Vergi İadesinde Sahte Fişlere Dikkat!

Güncelleme Tarihi:

Vergi İadesinde Sahte Fişlere Dikkat
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2003 12:37

Hayatımıza 1984’te giren KDV ve buna bağlı olarak vergi iadesi kavramları çalışanları, işverenleri ve hükümetleri 19 yıldır uğraştırıyor. Vergi iadesi kavramı ülkemizde “Özallı Yıllar” olarak adlandırılan yılların başında geldi. Kayıt dışı ekonominin önlenmesi ve çalışan kesimin belge almak suretiyle ekonominin denetimine katkıda bulunması, bunun karşılığı olarak da her ay ücretine ek bir gelir elde etmesi temeline dayanıyordu. Uygulama, yaşanan bu uzun süre içinde çalışanları ve işverenleri bezdiren bir hal aldı.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz yıl kaldırılacağına dair IMF taahhütleri arasında yer aldı. Ancak seçim arifesinde çalışanların tepkileri de göz önüne alınarak ödenmesine devam edildi.

 

Şimdi “Özel Gider İndirimi”nin neredeyse 20 yıla varan öyküsünü, gerilere doğru gidip kısaca hatırlayalım.

 

Kuşa Çevirdiler

 

Önceleri kapsamı hayli geniş tutulan ve alkollü içecekler dışında hemen her kalem harcamanın geçerli sayıldığı vergi iadesi çalışanlara her ay ödeniyordu. Ücretliler de aslında bu işe kısa süre içinde alışmışlardı. Aylık kazançlarına ek bir gelir olan, o zamanki adıyla vergi iadelerini sıkı bir şekilde takip ediyorlar, belge topluyorlar ve yasanın amacına uygun bir biçimde işlemesine katkı sağlıyorlardı.

Haberin Devamı

 

Derken bu oturmuş sistem kimilerini rahatsız mı etti bilinmez, vergi iadesine konu olacak harcamaların kapsamı daraltılmaya başlandı. Öyle ki çok temel harcamaların yanı sıra kültürel, sosyal amaçlı harcamaların tamamı da (yakıt giderleri,seyahat giderleri, mefruşat, zücaciye, kitap, konser vb)kapsam dışı bırakıldı. Devlet adeta çalışanlara "yalnızca karnınızı doyurun, giyinin. Eğlenmeyin, kitap okumayın, sinema, tiyatro, konser izlemeyin, seyahat etmeyin, bunlar lüks" diyordu.

 

Düzenleme Değişiyor

 

Aradan geçen 10 yıllık zaman diliminde aylık olarak ödenmekte olan vergi iadeleri önce üç aylık ödemelere, ardından da yıllık ödemelere çevrildi. İyice kısıtlanan vergi iadelerinin adı 1994’te “Özel Gider İndirimi”ne çevrildi ve geçerli harcama kapsamı bugünkü duruma getirildi (Eğitim, Sağlık, Giyim, Gıda, Kira).

 

Haberin Devamı

Ayrıca bununla da kalınmayıp çalışanlara bir kısıtlama daha getirildi. Yıl sonundatopladıkları belgelerin sadece yalnızca üçte birlik tutarının geçerli sayılacağı, bu tutarında yıl sonundaki vergi matrahlarınınyüzde 35' ini aşmaması öngörüldü.

 

Bu arada yeni düzenleme ile birlikte ödemeler yıllık olarak ücrete eklenmek suretiyle, tek seferde değil aylara yayılarak yapılacaktı. Yani bir anlamda devlet, çalışanlara artık bu işten vazgeçin fiş fatura toplamayın, diyordu.

 

Çalışanlar Yılmıyor

 

Ancak çalışanlar yıllık uygulamaya dönüldükten sonra da yılmadılar. 12 ay boyunca biriktirdikleri belgeleri işyerlerine vermeye devam ettiler. Yılın sonuna gelindiğinde çalışanlar kendileri ile eş ve çocukları adına aldıkları belgeleri büyük bir sabırla günlerce tasnif edip harcama kalemlerine göre ayırdılar. Hatta aileler bu konuda hep birlikte birer muhasebe bürosu gibi günlerce çalışıp, geçersiz olanları geçerli olanların için ayıkladılar ve zarflara yazıp iş yerlerine verdiler. Bazen bir çalışanın iş yerine küçük, küçük harcamalardan ve fişlerden dolayı 10-15 zarf verdiği oluyordu.

Haberin Devamı

 

Denetim Zorlaşıyor, Kaldırıp Kurtulsak mı?

