’ dedi.
Abim olaydan sonra Uykusunda sıçrıyordu
Cumali Hake’nin kız kardeşi 24 yaşındaki Huriye Yavuz, ağabeyinin kazayı önce kendilerine anlatmadığını, ancak evde huzursuz olarak dolaştığını söyledi. Yavuz, şunları söledi:
‘Ağabeyim, kızı tren kazasında ölünce çok üzülmüştü. Bir ay sonra ağabeyimin hareketleri değişti. İçine kapanık, evden çıkmaz oldu. Bize hiç bir şey söylemiyordu. Zaman zaman uykusunda sıçrıyordu. Teslim olacağı gün bize her şeyi anlattı. Aniden gelişen bir olay olduğunu söyledi. Korktuğu ve ailesinin başına bir şey geleceği için teslim olmadığını, ancak vicdan azabına fazla dayanamadığını belirtip savcılığa gitti. Çok üzgünüz.’
Kızının ölümüyle perişan olan Cumali Hake, bu olaydan 42 gün sonra, kızının yaşamını yitirdiği aynı hemzemin geçit yakınında, plastik fabrikası işçileri 18 yaşındaki Remziye Eşlik ile 22 yaşındaki Keziban Araz’a 01 BS 714 plakalı kamyonetiyle çarptı. Hake, çarpmanın şokuyla 2 kızın cesedini 100 metre uzaklıktaki hemzemin geçide kadar sürükledikten sonra, yanında bulunan arkadaşı Fırat Elçin’le birlikte kaçtı. Cesetleri bulunan 2 kızın aileleri tarafından namus meselesi yüzünden öldürülmüş ya da intihar etmiş olabilecekleri iddia edildi. Yapılan araştırmada kızların kazaya kurban gittikleri belirlendi.
Cumali Hake, sonunda vicdan azabına dayanamayıp kazadan 4 ay sonra avukatı Hatun Olguner’e olayı ağlayarak anlattı ve savcılığa teslim oldu. Tutuklandığı nöbetçi mahkemede 2 kızın aniden önüne çıktığını belirten Hake, ‘Bir taksiden kaçarken önüme çıktılar. Kızlara çarptıktan sonra fabrikaya geri döndüm. Arabada çarpma ve kan izi yoktu. Arkamdan ve karşıdan gelen araçlar vardı. Ben kazayı yaptıktan sonra bu araçlardan biri kızlara çarpmış, sürüklemiş olabilir’ dedi. Hake hakkında Adana 10’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu 2 kişinin ölümüne sebebiyet vermek, taksirle ölümüme sebebiyet vermek’ suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Kazadan 42 gün önce kızının tren altında kalarak ölmesi nedeniyle şoka girdiği için teslim olmadığını belirten Hake, savunmasında şunları söyledi:
KORKTUM VE KAÇTIM
‘Kızımın ölümünün şokunu yaşıyordum. O andaki korku ve şokla kaçtım. Ayrıca, kızların aileleri bana ve yakınlarıma bir şey yapar diye korktuğum için teslim olmamıştım. Daha sonra evime telefonlar geldi. Bana ’Teslim olma. Kızların ailesi Batmanlı. Teslim olursan içerde seni, dışarıda da aileni öldürürler’ diyerek korkutup 3 milyar lira para istiyorlardı. Ölen kızlarla ilgili köyde, kızların kirletildiği ve bu yüzden öldürüldüğü gibi söylentiler vardı. Onların manevi hatıralarına saygısızlık yapmamak için de gelip teslim oldum. Her gün vicdan azabı çekiyordum. Uyuyamıyordum. Sonunda her türlü bedeli ödemeye karar verdim ve teslim oldum.’
Kazada ölen kızlardan Remziye’nin babası 40 yaşındaki Sıddık ile annesi 34 yaşındaki Makbule Eşlik, ‘Kızımı kasıtlı olarak arabasıyla çiğneyerek öldürmüştür. Cezalandırılmasını istiyoruz’ dedi.
Abim olaydan sonra Uykusunda sıçrıyordu
Cumali Hake’nin kız kardeşi 24 yaşındaki Huriye Yavuz, ağabeyinin kazayı önce kendilerine anlatmadığını, ancak evde huzursuz olarak dolaştığını söyledi. Yavuz, şunları söledi:
‘Ağabeyim, kızı tren kazasında ölünce çok üzülmüştü. Bir ay sonra ağabeyimin hareketleri değişti. İçine kapanık, evden çıkmaz oldu. Bize hiç bir şey söylemiyordu. Zaman zaman uykusunda sıçrıyordu. Teslim olacağı gün bize her şeyi anlattı. Aniden gelişen bir olay olduğunu söyledi. Korktuğu ve ailesinin başına bir şey geleceği için teslim olmadığını, ancak vicdan azabına fazla dayanamadığını belirtip savcılığa gitti. Çok üzgünüz.’