Ve Kürt meclisi...
Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır’da geçtiğimiz günlerde düzenlenen Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’ndan sonra 11 kişilik yürütme kurulu oluşturuldu.
Kurul, ilk toplantıda ‘meclis’ veya ‘komite’ oluşturularak, barış sürecinin yürütülmesine karar verdi. Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Ahmet Türk, konuyla ilgili şunları söyledi: “Kürt halkının taleplerini dile getirecek bir oluşum yaratılmıştır. Hepimiz sürecin hassasiyetini biliyoruz. Halkımızın geleceği ile ortak mücadele zemini yaratmak konusunda büyük bir azimle konferansı gerçekleştirdik. 11 kişilik yürütme kurulu oluşturuldu. Kurul, hem devletle hem uluslararası ilişkilerde partiler arasında diyalog konusunda Kürt halkını temsil edecek bir çalışmanın içinde olacak. Artık bu dönem halkların özgürleşeceği dönemdir. Yeni bir süreç, yeni bir ihtiyaç, yeni bir yaklaşım ruhunu ortaya çıkarıyoruz. Kürtler açısından önemli bir aktör olacağına inanıyoruz.”
Oluşturulacak 45 kişilik mecliste, Ticaret Odası, Mazlum-Der, Mimarlar Odası, Kürt siyasi partileri ve bölgedeki dini azınlık temsilcileri de yer alacak.
Süreç enfeksiyon kaptı
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cizre’de tek tip kıyafetlerle yapılan gösterinin sürece katkısı olmadığını belirterek, “15 günlük gelişmeler sürecin enfeksiyon kapmasına neden oldu” dedi. Olayın partileri tarafından araştırıldığını söyleyen Demirtaş, şöyle konuştu: “Niyetleri nedir, ne amaçla yapılmış? Sürece katkısı olan görüntü değildir. Bu süreç başladığından beri tıkanmanın önlenmesi, gerilimlerin ortadan kaldırılması yaklaşımındayız. Türkiye’deki 15 günlük gelişmeler sürecin biraz enfeksiyon kapmasına neden oldu. Özellikle Gezi olaylarında hükümetin sert tutumu, sokakta şiddetin muazzam derecede artması, bazı il ve ilçelerde yeni korucu kadroların doldurulması, yeni karakol inşaatlarının hızlandırılması... Hükümetin yaptığı sert açıklama ve kullandığı üslup bir araya gelince, ‘Hükümet süreci ilerletmek istemiyor mu’ kaygısı yarattı. Fakat bu, ‘Süreç bitti, tıkandı’ anlamına gelmiyor. Süreç zorlandı ama bunlar aşılacak. Demokratik siyaset kanallarının açılacağı, yasal güvencelerin oluşacağı 2’nci aşamadır. Sorunların yüzde 100 çözüleceği anlamına gelmez. Türkiye’de demokrasi isteyen herkesin talepkar olması gerekir. Hükümetin yol haritası hem sürecin, hem Türkiye’nin demokratikleşmesinin gereği olmalıdır. Sadece Kürtlere verilmiş bir söz olarak algılanmasın. Hükümet geniş tavır ortaya koymalı. Demokratikleşme adımı attıkça, sürecin doğru işlemesi açısından politik olarak desteklemeye devam edeceğiz.”