Vicdan nöbeti 108’inci gününde

Güncelleme Tarihi:

Vicdan nöbeti 108’inci gününde
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2015 07:18

Kamp Armen olarak bilinen Tuzla Çocuk Kampı’nın Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’na iadesi için başlayan vicdan nöbeti, düzenlenen saldırı ve tacizlere rağmen 108’inci gününe ulaştı. Seçim zamanı vakıfa bağışlanacağı söylenen kamp hâlâ iade edilmedi.

Haberin Devamı

1960’larda Anadolu’dan gelen kimsesiz çocuklar için kurulan, Hrant Dink ve eşi Rakel Dink de dahil birçok Ermeni çocuğa yuva olan Gedikpaşa Protestan Ermeni Tuzla Çocuk Kampı Yetimhanesi (Kamp Armen), Mayıs ayında mal sahibi tarafından yıkılmak istenmiş, ancak Nor Zartonk hareketi, Kamp Armen Dayanışması, HDP ve CHP milletvekilleri kepçeyi durdurarak yıkıma engel olmuştu. Yetimhane yıkılmasın diye o başlayan gönüllü vicdan nöbeti tam 108 gündür devam ediyor. Nöbetin 100’ncü gününde vicdan nöbeti tutanlardan Ensari Taşkaya, kampın önünde 8-9 kişi tarafından sopalı saldırıya uğramıştı.

‘SOPALARLA SALDIRDILAR’

Hrant Dink Vakfı Kültürel Miras Projesi Arşiv Sorumlusu Norayr Olgarson bir ay içerisinde tacizlerin arttığını belirterek şunları söyledi: “Tuzla Gençlik Konseyiyiz deyip gelenler oldu bir ay önce. Hoşgeldiniz deyip içeri aldık. Bahçeye gül dikip, Türk bayrağı astılar, sonra da Facebook sayfalarında ‘Ermeni kampına Türk bayrağı diktik’ diye yazdılar. Hatta daha sonra 20 kişilik bir grup bayrağı kontrol etmeye geldi. Önceki akşam da 8 kişi geldi. Misyon edinmiş edasıyla ‘Kamp Armen burası mı’ deyip sopalarla giriştiler arkadaşlara. Kamptakiler çıkınca da kaçtılar. Daha önce de gelip bayraklarımızı yazılarımı yırtıp sökenler oldu. “

Haberin Devamı

‘BURASI BİZİM!’

Bu kampı çocuklar elleriyle yaptı. Sonra azınlıklar mülk edinemez denilip devlet usulsüz bir şekilde burayı alıp eski sahibine verdi. Hrant Dink de yaşarken burası için savaş verdi. Yazılar yazdı. Seçim zamanında Başbakan, Ulusoy’a bağışla dedi. Fatih Ulusoy ‘Bağışladım’ dedi. AK Parti Milletvekili Markar Esayan ‘Verildi’ dedi. 108’inci gündeyiz iade edilen bir şey yok.”

Bu kamp umut demek

Çocukluk yıllarında ailesi tarafından yaz kamplarına gönderilen Silva Özyerli de nöbet tutanlar arasında. Özyerli buranın önemimi şöyle anlatıyor: “Bu kamp umut demek. Anadolu’da umudun adıdır Kamp Armen. Anadolu’nun son Ermeni kuşağının kültürünü kaybetmemesi için çok önemli bir yerdi. Bu kamp olmasa benim gibi burada yetişen nesiller tamamen yok olacaklardı. Bu topraklar bu uygulamalarla birlikte birarada yaşama kültürünü kaybetti. Bu toprağın şu anda ihtiyacı olan tek şey bu. Bunun da yolu Kamp Armen’den geçiyor. Buranın bize iadesinden. Ben burada yaşarken, burada öğrenciyken, bu topraklara asla ve asla siyaset girmedi. 1915 girmedi. Onları bilmeden, sevgi, umut ve inançla burada büyüdük. Ben çok seviyorum ama bu ülke beni sevmiyor. Ben düşman olsam burada olmam ki. Umudu taze tutmaya çabalamam ki. Üzerimizden 100 yıllık ölü toprağını Kamp Armen’e sahip çıkmakla attık. Anlamı Ermeniler açısından çok büyük.”

Haberin Devamı

Hrant Dink Vakfı Kültürel Miras Projesi Sorumlusu Norayr Olgarson: “Burası gasp edilmiş bir mülk. Yıkım ruhsatı iptal olmadı. Aslında her an gelip yıkabilirler. Biz burada nöbet tutuyoruz. Bizim olanı işgalimiz.”

BAKMADAN GEÇME!