Güncelleme Tarihi:
Yarbay Türkkan’ın darp edildiği ve vücudunun çeşitli yerlerinin sarılı olduğu fotoğrafı da dün basına yansıdı. İfadesinde, ‘etkin pişmanlık hükümlerinden’ yararlanmak istediğini söyleyen Türkkan, “Ben paralel yapı üyesiyim, Fetullah Gülen Cemaati’ne yıllarca gönüllü olarak hizmet ettim. Onlar tarafından verilen emirlere bugüne kadar harfiyen riayet ettim” dedi. Fakir bir ailenin çocuğu olduğunu belirten Türkkan’ın ifadesi özetle şöyle:
LİSEYE KOPYA İLE GİRDİM
“Babam çok fakir bir çiftçiydi. Fethullah Gülen Cemaati ile ilk defa ortaokul döneminde tanıştım. Ortaokulda cemaatin abileriyle tanıştım. Ben subay olmak istiyordum. 1989 yılında Işıklar Askeri Lisesi’nin sınavlarına girdim. Bana sınav olmadan önceki gece yarısı getirip soruları verdiler. Şıkların üzerine cevaplar işaretlenmişti. Işıklar Askeri Lisesi’ndeyken Serdar ve Musa abilerle görüşmeye devam ettim. Ayda bir kez görüşüyorduk. Namaz kılıyorduk, sohbet ediyorduk, Fethullah Gülen’nin kitaplarını okuyorduk. Abilerim bana deşifre olmamak için askeri lisede tuvalette abdest almayı ve ima ile namaz kılmayı öğretmişlerdi. Herhangi bir siyasi kanala yönlendirilmedim. Genelde AKP’ye oy verdim. Askeri lise döneminde bana herhangi bir görev vermediler. Bize, ‘Tek göreviniz ifşa olmamak’ diye öğretiyorlardı.”
ÖZEL PAŞA’YI DİNLİYORDUM
2011-2015 yılları arasında Genelkurmay Başkanı Necdet Özel Paşa’nın emir subay yardımcısı olarak çalıştığını kaydeden Türkkan’ın ifadesine şöyle devam etti: “Özel Paşa’nın son üç ayında emir subayı oldum. Genelkurmay’da emir subayı görevine başladıktan sonra Cemaat yapılanması adına bana verilen örgütsel görevleri de yerine getirmeye başladım. Özel Paşa’yı dinleme cihazıyla sürekli dinliyordum. Murat abiden önceki ismini hatırlayamadığım Türk Telekom’da çalışan abi, bana dinleme cihazını verip Paşa’nın sesini kaydetmem talimatını verdi. Paşa’nın her gün sesini kaydettim. Necdet Özel Paşa döneminde iki yıl Hulusi Akar Paşa, iki yıl da Yaşar Güler Paşa Genelkurmay 2. Başkanlığı görevini yürütmüşlerdi. Her ikisinin de emir subayı arkadaşım Binbaşı Mehmet Akkurt’tu. Mehmet Akkurt da Gülen Cemaati’nin bir mensubudur. Ses kayıtlarını onunla birlikte yaptık.
Şu anda Mehmet Akkurt’un nerede olduğunu bilmiyorum (15 Temmuz’da öldürüldü). Darbeye teşebbüs günü onun görevi, Genelkurmay 2. Başkanı’nı etkisiz hale getirmekti. Bize söylenen Yaşar Paşa cemaatçi değildi, fakat Hulusi için cemaati seven, sempatizan, zarar vermeyen kişi diyorlardı. Benim şahsi kanaatim 1990’lı yıllardan bu yana sınavla okullardan gelen ve orduya alınan subaylardan yüzde 60-70’i cemaatçidir. Genelde cemaatçi olan subaylar kurmay subaylardır. Bu benim bir cemaatçi olarak tahminim. Ben darbe yapılacağını 14 Temmuz 2016 Perşembe günü saat 10.00-11.00 sıralarında öğrendim. Genelkurmay Başkanı Danışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan bana darbe planladıklarını, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve orgenerallerin tek tek alınacağını sessiz sedasız işin biteceğini söyledi.
EVREN OLMAK İSTER MİSİN
15 Temmuz 2016 Cuma günü öğleden sonra Albay Orhan Yıkılkan beni de aldı. Birlikte Tümgeneral Mehmet Dişli’nin odasına gittik. Dişli, Genelkurmay Proje Yönetim Daire Başkanı’dır. Dişli darbe teşebbüsü başladığından ilk önce Hulusi Akar Paşa’nın odasına kendisinin tek başına gireceğini, ona darbeyi tebliğ edeceğini, onun kabul etmesi halinde darbe faaliyetinin başına geçirileceğini bize söyledi. Bunu söylerken bize ‘Genelkurmay Başkanı’na Kenan Evren olacak mısın olmayacak mısın diye soracağım’ şeklinde beyanda bulundu. Elinde bir not kağıdı vardı. Oraya Genelkurmay Bakanı’na söyleyeceklerini tek tek yazmıştı. Dişli Paşa içerde 5 dakika civarında kaldı ne konuştuklarını duymadık. Hulusi Akar, Dişli Paşa ve bizlere hitaben ‘Yanlış yapıyorsunuz, bu böyle olmaz’ dedi.
‘NAMAZ KILACAĞIM’
Herkes içeriyi girince panik yaptı su getirin dedi. Suyu içtikten sonra abdest alıp namaz kılacağım, üstümü değiştireceğim dedi. Namazını kıldıktan sonra özel kuvvetlerden gelen görevliler koluna girip alıp götürdüler. Samimi olarak pişmanım. Sadece darbeye iştirak etmekten değil, Fetullah Gülen Cemaati mensubu olmaktan dolayı da çok pişmanım. Olayların içindeyim bu yüzden sorumluluğum var. Fakat ben vatan haini değilim.”