ANKA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2006 13:39
İngiltere Sağlık Bakanlığı’nın deli danalı kan ürünlerini ithal ettiği ülkeler arasında Türkiye’nin de olduğunu açıklaması üzerine başlayan deli dana tartışmaları Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası’nın "Tehlike henüz geçmiş değil" açıklamasıyla sürüyor.
Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Ayhan Filazi yaptığı açıklamada, kan ve kan ürünleriyle hastalığın insanlara bulaştığına dair şimdiye kadar bir veri bulunmadığını belirtirken, "Ülkemiz için deli dana hastalığı riski henüz geçmiş değil" dedi.
BİR LOKMA ETLE BİLE BULAŞIYOR
Deli dana etkeninin hayvanın beyin, omurilik, sinir, belkemiği, bademcik, mide, dalak, safra, pankreas, ciğer ve bağırsaklarında yerleştiğini söyleyen Filazi, nereden geldiği belli olmayan sakatatların yenmemesini istedi.
"Etin sağlık kontrolü yapılmış ve veteriner hekim kontrolünde kesildiğinden iyice emin olmak gerekiyor" diyen Filazi, bir lokma etin bile hastalığın bulaşmasına neden olabileceğini söyledi.
"ETLERİN YARISI KAÇAK"
Türkiye’de hayvan ve hayvan kökenli maddelerin üretim, dağıtım ve satışında denetimlerin yeterince yapılamadığını savunan Ayhan Filazi, istatistiklerin Türkiye’deki kırmızı etin en az yarısının kaçak olduğunu gösterdiğini söyledi.
Hastalığın etin yenilmesinden sonraki 5 ile 30 yıllık süre içerisinde kendini göstereceğini aktaran Filazi, ilk belirtilerin davranış bozukluğu, uyuşukluk, aşırı asabiyet olduğunu belirtti.
Filazi, başı sağa sola sallama, diş gıcırdatma, gözbebeklerinde büyüme, depresyon, mizaç değişikliği, halüsinasyonlar, konuşma bozukluğu, hareket etme güçlüğü, hafıza kaybı ve bunamanın da son aşamalarda ortaya çıkabilecek durumlar olduğunu bildirdi.