Veli Göçer'e 25 yıl hapis cezası

Güncelleme Tarihi:

Veli Göçere 25 yıl hapis cezası
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2004 00:00

Marmara depreminde 195 kişinin ölümünden sorumlu tutulan müteahhit Veli Göçer’e 25 yıl hapis cezası verildi. Müteahhit Veli Göçer hakkındaki karar verildi.Yalova'nın Çınarcık İlçesi'nde yaptırdığı binaların, 17 Ağustos Depremi'nde yıkılması sonucu birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermekle suçlanan müheahhit Veli Göçer ile oğlu Can Göçer ve şirket ortağı Zafer Coşkun, toplam 25'er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Göçer, tutuklanarak cezaevine gönderilirken; Can Göçer ve Zafer Coşkun hakkında gıyabi tutuklama kararı verildi. Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına, Veli Göçer ile müdahiller Salim Çakır, Mustafa Ergüden ve Şehriban Ergüden ile taraf avukatları katıldı. Can Göçer ve Zafer Coşkun, duruşmaya katılmadı. Müdahil avukatlarının yazılı olarak sundukları savunmalarında, eski taleplerini yineleyerek ve savcılığın mütalaasına katıldıklarını belirtmelerinin ardından söz alan Veli Göçer'in avukatı Kadir Çiçek, ”Göçer'in Arsa Ofisi Kolektif Şirketi'nde hisse sahibi olduğu dönemde binaların yüzde 70'i bitirilmişti. Bu nedenle, Göçer'in bırakın birden fazla kişinin ölümüne sebep olmayı, davada sanık sıfatının verilmesi bile uygun değildir” dedi.Aynı zamanda savcılığın mütalaasında yer alan “alınan bina ruhsatının adetine göre sanığın alacağı cezanın artırılması” ifadesinin Türk Hukuk Sistemi'nde bulunmadığını iddia eden Çiçek, ”Bu durumu göz önünde bulundurularak müvekkilimin beraatına, beraat kararı verilmediği takdirde ise Türk Ceza Kanunu'nun 80. Maddesi'nin uygulanmasını talep ediyoruz” diye konuştu. Can Göçer'in avukatı Celal Küpeli ise müvekkilinin bu davada Veli Göçer'in oğlu olduğu için yargılandığını ileri sürerek, “Can Göçer'in yıkılan binalardan sadece 2'sinin ruhsatının alındığı dönemde şirkette görevli olduğu için, savcılığın mütalaasında belirtildiği gibi 6 ruhsatın tamamının alınmasından sorumlu değildir. Bu nedenle müvekkilimin beraatını talep ediyorum” dedi. 25'ER YIL HAPİS Mahkeme Başkanı Feridun Bahşi, verilen 5 dakikalık aranın ardından sanık avukatlarının talebinin reddedildiğini belirterek, Veli Göçer'den son sözünü sordu. Göçer ise takdiri mahkemeye bıraktığını söyledi. Mahkeme, müteahhit Veli Göçer ile söz konusu şirketin ortakları Can Göçer ve Zafer Coşkun hakkında, TCK'nın 383. Maddesi'nin 2. fıkrası gereğince “tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu birden fazla kişinin ölümüne neden olmak suçundan” 25'er yıl hapis cezası verdi. Sanıklara, alınan 6 ruhsat içinde ölümün meydana geldiği 4 ruhsat için 5'er yıl, can kaybının yaşanmadığı diğer 2 ruhsat için ise 5 yıl ceza verildi. Göçer, tutuklanarak cezaevine gönderilirken; Can Göçer ve Zafer Coşkun hakkında gıyabi tutuklama kararı verildi. Yalova'da kurulu Veli Göçer Arsa Ofisi Kollektif Şirketi'nin ortakları ve sorumluları Veli Göçer, Can Göçer ve Zafer Coşkun'un, 6 adet yapı ruhsatı ile müteahhit ve teknik sorumluluklarını üstlendikleri, Yalova'nın Çınarcık İlçesi Çamlık mevkiinde 1927 ada, 1 parselde E Blok, 1649 ada 3 parseldeki B ve C Blok, 1647 ada 7 parseldeki A, C, D ve E blokları ile Kocadere Hanburnu Mevkii'ndeki 1256 ada 5 parselde A ve B, 1257 ada 1 parsel ile 1258 ada 1 parseldeki evler, 17 Ağustos 1999 tarihinde depremde yıkılmış ve 195 kişi hayatını kaybetmişti. ÖRNEK DAVAVeli Göçer davasında müdahil avukatı olarak duruşmalara katılan Rıza Pehlevi Şat, amaçlarının, kişilerin bireysel olarak tek tek cezalandırılmasından ziyade, deprem kuşağı olan Türkiye'de davanın bir örnek teşkil etmesi olduğunu söyledi.     Şat, duruşma çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, devam eden bu davada en önemli amaçlarının, hukuk devleti ilkesinin uygulanmasını sağlamak ve Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu göstermek olduğunu belirtti.     Bunu bir ölçüde gerçekleştirmeyi başardıklarını ifade eden Şat, şöyle konuştu:     “Bizim amacımız, kişilerin bireysel olarak tek tek cezalandırılmasından ziyade, deprem kuşağı olan ülkemizde davanın bir örnek teşkil etmesidir. Hiç değilse bundan sonraki aşamalarda bu husus göz önüne alınır ve cezanın caydırıcılık ilkesinden faydalanılabilir. Hukuk mücadelemizin bu şekilde noktalanması mutluluk vericidir. Ancak bu davada başka bir mağduriyet söz konusu olmuştur. 221 kişinin hayatını kaybettiği ve çok sayıda insanın yaralandığı olayda, birçok müdahil olmasına rağmen, tabii hakim ilkesinden uzakta sürdürülen yargılama nedeniyle çok sayıda kişi dosyaya müdahil olamadı. Bu bizim açımızdan bir mağduriyettir.”     "YAPANIN YANINA KAR KALMASIN"Müdahil avukatı Filiz Saraç ise davanın, deprem kuşağı olan Türkiye'de tüm sorumlular açısından “yapanın yanına kar kalmadığı, her şeyin bir cezası olduğu noktasında” örnek bir karar teşkil ettiğini söyledi.     Davanın başından bu yana sorumlular zincirindeki her halkanın yargı önünde hesap vermesi gerektiğini savunduklarını ifade eden Saraç, şöyle devam etti:     SORUMLU RESMİ GÖREVLİLER DE YARGILANMALI"“Bu konuda büyük emekler sarf ettik. Gelinen noktada Veli Göçer, Can Göçer ile sorumlu görülen yerel yönetimler başta olmak üzere idari mercilerdeki yetkililerin yargı önüne çıkarılamadıklarını gördük. Bu, dosya içinde eksiklik olarak göze çarpmaktadır. Hak arama noktası ihlal edilmiştir. Olayda kusuru bulunan kamu görevlilerinin yargılanması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğiz.”     Müdahil Salim Çakır da davanın Konya'ya verilmesinin kendilerini zor durumda bıraktıklarını belirterek, “Bu dava yüzünden şişmanladım. Eşim kapalı mekanlara giremiyor. Depremde 11 yaşında oğlumu kaybettim. Bugün 16 yaşında olacaktı. Verilen ceza hiçbir şekilde benim için tatmin edici değildir. Çünkü, Veli Göçer, Can Göçer ve Zafer Coşkun, infaz kanunlarına göre cezanın çok az bir bölümünü çekecek” diye konuştu.Yalova'da açılan dava, güvenlik gerekçesiyle Yargıtay 5. Dairesi'nin kararıyla 1999 yılında Konya'ya alınmıştı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!