 

Devlet çalışanları bu işten bezdirip vazgeçireyim derken hem kendi hem de işverenlerin başın da önemli bir iş açmıştı. Yıl sonunda ortaya çıkan 100 binlerce zarfın ilgili yasaya uygunluk açısından kontrolü kendilerine bu konuda kontrol mükellefiyeti yüklenen iş verenleri fena halde zorlamaya başlamıştı.

 

Her yılın sonunda özellikle de kalabalık mevcuda sahip işyerleri önceleri bu yükün altından kalkamayıp belgeleri denetlemeden kabul etmeye başladılar. Ancak maliye denetimlerini sıklaştırıp çalışanların kullandıkları usulsüz fiş ve faturalardan dolayı iş yerlerine yüklü cezalar yağdırmaya başlayınca iş daha ciddiye alınır oldu. Ama bu defa da kontrol işi içinden çıkılmaz bir hal almıştı.

Haberin Devamı

 

Adeta saman yığınında iğne aramakgibi bir iş olan zarfların içindeki her belgenin kontrolü haftalarca sürüyor ve işletmelerin bu işe muhasebe yada personel departmanlarının dışında iş gücü ayırmasına neden oluyordu özetle iş yerleri vergi iade dönemi geldiğinde kabus görmüş gibi olmaya başlamıştı.

 

Aslını ararsanız Maliye de bu konuda yeterli denetim yapamıyordu. Aradan seçme yöntemi dediğimiz yöntemle belirledikleri bazı kuruluşları denetleyebilen yetkililer özellikle büyük illerde binlerce işyerinde çalışanlara ait olan milyonlarca zarftaki bu belgeleri nasıl denetleyebilecekti.

 

Bu arada başta da belirttiğimiz gibi IMF çalışanlara yapılan tüm ödemeler gibi Özel Gider İndirimi’ne (ÖGİ ) de göz dikmişti. Uzunca bir süredir hükümetlere bu konuda baskı yapılıyordu. Çünkü her yıl işverenlerin ödeyeceği vergilerden mahsup edilip çalışanlara geri ödenen bu tutarlar toplamda ciddi rakamlar oluşturmaya başlamıştı.

Haberin Devamı

 

Bu yolla yapılan vergi denetimi ve kayıt dışını önleme işlevini dahi dikkate almayan IMF Hükümete ÖGİ'yi kaldırın diyordu. Kim bilir belki de 3 Kasım seçimleri arifesinde olmasak bu konudaki karar IMF' nin isteği doğrultusunda gelişecek ve ÖGİ kaldırılacaktı. Ancak basına yansıyan konuya çalışanlar ve vergi uzmanı kesimlerden yoğun tepkilerin gelmesiyle şimdilikte olsa ÖGİ' nin temelli kaldırılmasına ilişkin bir karar çıkmadı.

 

Sahteciler Ortaya Çıkıyor

 

Bu arada her durumdan çıkar sağlamayı bir görev bilen yasa dışı sektörler bu konuda da devreye girmekte çok gecikmediler. Zaten alım gücü yetersizliği nedeniyle hiçbir zaman yeterli fiş ve faturaya ulaşamayan sabit gelirli çalışanlar yüzde iki-üç gibi rakamlarla kendilerine fiş temin eden sahtekarların eline düşmeye başladılar.

 

Önceleri bu satıcıları ellerindeki fazla fişleri satmaya çalışan kişiler sanarak bunlardan belge alan çalışanları kötü sürprizler beklemekteydi. Çünkü bu fiş satıcıları çaldıkları, yada bir şekilde ellerine geçirdikleri yazar kasalardan gerçek olmayan işletmeler adına hayali fişler keserek bir biri ardına seri numarası olan bu fişleri yüksek meblağlara ulaştırdıktan sonra belge peşinde olan çaresiz çalışanlara satıyorlardı.

 

Zaman içerisinde bu belgeler diğerlerinden kolayca ayrılmaya başlandılar ve sahtecilik ortaya çıktı. Bu konuda çalışan bazı şebekeler ve kişiler polisçe yakalandılar. Konu basın yoluyla kamu oyuna yansıdı .Ancak bu konuda faaliyet gösterenler her yıl olduğu gibi sanırız bu yılda çalışmalarını yoğun biçimde sürdürecekler.

