Venedik'te ıtırlı bahçe

Güncelleme Tarihi:

Venedikte ıtırlı bahçe
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2001 00:00



Engin AKIN
Haberin Devamı

Uluslararası Venedik Bienali'nde Türk pavyonuna ‘‘Itırlı Bahçe’’ adı verilmiş. Küratör Bedal Madra, bu ismi İranlı şair Nefsavi'nin aynı adlı eserinden aldığını söylüyor.

Uluslararası Venedik Bienali'nin 49'uncusunda bu yıl Türkiye ulusal düzeyde üçüncü kez yer alıyor. Ancak bienal haberlerini veren gazetelere göre Türkiye'nin bu ilk katılımı. Dağ dağa küsmüş, dağın haberi olmamış misali böyle bir bianelden daha önce iki kez sessizce gelip geçmişiz anlayacağınız. Ama bu yıl başka. Bienal haberlerini veren gazetelerde Türkiye ulusal katılımcı olarak duyurulduğu gibi, sergideki beş Türk sanatçının ismine yer verilmiş.

Serginin ‘Perfumed Garden’ (Itırlı Bahçe) olan adı yabancı basının hoşuna gitmiş. Venedik gibi suyun bol, toprağın az olduğu bir yerde egzotik rayihalar çağrıştıran bu isim gerçekten çarpıcı. Serginin küratörlüğünü yapan Beral Madra'nın anlatımından bu ismi seçerken, etkiyi hesaplamış olduğunu anlıyorum. Madra'ya ilham veren, İranlı şair Şeyh Ömer İb-n Muhammed El Nefzavi'nin aynı adlı kitabı olmuş.

Venedik ve Türkiye'nin tarihi ilişkilerinin bir sentezi olarak Murat Morova'nın lokum kutusuna yatırılmış kurşun kadınları, Güven İncirlioğlu'nun İstanbul-New York'u çizgilere indiren teknolojik görüntüleri, Sermin Sherif'in fotoğrafları ve Ahmet Oktam'ın videolu uygulamalarıyla, Türk Pavyonu ayrıca bienaldeki diğer pavyonlar kadar çağdaştı.

Bu Venedik Bienali'nin de bir önceki gibi küratörü Harald Szeeman. Szeeman'ın bu yılki bienal için seçtiği ‘‘Plateau of Humankind’’ (İnsanoğlunun Platosu) teması sanat pavyonlarının dışındaki ilginç gösterilerle de destekleniyor. Bu havası ile bienal alanı bir sanat mekánından ziyade bir panayırı andırıyor. Vaporettolar sanatseverleri son bienal merkezi Giardini ile Arsenal'a taşıyorlar. Venedik'i 17. yüzyılda fırçasıyla adeta fotoğraflayan büyük Canaletto sergisi ise bienalcilerden çok turistlerin ziyaret ettiği bir sergi mekánı.

Japon sanatçılar McDonalds'ın amblemi ile globalleşmenin standardizasyona dikkat çekmeyi başarmışlar. Sicimle bağlanan ve sanatçı Tatsumi tarfından imzalanan baget ekmekler ise havada kapışılıyor. Kore Pavyonu heykel niteliğindeki ilginç enstallasyonları ile çok beğeni topluyor. Alman Pavyonu'ndaki dev fare pavyonun önünde kuyruklar oluşmasına neden oluyor.

Konfüçyus ‘‘sanat etkinlikleri estetik haz verdikleri kadar, ahlaki ve siyasi yönden de eğitmelidir’’ demiş. Venedik Bienali'nde bu üç öğesiz sanat zaten yok. Venedik'te eğlendirici olduğu kadar düşündürücü 20. yüzyıl sanatının gücü, bir kez daha kanıtlanıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!