Ve gemi demir aldı

Güncelleme Tarihi:

Ve gemi demir aldı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 1998 00:00

Haberin Devamı

Adımınızı atar atmaz, tek kaşınızı kaldırıp, gemide kaç filika ve can simidi olduğunu sorun. Görevliler yeterli miktarda olduğunu söylüyorlar. Ama Titanic'e binenlere de öyle denmemiş miydi! Bu günlerde en fazla Titanic esprisi, en keyifli deniz yolculuklarından birini yapabileceğiniz İstanbul-İzmir hattındaki Ankara Feribotu'ndan çıkıyor. Ama gemi mürettebatının büyük kısmı henüz filmi izlememiş.

Bir yarımada olan Türkiye'de, 1950'lere kadar revaçtaymış gemiyle yolculuk. Örneğin İstanbul'dan çıkan gemi, İzmir'e gidene kadar, belli başlı sahil kentlerine uğrar, oralardan yolcu alırmış. '50'lerden sonra başlayan karayolları hamlesi, tıpkı tren yolculuğu gibi deniz yolculuğuna olan talebi de azaltmış.

Bugün İstanbul'dan İzmir'e gitmeye kalksanız; uçakla kırkbeş dakika, otobüsle sekiz saat, gemiyle ise tam onsekiz saat harcıyorsunuz. Birinin neredeyse 20, diğerinin iki katı. Ancak gemide yaşayacağınız avantajları, diğer araçlarda bulamıyorsunuz. Bir kere arada bir gemiyi sallayan dalgaları saymazsak, seyr-ü sefer halinde olduğunuzu anlamıyorsunuz. Koltuğunuza ya da kamaranıza mahkum değilsiniz. Eğer yazsa, güvertedeki havuz serinlemek için birebir. Vakit geçirmek için, yemekten önce barda, kafeteryada oturup dinlenebiliyorsunuz.

Fasıl eşliğinde akşam yemeği

Ankara Feribotu'nda akşam yemeği, fasıl eşliğinde yeniyor. Yemekten sonra, karadaki emsallerini hiç de aratmayan diskoda dans edip eğlenmeye devam ediyorsunuz. Uyku vaktine kadar gemide sınıf ayrımı yok, ama yatmaya giderken, ödediğiniz paraya göre ya kamaranızdaki rahat yatağınıza ya da pullman koltuğunuza yöneliyorsunuz. Karayoluna göre çok daha risksiz olması geminin bir diğer avantajı. Ani bir rahatsızlıkta revirde tedavi olma imkanınız da var.

Denizcilik İşletmeleri'nin en çok rağbet gören hattı, İstanbul-İzmir arasındaki Ankara Feribotu. Bu hat yalnızca ulaşımı değil, mini-tatil anlayışını da beraberinde getiriyor. Cuma saat 15.00'te Sarayburnu'ndan kalkan feribot, cumartesi 09.00'da İzmir'de oluyor. Bütün gün İzmir'i dolaşıp gece yine kamaranızda konaklıyor, pazar günü yine 15.00'te İstanbul'a geri dönebiliyorsunuz.

İstanbul-Bandırma, İstanbul-Avşa Denizcilik İşletmeleri'nin diğer rutin seferlerinden ikisi. Yazları Karadeniz seferleri oluyor. Dış seferlerde her hafta tekrarlanan İzmir-Venedik hattı, çarşamba günleri İzmir'den başlıyor. Yaz sezonunda Çeşme-Birindizi hattı haftada dört gün çalışıyor. Bayram yılbaşı gibi günlerde, örneğin Doğu Akdeniz, Batı Akdeniz gibi özel turlar düzenleniyor.

Gece yarısı güverte keyfi

Denizi seyretmek hakikaten keyifli. Dondurucu soğuğu göze alıp gece yarısı güverteye çıktığımda, yazıda şık duracağını düşünerek bir kenara not ettiğim birkaç satırı aynen göreceğimi ummuyordum: ‘‘...Sefer başlamıştı. Yeryüzünden kopmuş bir parça olan gemi, küçük bir gezegen gibi yapayalnız bir hızla ilerliyordu. Dört yanında, gök ile deniz uçurumları ulaşılmaz bir sınırda buluşuyordu. Hep değişen, ama hep aynı kalan, her zaman tekdüze ve her zaman etkileyici bir yalnızlıkla çepeçevre sarmaladığı gemiyle birlikte ilerliyordu...’’ Joseph Conrad Ölüm Seferi, 36 S. Adam Yayınları.

SÜVARİ BEY GÖREV BAŞINDA

Geminin kaptanı ya da denizcilerin kullandığı deyimle Süvari Bey. Su üzerinde olduğunuz sürece herşey ondan soruluyor. Kaptan, gerek görürse yolcuları hapis bile edebiliyor. Ancak, sanılanın aksine, Türk kaptanların nikah kıyma yetkileri yok. Kaptanımız Tuna Bekoğlu, her yolculuğun bir macera olduğunu söylüyor, bazen mavi bazen siyah olan denize bakmanın sonuçlarını anlatıyor: ‘‘Genç bir kaptansanız, bir sonraki limanda yaşayacaklarınızı düşünürsünüz. Arkada bıraktığınız bir aileniz varsa onlara gider aklınız. Yaşlandığınızda ise en çok hayatla ilgili sorular üşüşür aklınıza.’’

EL ÇABUKLUĞU MARİFET

Ankara Feribotu'nun İstanbul-İzmir seferinde 89 mürettebat çalışıyor. Kaptandan doktora, akşam yemeğinize renk katan sanatçıdan kamarota kadar herkes güler yüzlü, yardımsever, ilgili. Gemiyi limandan çıkaran ve limana sokan mürettebatın işi ağır, ancak kaptan köşkünden gördüğümüz kadarıyla herşey müthiş bir el çabukluğu ile yapılıyor.

İstanbul-İzmir

İstanbul

Lüks kamara: 46 milyon 500 bin

A kategori: (2 yataklı duş/wc) 26 milyon 500 bin

A kategori: (4 yataklı duş/wc) 23 milyon 500 bin

B kategori: (2 yataklı duş/wc) 24 milyon 500 bin

B kategori: (4 yataklı duş/wc) 21 milyon 500 bin

C kategori: (2 yataklı duş/wc) 22 milyon 500 bin

Not: Bir kişilik bu fiyatlara yemek ve kahvaltı dahil. Koltukta yolculuk edecekseniz, fiyatlar çok daha ucuz.

GEMİDE TAKSİ SERVİSİ

Bar, yemekten önce içkinizi içip dinlenebileceğiniz mekanlardan yalnızca biri. En eğlenceli hikayeler, içkinin de etkisiyle olsa gerek buradan çıkıyor. İşte biri: Bir yolculukta fena halde sarhoş olan müşteri, bana taksi çağırın evime gideceğim diye tutturmuş. Önce gemide olduğunu hatırlatmışlar. İkna olmayınca biraz yürütüp işte burası taksi durağı, şimdi taksin geliyor demişler. Ertesi gün yolcuyu aynı yerde uyurken bulmuşlar.

YEMEKTE FASIL, DİSKODA DANS

Gemi yolculuğunu bir eğlence biçimine dönüştürmüş, onlarca insan var. 15 günde bir, sırf eğlence olsun diye İstanbul'dan İzmir'e gidip geliyorlar. Eğlenmek isteyene eğlence var hakikaten. Yemekte fasıl, diskoda dans, güvertede, mevsime göre sıcak/soğuk romantizm... Discoda DJ'lik yapmak yine gemi mürettebatına düşüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!