 

Geçersiz Belgeler

 

Öncelikle hemen belirtelim ki, sadece sahte fiş ve fatura kullanmak değil, geçersiz belgeleri kullanmak ve belge üzerinde tahrifat yapmak da suçtur. ÖGİ'ye konu olabilecek bir belgenin taşıması gereken özellikler bellidir. Bunlar mükellefin adına yada geçindirmekle yükümlü olduğu eş ve çocukları adına alınmış fatura, serbest meslek makbuzu ve yazar kasa fişleridir. Ayrıca kira kontratları ve kira ödemesine ait banka dekontları da geçerli sayılacaktır.

 

Faturalarda tarih, belgenin düzenlendiği kişinin adı, harcama kaleminin açıklaması gibi tüm bilgiler açık net ve okunur olmalıdır. Ayrıca bu belgelerin tutarları ve adına düzenlendikleri kişi ve tarihlerinde hiçbir tahrifat (silinti-kazıntı) yapılmamış olmalıdır.

 

Yazar kasa fişlerinde de aynı özellikler olmalıdır. İsim taşıması gerekmeyen bu belgelerde özellikle alımı yapılan emtia kalemlerinin neye ait olduğu açıkça belirtilmelidir.

 

Sahtelerini Nasıl Ayırdedilir

 

Yazar kasa sahteciliğinde en belirgin özellik farklı kuruluşlara ait olsa da tüm fişlerin aynı yazar kasadan çıktığının açıkça belli olmasıdır. Bunu yazı karakterinden anlayabilmek mümkün olmaktadır.

 

Bu fişler blok bir halde ve birbirinin peşi sıra gelmektedir. Ayrıca fişleri imal eden kişilerin birazda cehaletinden olsa gerek bu kişiler büyük marketlerin fişlerini de taklit etmeye çalışmakta ve bunu gerek yazı karakteri gerekse de format olarak beceremediklerinden bu fişler diğerleri arasında sırıtmaktadır.

 

Sahtecilerin en çok başvurdukları yöntemlerden biri de gerçek kuruluşların fişlerini ele geçirip bu kuruluşların bilgilerini kullanmalarıdır. Ancak sahteciler burada dafazla başarılı olamamakta bu defa harcama kalemlerinde tutarsızlıklara rastlanmaktadır. Yani belgede firmanın unvanıyla bağdaşmayan harcama kalemleri görülmektedir. Şüphelenilen fişlerin üzerindeki işyeri telefonları aranıldığında çoğunlukla bu işyerlerine ulaşılamamakta yada bu işyerlerinden farklı kişi yada kuruluşlar çıkmaktadır. 

 

Yaptırımlar

 

Öncelikle maliye geçersiz ve sahte belge kullanımının tespiti durumunda hem işverene hem de belgeyi kullanan hak sahibine (çalışana) çeşitli cezalar uygulamaktadır. Bu cezalar işverene para cezası olarak uygulanmakta çalışanlardan ise haksız alınan vergi iadesi geri tahsil edilmekte ayrıca ceza yürütülmektedir. Bu kişilerin ömür boyu vergi iadesinden hak mahrumiyeti de söz konusu olmaktadır.

 

İşverenin Fesih Hakkı

 

İşverenlerinçalışanların sahte fiş ve faturaları yaygın biçimde kullanılmaya başlamaları üzerine böyle bir eylemden dolayı çalışanların hizmet akitlerini fesih edip edemeyeceği son dönemde tartışılır hale gelmiştir. Bu nedenle yapılan fesihler Yargıtay kararlarınca da onanıp işveren tarafından 1475 sayılı İş yasasısın 17/2 maddesi kapsamında (Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller) haklı fesihler olarak kabul edilmiştir.

 

Yani daha açık bir anlatımla sahte belge kullanan çalışanlarını işverenler tazminatsız olarak işten atabilmektedir.

 

Evet çalışanlar en son 20 Ocak tarihine kadar yıl boyunca topladıkları belgelerini işverenlere teslim edecekler. Yukarıda sözünü ettiğimiz konulara dikkat edelim. Bilerek ya da bilmeyerek kendimize fayda sağlamaya çalışırken güç durumlara düşebiliriz.

 

İnsan Kaynakları ve Kalite Yönetimi Derneği

 

İnsan Kaynakları ve Kalite Yönetimi Derneği'nin yenibir.com'daki diğer yazıları:

Entellektüel Liderlik
Yönetim ve yöneticilik entelektüel iş midir?
3 Kasım'dan Liderlik Dersleri
İş güvencesi yasanın İK cephesinden değerlendirilmesi
İstihdam sorunu ve kanunsuz kurumlar
Çalışma Saatleri Esnemeli mi?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!